Kıymetli dostlar, 22-25 Ocak tarihleri arasında Davos'ta yapılacak olan Dünya Ekonomik Forumu (WEF) öncesinde yayımlanan raporda dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük riskler aşırı hava şartları, iklim korumada başarısızlık ve iklim değişikliğine uyum sağlayamamak olarak açıklandı. Şunu bilin ki  aklımızla alay ediyorlar, neden mi böyle söylüyorum? Çünkü bütün bu kötü gidişata Davos Forumu'nu toplayan şeytani güç sebep oldu ve olmaya da devam ediyor. Dünya Ekonomik Forumu'nun  2018 yılında yayınladığı Küresel Risk Raporu Davos katılımcılarından oluşan iş insanı, politikacı ve sivil toplum kuruluşu çalışanları ve akademisyenlere dağıtıldı. Raporu okuyan katılımcılar 22-25 Ocak tarihlerinde ki toplantı da sonuçların dünya ve insanlık için hiç de iç açıcı olmadığını kamuoyuna anlatacaklarını söylüyorlar. Müstakbel katılımcılara dağıtılan rapor dört ana risk başlığına odaklanıyor: çevresel kötüleşme, siber güvenlik ihlalleri, ekonomik zorluklar ve jeopolitik gerginlikler.

Raporun açıklandığı Londra'daki toplantıda konuşan Zurich Sigorta Grubu risk müdürü Alison Martin "Dünya uyur gezer bir şekilde felakete doğru ilerliyor." dedi. Sadece Alison Martin'in söylemleri bile özellikle 2019 yılının ve sonra ki yılların kaos yılı ve Allah saklasın felaket yılları olabileceğinin işaretidir. Bizlere düşünse millet olarak bir ve beraber olmaktır ve asla gafil avlanmamaktır. Rapordaki ankete katılanların verdiği yanıtlara göre veri güvenliği de iklim değişikliği ile beraber en önemli risk unsurlarından biri olarak öne çıkıyor. Raporda giderek gerilen uluslararası ilişkiler ve küresel ekonomiye yönelik tehditler de diğer riskleri oluşturuyor. Ankete katılanların yüzde 90'ı uluslararası ticaret kuralları ve anlaşmalarının ABD Başkanı Donald Trump'ın "önce Amerika" siyaseti nedeniyle daha da zayıflamasını beklediklerini söyledi. Brexit ile ilgili belirsizlikler de küresel iş çevrelerini endişelendiren bir unsur olarak dile getirildi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin de bu durumda yapması gerekenler var. Türk dünyasının abisi olduğunu ve potansiyelini hatırlaması gerekiyor öte yandan Türkiye liderliğinde Ortadoğu Barış Konferansı düzenlenmeli ve duvara toslayan küresel  ekonomiyi kurtarmak için de Uluslararası Yeni Ekonomik Arayışlar Kongresi toplamalıdır.