Osmanlı padişahlarından her biri bir arifin, kutbun dervişidir. Tasavvuf, metafizik, maneviyat devletin kuruluşunda maya olmuştur. Sadece maya olmakla kalmamış devlet adamlarının yetişmesine vesile olmuştur. Osmanlı saray terbiyesini, kültürünü oluşturmuştur. Osman Gazi, kayınpederi ve Vefâiyye tarikatinden âhi şeyhi Edebâlî’ye bağlıdır. Oğulları Orhan Gazi ve Alâaddin Paşa da öyledir. Sultan I. Murad’ın, Şeyh Postinpûş adıyla bilinen Tebrizli Seyyid Mehmed Hammârî’ye bağlı olduğu kaynaklarda yazmaktadır. Hünkar, şeyhi için Bursa Yenişehir’de tekke yaptırmıştır. Yıldırım Bayezid’in, damadı Nurbahşiyye Şeyhi Emir Sultan hazretlerinden feyzaldığı, İlm-i Ledün öğrendiği bilinmektedir. Çelebi Sultan Mehmed Zeyniyye şeyhi Molla Fenari’nin dervişiydi. Bayramiyye tarikatından şeyhî hazretleri ile sohbet de ederdi. Sultan II. Murad, Mevlevî Emir Âdil Çelebi’nin müridiydi. Hayatını da sıkı bir derviş gibi yaşamıştır. Tahttan iki defa feragat eden tek padişahtır. Rahmet-i ilahiyenin yağması için kabrinin üzerinin açık olmasını dahi vasiyet etmiştir. Fatih Sultan Mehmed, Bayramî muhibbiydi. Hacı Bayram halifesi ve İstanbul’un fethinin manevî mimarı Akşemseddin’e sevgiyle bağlıydı ondan derslerde okumuştur. Lakin Fatih Sultan Mehmed'in asıl dervişliği saltanatında Konya Mevlevihanesi postnîşini olan Pîr Âdil Çelebi Hazretlerinedir. Sultan II. Bayezid, şehzadeliğinde Halvetî şeyhi Çelebi Halife Hazretlerine derviş olmuştu. Ebussuud Efendi’nin babası ve Halvetî şeyhi Muhammed İskilibî (Şeyh Yavsî) ve Bayramî şeyhi Baba Yusuf Seferhisârî ile de sohbet ederdi. Yavuz Sultan Selim, Zeyniyye şeyhi Halimî Çelebi Efendi hazretlerine mensuptu. Babası gibi Yavuz Sultan Selim'in hal ve kerâmetleri çokça anlatılır. Fevkalâde mütevazı ve sâde yaşantısı ile tam bir dervişti. Kanuni Sultan Süleyman, sütkardeşi Üveysî şeyhi Yahya Efendi ile irtibatlıydı. Ama gençliğinde Emir Buhârî halifelerinden Abdüllatif Mahdumî veya Mehmed Nurullah (Yorgancı Emir) Efendi’ye bağlanmıştır. Ubeydullah Ahrâr halifesi Eyüplü Baba Haydar Semerkandî ve Halvetî şeyhi Nureddinzâde gibi zevat-ı kiramdan da feyiz almıştır. Sultan II. Selim, 1574’te vefat eden Halvetî şeyhi Diyarbekirli Süleymân Âmidî’nin müridiydi. Sultan II. Selim Han'ın Diyarbekirli Süleymân Âmidî’nin halifesi olduğu da kaynaklarda yazmaktadır. Sultan III. Murad, önceleri Halvetî şeyhi Hüsameddin Uşşâkî’nin muhibbiydi. Sonra Mâverâünnehr’den İstanbul’a gelen Nakşibendî şeyhi ve Hâcegî Emkenegî’nin halifesi Hâce Ahmed Sâdık Kâbilî’den feyiz almıştır. Ancak onun asıl dervişliği Halvetî Şabanî tarikatı şeyhi Şeyh Şuca Dede'yedir. Sultan III. Mehmed, Halvetiyye’den Abdülmecid Sivâsî’ye mensuptu. Sonra Halvetiyye-i Celvetiyye’den Aziz Mahmud Hüdâî’nin de sohbetlerinde bulunmuştur. Öyle ki Hazret-i Pir Hüdâî, hanedanın şeyhi olmuştur. Sultan I. Ahmed, Sultan I. Mustafa, Sultan II. Osman, Sultan IV. Murad ve Sultan İbrahim kendisine mensuptu. Sultan IV. Mehmed, Halvetî idi. Bir rüya üzerine Kilitbahir’e giderek Hazret-i Pir Ahmed Câhidî’ye intisap etmiştir. Hazret, için bir tekke yaptırmıştır. Hazret-i Pir Abdülehad Nurî ve Hazret-i Pir Karabaş Velî’den de istifade etmiş, feyzalmış, ilim okumuştur; Mevlevî Receb Enis Dede’nin sohbetinden zevk aldığı da kaynaklarda yazmaktadır. Sultan II. Süleyman, Halvetiyye’den Atpazarlı Osman Fazlî Efendi’nin dervişiydi.

Sultan II. Ahmed, Sultan II. Mustafa Mevlevî Şeyhi Receb Enis Dede’ye mensuptular. Sultan III. Ahmed, Hazret-i Pir Nureddin Cerrahi'nin dervişiydi. Kocamustafapaşa Tekkesi şeyhi Mehmed Nureddin Efendi, Halvetî ünsi Hasan Efendi feyiz aldığı ilim okuduğu diğer kıymetli zatlardır. Şeyh Ahmed Akâvî'ye de rüyalarını yorumlatırdı.

Sultan I. Mahmud, Bursa Kadiri Tekkesi şeyhi Mehmed Şerafeddin Efendi, Kadiri şeyhi İzzeddin Ahmed Efendi, Celvetî şeyhi Abdurrahman Efendi, Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri gibi ismi kaynaklarda geçen, ululardan feyiz almış, ilim okumuştur lakin dervişliği Nakşibendî şeyhi Seyyid Muhammed Murâdî’yedir. Sultan III. Osman, Halvetiliğin Ahmedîlik şubesine bağlı Ramazaniliğin kolu olan Raûfi yolu dervişiydi. Şeyhi ise Hazret-i Pir Ahmed Raûfîdir.

Sultan III. Mustafa, Nakşî şeyhi Beyzâde Mustafa Efendi’den feyzalmıştır. Öyleki hazret, Sultan III. Mustafa Han devrinde yapılan seferlere ordu şeyhi olarak iştirak etmiş, üstün gayretler göstermiştir. Sultan III. Mustafa Han'ın dervişliği ise Halveti Cerrahi tarikatınadır. Sertarikzade Mehmed Emin Efendi (V:1759) Hazret-i şeyh Abdülaziz Efendi (V:1761) Yahya Şerafeddin Moravi Morevî ( V:1771) Seyyid Abduşşekur Efendi (V:1773) Halveti Cerrahi yolunda ki şeyhleridir. Sultanın, gizli ilimler okuduğu, danışmanlığında bulunan ve önemli olaylarda dua ettirdiği şeyh efendiler de vardı. Örnek vermek gerekirse Karabaş Tekkesi şeyhi El Hac Nur Ahmed Efendi ilk akla gelen zattır (V:1765, Nur Ahmed Efendiye, Sultan III. Mustafa 1759'da üç kantarlı iki adet top döktürdüğünde topların hedefe tam isabet atışlar yapması için vefk yaptırmış, dua ettirmiştir).

Sultan I.Abdülhamid, Sa’diyye tarikatından Muhammed  Ziyâd Efendi’nin müridiydi. Sultan III. Selim'in, Mevlevî şeyhi Mehmed Emin Çelebi’ye intisap ettiğini yazan kaynaklar varsa da Şeyh Gâlib Hazretlerine intisap ettiğini yazan kitaplar daha çoktur. Sultan IV. Mustafa Nakşibendî şeyhi Murad Molla tekkesi postnişini Abdülhalim Efendi’nin dervişiydi. Sultan II. Mahmud, Halveti Cerrahiydi. Cerrahi Asitanesi 15. şeyhi Abdülaziz Zihnî Efendi'ye ( V:1853 ) bağlıydı. Sohbetlerinde bulunup feyzaldığı zatlar ise Yahya Efendi tekkesi şeyhi Mehmed Nuri Efendi ve Sütlüce Sâdî Tekkesi şeyhi Hasırîzade Süleyman Sıdkî Efendi'dir. Sultan Abdülmecid'de babası gibi Halveti Cerrahi dervişiydi. 1844 yılında Cerrahi Tekkesini onartmıştır. Şeyh Abdülaziz Zihnî Efendi ve Yahya Galib Hayatî hazretlerinden seyrü süluk görmüştür. Sultan, Nuri Efendi isimli bir nakşi şeyhinin dizinde, kelime-i tevhid söyleyerek ruhunu teslim etmiştir. Sultan Selim Câmii avlusundaki türbesinde, Yanyalı İsmet Efendi tekkesi müridlerinin her Cuma gecesi hatm-i hâcegân yapmalarını dahi vasiyet etmiştir. Feyzaldığı diğer zatlar ise mektup göndererek ihtiramlarını arz ettiği Tâhâ El Hakkarî ve Hâlidiyye'den 1872 yılında vefat eden Mustafa İsmet Efendi Hazretleridir. Sultan Abdülaziz'in Mevlevî olduğunu yazan kaynaklar vardır. Şeyhi de Sadreddin Çelebi Hazretleridir. 1866 yılında Meclis-i Meşayih reisliğine Osman Selahaddin Dede'yi tayin etmiştir. 1867 yılında Konya Çelebilik makamının ricası üzerine Pir evini baştan sona yeniletmiştir. Aynı yıl Macaristan'da bulunan Gül Baba Türbesi'ni yenileyip türbeye meşihat (şeyhlik) koydurup başına da bir Bektaşi babası atamıştır. 1866'da İstanbul'a gelen Süleyman Belhî Hazretlerini (Abdülkadir Belhî Hazretlerinin babası) Aksaray Haşim Ağa konağına yerleştirmiş, 2800 kuruşta maaş bağlamıştır. Ayrıca saray mutfağından da konağa her gün yemek göndermiştir. Süleyman Belhî Hazretleri de maaşı ve yemeği fakirlere, dervişlerine dağıtmış, konağı da tekke olarak kullanmıştır. Sultan II. Abdülhamid, Nakşibendiyye’den Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevî’nin sohbetlerinde bulunmuştur lakin dervişliği Şâzelî şeyhi Zâfir Efendi’yedir. Hazretten hilafet aldığı da kaynaklarda yazmaktadır. Zâfir Efendi'nin  vefatından sonra Kâdiriyye’den Yahya Efendi postnişini Abdullah Efendi'den ve Ebulhüdâ Rifâî’den de seyrü süluk gördüğü Rıfâî ve Kâdirî dua mecmualarını tesbihatlarını okuduğunu da muteber kitaplardan öğrenmekteyiz. Sultan Reşad, Mevlevî dervişiydi. Yenikapı Mevlevihanesi şeyhi Salâhaddin Dede’ye bağlıydı. Sultan Vahîdeddin Han Nakşibendî müridiydi. Gümüşhanevî tekkesi şeyhi Ziyaeddin Dağıstanî'ye intisaplıydı. Şeyhinin vefatında asasını hatıra olarak almış ve saklamıştır. İlerleyen zamanlarda inşallah başka yazılarımda sultanların şeyhlerinin ilmi kudretlerini, hâl ve kerametlerini keşiflerini eserlerini de konu edinen bir başka makale daha yazacağım. Şimdilik hoşça bakın zatınıza.