Biz bu kadarını yaşadık hayatta kalanlar olarak.O çöküş anını düşünemiyorum, düşünmek istemiyorum; yüreğim yanıyor, kalbim acıyor.04.17’ye kadar her şeyimiz varmış,çok mutluymuşuz, çok rahatmışız.Aşağıya koşa koşa inen insanlar, yerler kar buz.Feryatlar figanlar toz bulutları.Kimse kimseyi tanımıyor.Arabamın önünü kesenler yardım et diye çığlık atanlar.Otobüs durağında ayağı çıplak kucağında yeni doğmuş bebeğiyle arabası olmayan çaresiz bekleyen insanlar.Yerler kar buz mahşeri kalabalık, sağa sola koşuşturan insanlar.Çaresizliğin dibi, hava daha aydınlanmadı.Korkudan soğuktan ve çaresizlikten tir tir titriyoruz.Enkazdan bedeninin yarısı olmayan insanlar çıkıyor.Hastanede kolu bacağı kesilen bağıran insanlar.Sahipsiz cenazeler.Çaresizlik içinde tonluk betonlara küçük balyozlarla vuruşlarımız.Cenazesi çıkanlar bayram ediyor, hadi gözünüz aydın, sanki düğün var da darısı sizinkine diyenler. tüylerim diken diken oluyor.

Şu an bile bu sıcakta bu temmuz gününde vücudum buz gibi kaskatı kesiliyor.Mezarlığa gelen teyzenin Allah rızası için yardım edin kocamı defnedecek kimse yok mu yardım edin deyişleri.Kapıçam mezarlığında binlerce cenaze yerde yatıyor.Sahipsiz cenazelerin biri gelip biri gidiyor.Kokular arşa yükselmiş.Böyle çaresiz,böyle zor, böyle kötü bir günü hayatımın hiç bir anında yaşamadım,görmedim, bir daha da görmek istemiyorum.Sesimi duyan var mı diye bağırışlarımız, cevap alamayışlarımız, çaresizce çöküp hüngür hüngür ağlayışlarımız…Allahım keşke rüya olsun diye her gün uyandığımız da yerle bir oluşumuz.Anlayamazsınız, anlatamazsınız, anlayamayacaksınız bizi!!!

Akşam uyumadan  iyi geceler diyen insanların son vedaları.Arabasına son kez binen insanların bir daha arabalarına binemeyişleri.Hangisini anlatayım.Ölmeden uyanan insanların hayatındaki en perişan günleri…Odun yok, ocak yok,ekmek yok elektrik yok,su yok, tuvalet yok hiç geçmiyor zaman.Allahım bir daha yaşatma.Ya Rabbi aklımıza  mukayyet ol.Gidenler canından; kalanlar aklından oldu.Maraş’tan bir haber geldi,bu sefer herkes öldü.

Sıfır altı sıfır iki ikibin yirmiüç sildim bu tarihi kafamdan.Delirmek üzereyim.Çıldıranlar, kafayı yiyenler,yolun ortasından anlamsızca yürüyenler, yeter artık yazmak istemiyorum ağlamaktan.Çok zaman oldu yazmayalı yazmaya da çizmeye de gülmeye de küstüm ben.Bugün doğum günümdü bugün öldüm ben.Amcam yok,teyzem yok,Muhammed yok,yengem yok,Mina yok,Salih yok.Bir çok selam verdiğim arkadaşlarımız akrabalarımız dostlarımız yok artık.Mahallenin kedileri köpekleri bile öldü.Urfalı Mateos 1114 yıllarında yazmış Maraş’ın  yerle bir olduğunu.Şimdi de ben yazıyorum.İnşallah  bizim torunlarımız da ne okur böyle bir acıyı, ne yazar, ne de görür.Benden bu kadar bu yazı burda  bitsin.Ben-sen-o çıldırmadan.