Onikişubat/Kahramanmaraş’ta ikamet eden bir tüketici Tüketici Hakem Heyetine başvurarak satın aldığı konutu tescil ettirdiği anda kendisinden %4 oranında tapu harcı kesildiğini, Tapu harcının ödenmesinde satıcının da yükümlü olduğunu belirterek fazladan ödediği ücretin kendisine iadesini talep ediyor.

Konu ile ilgili bizden görüş istenince bir çok tüketiciyi ilgilendiren bu konudaki görüşümü bu köşede paylaşmam gerekir diye düşündüm.

Bilindiği gibi, Her tüketicinin ‘olmazsa olmaz’ hedeflerinden biri konut sahibi olmaktır. Tüketicilerimiz konut sahibi olmak için tüm birikimlerini ortaya koymakta, bu da yetmezse son çare olarak ‘kredi kullanmak’ gibi farklı yollara başvurmaktadırlar. İşte ‘korku filmi efekti’ eşliğindeki hikayemiz de burada başlıyor demektir. Ben, bankaların faiz çarkına bir kez giren tüketicileri ‘pişmiş tavuk’ anaforuna benzetirim...

Çünkü bankalar hiç bir zaman aldıkları faizle yetinmez; Faizcilik başlı başına bir soygun düzenidir zaten, ancak bankacılık sistemi bir tek soygun ile yetinmez: Faizi kar hanesine yazdıktan sonra binbir türlü taklalar attırarak tüketicileri soymaya devam ederler. Mesela ‘tahsis ücreti’ adı altında %0,5 oranında uyduruk bir ücret alırlar, bu yetmez, her türlü güvenceyi almış olmalarına karşın birde sigorta ( hayat sigortası, konut sigortası) yaptırırlar. Bu yeter mi, yetmez; kredi kartı sözleşmesi, açılan hesaptan alınacak hesap ücretleri, otomatik ödeme talimatları vs...

Bunu yeterli görmezler,

Faiz dışındaki bu ücretleri de krediye ekleyerek bu ücretlerden de faiz alırlar.

Tam bir sömürü düzeni anlayacağınız.

Bankadan yakasını ancak bu şartlarda kurtaran(!) tüketicinin son bir darbeye daha dayanması gerekecektir.

Son Darbe Müteahhit’ten: Tapu Harcı

Tüketici konutunu teslim almak için tapuya gitmek zorundadır, tapuya giden tüketiciyi tatsız bir sürpriz beklemektedir: ‘Tapu Harcı’

Tapu harcını kim ödeyecek?

Tapu harcı ödenmesi gereken yasal bir ücrettir, ancak bu yasal yükümlülüğün kime ait olduğu önemlidir.

Hemen belirtmek gerekir ki, tüketiciden bir ücret talep edilecek ise, bunun öncelikle yasal bir düzenlemeye dayanıp dayanmadığı, konuyla ilgili herhangi bir düzenleme yok ise bu kez bunun bir sözleşmeye dayanıp dayanmadığı, şayet sözleşmeye dayanıyor ise de bu sözleşme şartının haksız şart olup olmadığına (diğer bir deyişle, sözleşme maddesinin tüketiciyi bağlayıp bağlamadığına) bakılmalıdır.

Konumuz ‘tapu harcı’ olduğuna göre öncelikle bununla ilgili bir düzenleme bulunup bulunmadığına bakılmalıdır.

492 sayılı HARÇLAR KANUNU’nun, ‘Mükellef’ başlıklı 58.maddesine göre “Tapu ve kadastro harçlarını kanuna ekli tarifede belirtilen kişiler...öder”. Atıf yapılan ekli tarifenin ‘Tapu İşlemleri’ başlığı altındaki (f) fıkrasına baktığımızda “...devir bedeli üzerinden olmak üzere, hem devir edenden, hem de devir alandan ‘Binde 20’ “ hükmünün yer aldığını görüyoruz.

Yani, alınacak harçları düzenleyen ‘Harçlar Kanunu’, hem alıcıya hem de satıcıya eşit miktarda yükümlülük yüklemektedir. Dolayısıyla her iki taraf da yükümlü olduğu ücreti bizzat kendisi ödemek durumundadır.

Satıcı yasayla kendisine verilen yükümlülüğü tüketiciye devredebilir mi?

Sorunun hukuken çözülebilmesi için ‘Taraflar arasında düzenlenen bir sözleşme var ise bu sözleşme ile tapu harcı ödeme yükümlülüğü tüketiciye verilmiş ise bu sözleşme hükmü geçerli olur mu?’ sorusun da cevabını bulması gerekir.

Dönüp ilgili yasa maddesine baktığımızda, Kanun koyucunun dikkate şayan bir öngörü ile buna da açıklık getirdiğini görüyoruz . Yasa maddesinde ‘sözleşme ile devredilebilecek’ mükellefiyetler ile ‘sözleşme ile devredilemeyecek’ mükellefiyetler birbirinden ayrılmış ve keyfiyet ortadan kaldırılmıştır.

Kanun koyucunun ‘tapu harcı’nı devredilebilecek mükellefiyetlerden ayırarak doğrudan mükellef kıldığı kişiler ne yaparsa yapsınlar artık bu mükellefiyetten kurtulamayacaklardır.

Satıcılar yasa ile mükellef kılındığı ücreti sözleşme ile alıcıya/tüketiciye artık devredemeyecektir. Şayet sözleşme düzenlemiş ve sözleşmede tapu harcının tüketiciye ait olduğuna yer verilmiş ise bu sözleşme şartı yasanın açık hükmü karşısında ‘mutlak butlan’dır, ‘yok’ hükmündedir.