Kahramanmaraş’taki İlk günlerimiz, bir taraftan Kahramanmaraş’ı tanımaya çalışıyoruz, diğer taraftan da hayırlı olsun ziyaretine gelen misafirlerimizi ağırlıyoruz.

Kuyumculuk sektörünün Kahramanmaraş’ta önemli bir sektör olduğunu biliyordum ancak Kuyumcular Odasının ziyareti sayesinde detaylı bilgilere sahip oldum.

Meğer imalatçı kesim için

Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi kurulmuş, inşaata başlamak için uygun bir yer aranıyormuş ancak sanayi alanı için yeterli bir alan bulunamamış.

Diğer ziyaretçilerden biliyorum, KSS için yer arayan bir kaç farklı sektör daha var; teknik makinacılar, ahşap işleri, mobilyacılar, ayakkabıcılar; Küçük Sanayi Sitesi yapı kooperatifi kurmuşlar, onlar da yer arıyor.

Yerle ilgili problemi dile getirdiklerinde kuyumculuk sektörünün diğer sektörlerin aksine yatay bir yapılaşmaya müsait olmadığını söyledim akabinde, bugün her bahsi geçtiğinde gururlandıkları projenin fikrini ortaya attım; ‘sizin diğer sektörler gibi büyük alanlara ihtiyacınız olmaz, ne imalat için ne de nakliye için ağır makinalara büyük kamyonlara, tırlara ihtiyacınız yok, dolayısıyla diğer küçük sanayi siteleri gibi sanayi sitesi kurmayı düşünmeniz doğru değil. Çok katlı bir bina yapabilirsiniz, bunun için de size küçük bir alan yeter.’ Küçük bir şaşkınlık! Birbirlerine baktılar,  ‘bakanlık buna ne der, uygun görülür mü?’ dedi biri. ‘Sorarız’ dedim.

Onlar oradayken hemen ilgili genel müdürümüz Sayın Ramazan Yıldırım beyi telefonla aradım, kendilerine sektörü ve sektörün özel durumunu anlattım, sanayi alanı konusunda yer  sıkıntısından bahsettikten sonra bu kooperatifin diğerlerinin aksine çok katlı bir şekilde yapıldığı taktirde uygun görülüp görülmeyeceği konusunda soru işaretleri olduğunu belirterek, çok katlı yapılacak projenin desteklenip desteklenmeyeceğini sordum, sayın genel müdürümüz ‘proje göndersinler bakarız!’ şeklinde kestirme bir cevap verdi. Beni rahatsız eden tavrı misafirlere hissettitmemeye çalışarak ‘gerekirse bakanlığa bir yazı yazar,  çok katlı yapılacak bir projenin uygun görülüp görülmeyeceğini sorarız’ dedim.

Oturdum bakanlığa yazıyı bizzat ben yazdım, yazıda özetle kuyumculuk sektörünün hem imalatında hem de sevkiyatında büyük tonajlı araçlara ihtiyaç duyulmadığını, diğer taraftan çok değerli bir maden işleneceği için güvenliğin de çok önemli olduğunu, sektörün diğer küçük sanayi siteleri gibi yapılanmasının doğru olmayacağını,  ayrıca işleme esnasında oluşan kayıpların geri dönüşümün bu yapılaşma nedeniyle mümkün olabileceğini içeren resmi bir yazı yazarak Bakanlıktan görüş istedim.

Klasik memur anlayışına göre, yazı yazdıktan sonra sonucu beklemek gerekir, bunun yerine,  yazının bakanlıkdaki süreci de takip ederek cevabın açık olması için çalışma yürüttüm. Yorum içeren ifadeler yerine yapılabilir/yapılamaz; desteklenir/desteklenmez şeklinde net bir ifadeyle görüş bildirmesini sağlamaya çalıştım.  Hatta öyle ki yazıya cevap verecek olan  birimin daire başkanı Sayın Davut Aslan beyi bizzat telefon ile arayarak yazının netleştirilmesi için özel çaba sarf ettim, sonuçta cevabi yazı önünümüzü tamamen açan netlikte yazıldı.

Yazıya göre önemli olan imalat yapılması idi, inşaatların yatay veya dikey olmasının bir önemi yoktu. Uygun görüşü alır almaz, hemen Hacı Mustafa Öz beyi aradım ve güzel haberi bildirdim.

Gelinen aşamayı Valimiz Sayın Şükrü Kocatepe beyefendi ile de paylaştım hemen.

Vali bey ‘orman bölge müdürlüğünün karşısındaki lojmanların olduğu alana bakın uygun ise orayı düşünebilirler’ dediler, koordinasyon kurulu toplantısında Orman Bölge Müdürüne ‘konuyu görüşün’ diye talimat verdiler. Toplantı akabinde

orman bölge müdürünü arayarak randevu talep ettim,  saat 10:00 için randevulaştık. Hacı Mustafa Öz’ü arayıp haber verdim ve ertesi gün bölge müdürünü ziyarete gittik.

Harita üzerinde lojmanların olduğu bölge alanını inceledik,  kooperatif başkanı alanın uygun büyüklükte olduğunu ve karşılığında istenen lojmanların yapım bedelinin yaklaşık maliyetinin de makul olduğunu ifade etti, yani bir el sıkışmadıkları kaldı, oradan ayrıldık.

İl müdürlüğü olarak yapmamız gerekeni fazlasıyla yapmıştık, artık top kooperatif yönetimindeydi;

Orman bölge müdürlüğün teklif ettiği yer önemli bir bariyeri atladığımızın göstergesiydi, kooperatif istediği an inşaat sürecini başlatabilirdi artık.

Sonrasında öğrendim ki Dulkadiroğlu Belediyesi imar uygulaması yapmış ve büyük bir alanı sanayiye ayırmış. Kuyumcukent yönetimi daha uygun bulmuş olmalı ki orman bölge müdürlüğünün önerdiği yerden vazgeçmiş,  Dulkadiroğlu Belediyesinin ayırdığı alandan kendisine bir yer ayırtmış.

Geldiğimiz noktada  bugün bakanımız Sayın Mustafa VARANK beyin canlı yayınlarda örnek olarak gösterdiği bir şekilde yapıldı ve kahramanmaraş’ımızakazandırıldı.

Tabi burada bir de dönemin Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı Kahramanmaraş koordinatörü sevgili kardeşim Ertuğrul Kazancı’nın katkısına dikkat çekmek isterim.

Bir kooperatifin amaca hizmet etmesi ancak ortakların beklentilerini tam olarak karşılanmasıyla mümkün olabilir. İşte sayın kazanci da burada devreye girerek inşaata başlamadan önce bilimsel bir fizibilite çalışması yapılması gerektiğini, uygun proje sunulduğu takdirde bunun ajans tarafından desteklenebileceğini önererek kooperatif  yönetimini buna yönlendirdi. Nihayet  Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı’na bu yönde bir proje sunuldu ve proje kapsamında ortakların beklentileri/talepleri proje öğrenildi ve nihai şekil ortaya çıkmış oldu.

Elbette projenin ana aktörü kooperatif yönetimidir, başarının onlar tarafından sahiplenilmesini doğal karşılıyorum. Ancak projenin niteliğine ciddi katkı sunan bizim gibi ikincil aktörlerin çabaları da görmezden gelinmemeliydi diye düşünüyorum. Kuyumcukent Yönetiminin yaklaşımı Tekstil İhtisas OSB’ninkinden farklı olmadı ne yazık ki, ne temel atma törenine ne de açılış merasimlerine davet edilmeye değer görülmedik.