Bilindiği gibi ayıplı mallarda tüketicinin dört seçimlik hakkı vardır. Bunlardan en önemlisi kuşkusuz 'Misli İle Değişim' hakkıdır.

Tüketiciler özellikle enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde misli ile değişim hakkını kullanarak menfaatlerini korumaya çalışırlar.

Bu düşünce doğru ancak icra müdürlüklerinin işbilmezligi yüzünden bu hakkı kullanan tüketicilerin başına  gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiştir. Önümüzde çok güzel bir örnek var. Tüketici, 2006 yılında aldığı araç ciddi bir motor arızası yapınca bu hakkını kullanıyor. Uzun süren yargılama sonucu davayı kazanıyor, firma itiraz edip yargıtay'a götürüyor, yargıtay da  tüketiciyi haklı görüyor ve yerel mahkeme kararını onuyor. Tabi bu hemencecik olmuyor,  süreç bir kaç yılı alıyor.

Yargıtayın onama kararını alan tüketici satıcıya başvuruyor, satıcı işi yokuşa sürüyor,  sebebi de şu: bu mal şu an elimde yok, çünkü bu model arabalar artık üretilmiyor. Tüketicimiz  icraya başvuruyor haliyle, icra her seferinde  yasaya aykırı bir çözüm önerisi ile tüketicinin karşısına çıkıyor.

Konu tekrar mahkemeye taşınıyor, mahkeme misli olmayan malın kıymetini tespit ettirerek tüketiciye ödenmesine karar veriyor, ancak bilirkişinin takdir ederek mahkemeye bildirdiği bedel aracın bu günkü piyasa fiyatının altında bir miktar. Tüketici  şaşkın: 'bu kadar süre boşuna mı uğraştım?' diyor, 'mahkeme kararına göre bana 140 bin lira ödeyip aracı benden alacak ayni gün 180 bin liraya satacak, davayı kaybetmiş olmasına rağmen 40 bin lira kâr edecek!' Tabi tüketici buna itiraz ediyor...

Anlayacağınız üzerinden onaltı yıl geçmiş olmasına rağmen tüketicimizin hikayesi henüz bitmiş değil.  Bu sistem ne zaman doğru yolu bulur, onu da bilemiyorum.

Peki bu uyuşmazlık neden bu kadar uzun sürdü derseniz, hatayı öncelikle icra müdürlüklerinde buluyorum, sonra da icrayi doğru bir düzleme oturtamayan yerel mahkemede ve hiç bir şey bilmediği halde bilirkişilik yapan bilirkişilerde ve elbette tüm bu süreci yönetmesi, tüketiciyi hakkına kovuşturması gereken avukatı/avukatları.

 Misli İle Değişim nasıl icra edilir?

Misli ile değişim kararı verilmişse ancak o mal artık üretilmiyorsa karar icrasının  nasıl olacağı önem kazanıyor. Malın misli verilemiyorsa yani bu yöndeki mahkeme kararının icrası imkansız hale gelmişse malın mislinin verileceği tarihteki değerinin verilmesinden başka bir yol kalmamış demektir. Malın güncel fiyatı konusunda uyuşmazlık varsa bu uyuşmazlığı icra müdürü çözmelidir. İcra İflas Kanuna gore (m.24/f.4) alacaklı ile borçlu taşınır malın değeri üzerinde bir anlaşmaya varamazlarsa, yani bu değer ihtilaflı ise, bu halde taşınır malın değeri icra müdürü tarafından takdir olunur. İcra müdürü, taşınır malın değerini haczin yapıldığı tarihteki rayice göre takdir eder.

İcra müdürü, taşınır malın değerini takdir ederken, malın değerini borsa veya ticaret odalarından, bu kuruluşların bulunmadığı yerlerde, kendisi tarafından seçilecek bilirkişiden sorar ve alacağı cevaba göre taşınır malın değerini belirler (m.24/f.5) ve bu bedeli bir muhtıra ile borçludan ister.

Yargıtay içtihatlarına göre, borçlu bu muhtıranın kendisine tebliği tarihinde temerrüde düşeceğinden, alacaklı bu tarihten itibaren faiz de isteyebilir ( HGK 20.10.2010, 12/494-521).

Süreç bu kadar basit ve net, ama iyi niyetli ve işini bilenler ve lâyikı ile yapanlar için..