"Çok büyük sıkıntılar var. AKPARTİ yi yıkalım da sonrası Allah kerim." diyen kardeşlerim var. Sorarsan, Reis'le problemleri yok. Hatta onu öve öve bitiremiyorlar. Ama çevresindekileri yerin dibine batırıyorlar ve demediklerini bırakmıyorlar. Yolsuzluklar, şımarıklıklar, adaletsizlikler, sapmalar, savrulmalar, göz boyamalar almış başını gidiyormuş. Akl-ı selim insanlar, Allah rızası için bu gidişata “dur” demeliymiş. Arkasından Oda tv’ den, Sözcü’den ve sağdan soldan toplanmış, ne idüğü belirsiz belgeler arka arkaya gelmeye başlıyor.

Öncelikle bu türden kampanyalar neticesinde, genel seçimlerde, Reis'in daha az sayıda milletvekili ile meclise girmek zorunda kaldığını hatırlatmak isterim. Keşke daha çok sayıda milletvekili ile iktidar olunsaydı da Reis’in eli daha güçlü olsaydı. Tayfaları tek tek yok edilen ya da çalışamaz hale getirilen kaptan, o gemide neler çeker düşünsenize!

"Reis iyi ammaa" diyerek başlayan cümlelerin tamamı maalesef bilinçli olarak Reis'e zarar vermek için kuruluyor ve en çok zararı da bunlar veriyorlar.

Reis'i yıkınca, yerine kimin geleceğiyle ve ortaya nasıl bir tablo çıkacağıyla ilgili durumun Allah'a havale edilmesi de çok ilginç. Aynen Abdülhamithan’ı devirenlerin yaptıkları ahmaklık gibi. Senin basiretsizliğinin, plansızlığının ve muhakemesizliğinin faturasını, kusura bakma ama Allah'a ödetemezsin. Sorarsam, yaptıklarını hak, adalet ve dürüstlük adına ve Allah için yaptığını söyleyeceksin ama ülkenin, milletin yaşayacağı sorunları unutacaksın. 

28 Şubatlar, darbeler, söylemler, işkenceler, sürgünler, engel üstüne engeller, fetöler, haksızlıklar, işten atmalar, okuldan, devlet dairelerinden kovalamacalar daha dün gibi aklımızda. Gelinen noktayı, özgürlükleri, elde edilenleri,  görmezden gelmek mümkün mü?

Geçmişle şimdiyi karşılaştırırken o kadar çok şey var ki yazacak...

Liderin ne kadar önemli olduğunu 15 Temmuz'da bir kez daha gördü bu millet. Eğer vatandaş liderine çok bağlı olmasaydı, o gece ülkemde çok farklı şeyler yaşanırdı. Bunun düşmanlar da farkına vardılar. Bundan dolayı dolar krizinin altında, halkı Reis'ten soğutma planı yatıyor. Nitekim, kriz halkın cebine dokunmaya başlayınca, plan başarılı olacak gibisinden bir endişem de yok değil. İnşaallah, halkımız, kuru ekmeğe razı olur ve bu tuzaklardan da kurtulmayı başarır.

"Pekala hataları görmezden mi gelelim, eleştirmeyelim mi?" diyenlere gelince; eleştirinin dozunun, yerinin ve zamanının iyi ayarlanması gerektiğini hatırlatmakta fayda görüyorum. Yani yapıcı eleştirilere kimsenin bir şey dediği yok. Fakat, sürekli hakaretler, iftiralar ve lüzumsuz eleştiriler, zamanla inandırıcılıktan ve ciddiyetten uzaklaşarak kuru gürültü haline gelir. Bu da faydadan çok zarar verir. Reis’le ülkenin kaderinin birleştiğini görerek adımlar atılmalı.

Her zaman olduğu gibi, yine yerel seçim değil, genel seçim havasında geçecek bu seçimler de. Çünkü bütün dünyanın gözü ülkemdeki seçimlerde. Hatta aktif olarak iktidarın zarar görmesi için girişimlerde bulunduklarından yana da şüphem yok.

Son olarak, ileri geri yapılan açıklamaların ve zamansız eleştirilerin en çok kimleri sevindirdiğine de dikkat etmek gerekir. Seçim sonrasında oy kaybı yaşanması halinde, ellerinde projelerle bekleyenlerin ekmeklerine yağ sürmek, aklı başında hiçbir kardeşimin yapacağı iş değildir.

Rabbim, ülkemizi ve gönül coğrafyamızı sevindirecek, düşmanları çatlatacak sonuçlar elde etmeyi ve huzurlu bir seçim yaşamayı nasip etsin.