MALUMUNUZ geçtiğimiz günlerde Mahir Ünal’ın basın toplantısına sürpriz bir şekilde Hayrettin Güngör’de katılmıştı.

Toplantı bitiminde herkes dağılırken, Hayrettin Güngör’ün yanına gittim ve maksat matrak bir konu olsun diye “bana bir yemek ısmarlar mısın Sayın Başkan” dedim. O da “Sen bana ısmarla” diye yanıt verince yanımızda bulunan Ak Parti Onikişubat İlçe Başkanı Mücahit Kara, “İkinize de ben ısmarlayayım” diye teklifte bulundu, konu kapandı...

Diyaloğumuzun hepsi bu kadar.

Yani hepi topu üç dakikayı geçmeyen bir ayaküstü sohbet.

Bizim sadece bir iki gazeteci arkadaş, daha o gün bunun dedikodusunu yaydılar: “Yener Hayrettin Beyin peşinden ayrılmadı” diye…

Hani Hayri Bey, yazdığım bir yazımdan dolayı beni mahkemeye verdi ya, ima etmek istedikleri şey başka!

Gazeteciliğin cilveleridir bunlar, güler geçerim hiç önemli değil.

Hatta buradan ilan edeyim, bu mahkemeye avukat bile tutmuyorum, hakimin karşısına kendim çıkacağım, çünkü hiçbir yazımda belaltına inmeden eleştiri hakkımı kullanmışım.

Ben takılmam, mahkeme olur biter, ben gazeteciliğimi, o başkanlığını yapmaya devam eder…

Bu mesleği yapıyorsam, küsmem, rastgeldiği yerde yine konuşurum, diyalog kurmaya çalışırım.

Hatta bak bir sır vereyim, benim böyle konulara fetişim bile var. ;)

SİZE DOSTANE TAVSİYELERİM!

DEDİKODU dışında başka bir şey üretmeyi beceremeyen insanımsı yaratık, bak sana sesleniyorum:

Biliyor musunuz sizin gibi asalaklara gerçekten ayıracak ne vaktim ne de enerjim var. Çünkü o vaktimi de, enerjimi de beraber sevgi paylaştıklarıma harcamak çok daha sağlıklı ve akılcı...

Size bir kaç tavsiyem var; gidin kardeşim kalbinizi temizleyin, gidin kendinize bir uğraş bulun, mesela hayatta bir gün yapmadığınız sokak köpeklerini besleyin, kedilere mama verin.

Hatta becerebilirseniz birini sevmeyi deneyin.

Mesela bir çiçek dikip sulayın, bitkilere sevgi verin.

Gülmeyi ve samimi bir şekilde kahkaha atmayı deneyin. Ama insanların dedikodusunu yapmayın, karalamayın.

İnsanları mutsuz etmeye çalışıp, bu dangalakça egonuzdan beslenmeyin.

Haaaa… bunların hiç birini yapamıyor musunuz?

O zaman hemen hiç durmadan, zaman kaybetmeden, bir psikoterapiste gidin ve tedavi olun...

Söyleyeceklerim şimdilik bu kadar!

YATACAK YERİ YOK

DEDİKODUCU BACI ERKEKLERİN

OTURDUĞU yerde hiçbir iş üretmeden, iş üretenlerin dedikodusunu yapan, yüzde doksanını çalıştırmayı beceremedikleri o minik beyinleriyle laf taşıma nakliyatı şirketi kuran asalakların…

YATACAK YERİ ÇOK

GENÇ GAZETECİLERİN

HER türlü zor koşullara ve önlerine çıkartılan engellere rağmen işini yapan, dünyaya, teknolojiye ve mesleki yeniliklere ayak uydurup iş üreten, gazetecilik yapan genç meslektaşlarımın…