Bir özel okulun üniversiteden Tilki’nin konseri için yer konusunda yardım istemesiyle başlayan tartışma, birilerine göre zaferle, başka birilerine göre de hezimetle sonuçlandı. Şehirden gelen tepkileri gören kurumlar, konseri iptal ettiler.

Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Demek ki tepki ortaya konulursa sonuç alınabiliyormuş.

Tilki, gazinoya, pavyona ya da herhangi bir eğlence mekânına getirilecek olsaydı, şehirde kimsenin umurunda olmazdı. Lise ve üniversite öğrencilerine, yani eğitim yuvalarına getirilecek olunca işin şekli değişti. Hayatımda adını bile duymadığım Tilki’yi birazcık araştırdığımda, karşıma çocuk denecek yaşta, kılık kıyafetiyle, konuşmalarıyla, hayata boş vermişliğiyle, gençlerimize, bırakın rol model olmayı, onlara en büyük zararı verecek bir genç kız çıktı.

Şehre zararı oldu diyenlerin, işin eğitim yönünü enine boyuna düşündüklerinde, bu kararlarından vazgeçeceklerinden eminim.

Masum görünen veda partilerinde, yılbaşı eğlencelerinde, açılış konserlerinde, bahar şenliklerinde yapılan programları, tüketilen içkileri, giyilen kıyafetleri, yapılan çılgınlıkları görmezden gelmek, çok büyük aptallık olur. Böyle durumlarda gençler, birbirlerine özeniyorlar ve ilk defa alkol alanların, diğerlerine benzemek için çırılçıplak giyinenlerin, kuytu köşelerde rezillik yapanların her geçen gün sayıları artıyor. Görev yaptığım dönemde, yurtlara sarhoş gelen kızları görünce yüreğim yaralandı. Etrafındaki arkadaşlarına, memurlara küfreden kızlarımızın o haline şahit olunca, ağlamamak için kendimi zor tuttum.

Bu türden konserlerin iptali, keşke çözüm olsa. Okulların, yurtların ve şehrin ortak çalışmaları gerekiyor. Şimdi gençlerin gözünde, konseri iptal ettirenler öcü, yaptırmak isteyenler kanka oldu. Çünkü gençlerin yüzde doksan dokuzu, bu tür programları isteyecek kıvamdalar. Bu işler en başta düşünülmeliydi. Konser olmalıydı, ancak konser verecek kişi meşhur biri olsa da, anormal biri olmamalıydı. İkinci olarak da, konserin öncesinde, öğrencilerin dikkatini çekecek ve onlara mesaj verecek birileri olmalıydı.

Yıllar önce ilahiyat fakültelerinden birinde hocalık yapan bir arkadaşımla konuşurken, söylediği bir cümle, çok dikkatimi çekmişti:

“Bir ara kız ve erkek öğrencileri ayrı sınıflarda okutmak için kolları sıvadık, öğrencilerin ve velilerin çoğunluğunun böyle bir ayırımı istemediklerini görünce vazgeçtik.”

Gençlerle bir yerlerde buluşmamız gerekiyor. Onları engelleyerek, nasihat çekerek, fırça atarak bir yere varamayız. Onlara, onların anlayacağı dilden yaklaşmalıyız. İnanın bizlerin aramızda konuştuğumuz konulardan, önceliklerimizden, hassasiyetlerimizden gençlerimizin haberleri yok. Onların beslendikleri kaynaklar çok farklı.

Koca şehirde, STK yurtları, yok denilecek kadar az. Dolayısıyla yük, üniversitelerin, diğer okulların ve devlet yurtlarının üzerinde. Bu kurumların, gençlerin dikkatini çekecek ve onları eğitecek ders dışı çalışmalarını ve sosyal faaliyetlerini artırmaları gerekiyor.