Habertürk'te 15 Kasım 2018 tarihinde yayınlanan "Nedir Ne Değildir?" programında 1. Dünya Savaşı insanlığı nasıl etkiledi, Osmanlı Devleti nasıl savaşa girdi ve Ortadoğu'da sınırlar yeniden mi çiziliyor mevzuları programa katılanlar tarafından, sunucunun da soruları doğrultusunda istişare edildi. "Nedir Ne Değildir?" programına katılan Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran Osmanlı Devleti'nin 1. Dünya Savaşı'na neden ve nasıl girdiğini izah ederken İttihat ve Terakki Partisi'nin gafletini ve ahmaklıklarını da dolayısıyla anlatmış oldu. Sayın profesörün konuşmalarını dinlerken Sultan Abdülhamid Hazretlerine rahmet okumamak elde değil çünkü bir tarafta devleti 33 yıl ayakta tutan dahi bir lider diğer tarafta da devleti 9,5 yılda batıran gafiller bulunmaktadır. Hocanın konuşmasında satır başları da şöyle: Alman ve İtalyanlar milliyetçilik akımları sebebiyle kendi aralarında ki ihtilafları kaldırıp ulus devletler haline gelmişlerdir. Bu iki devletin milli bilinçle hareket edip tarih sahnesine çıkmış olmaları dünya dengelerini değiştirmiştir. Özellikle Almanya sanayileşmede ve silahlanmada çok önemli adımlar atmıştır. O dönemin süper gücü İngiltere ile denizlerde ve karada baş edecek hale gelmiştir (Sultan Abdülhamid Han ise dünyanın değiştiğinin farkındaydı. Almanya'nın sanayileşme ve silahlanmasının da farkındaydı lakin kaynaklardan öğrendiğimiz kadarıyla Alman İmparatorluğu'nun İngilizlerle asla başa çıkamayacağının da bilincindeydi. İttihatçılarsa Almanya'nın sözde büyümesi ve gelişmesinden etkilenmişlerdi. Onların İngilizleri yenebileceklerini vehmetmişlerdi ve bu yanlış düşünce de imparatorluğun sonunu getirmiştir.). Ülkeler kendi aralarında bloklaşıyorlardı ve bu da rekabeti getiriyordu (Sultan hazretleri 33 yıl boyunca devleti idare ederken ülkelerin hiçbirine imparatorluğunun çıkarları mevzubahis olan konular hariç yakınlaşmamış hiçbir ittifaka açıktan dahil olmamıştır. Herhangi bir devlet ile özellikle de Almanya ile yapılacak askeri ittifaka da yanaşmamıştır. Almanları sadece teknoloji transferinde ve acımasız İngiliz siyasetini frenlemekte kullanmıştır.

Hünkarın tezi onlar birbirlerine savaş ilan ettiklerinde tarafsızlığı korumak ve Harb-i Umumi'den etkilenmeden çıkmaktır. Çünkü hazret, her an bir harp kopabileceğinin farkındaydı ve Harb-i Umumi ne zaman ne şekilde kopar anlayabilmek için Yıldız Sarayı'nda Harb-i Umumi Dairesi dahi kurmuştu. Konu ile ilgili detaylar Abdülhamid'in Akıl Oyunları kitabında bulunmaktadır. Maalesef İttihatçılar sultanın bu tarafsızlık siyasetini anlayamamışlar, önemini ve değerini kavrayamamışlardır. Sonunda da devleti uçurumdan aşağıya atmışlardır.). Cemal Paşa, Harbi Umumi'ye "Memurların maaşlarını ödeyemediğimiz için girdik. Almanlardan teknik imkanlar, silah ve para sözü aldık." demiştir (Lakin Birinci Dünya Savaşı tarihini ve kaynakları birazcık karıştırdığınızda görürsünüz ki Almanlar  İttihatçılara verdikleri hiçbir sözü tutmadıkları gibi savaş sonunda galip olmaları durumunda Osmanlı Devleti'ne savaş açacaklardı. Bunun da belgesi Aytunç Altındal'ın "Bilinmeyen Hitler" kitabında Alfa Yayınları 23. baskıda ekler kısmında mevcuttur. 1911 yılında hazırladıkları haritada Anadolu toprakları Alman toprakları olarak gösterilmiş. İşin daha garibini siz kıymetli okurlara söyleyeyim, İttihatçılar Sultan Abdülhamid'in kurduğu iktisadi düzene dokunmasalar, sarayı, darphaneyi, hazineyi yağmalamasalar ve dış borç alma yoluna gitmeselerdi zaten Almanlardan yapılacak bir ittifakla  geleceği vaat edilen üç kuruş paraya muhtaç olmazdık.). Sultan Abdülhamid Hazretlerini İttihatçılar, hain olanları hariç çünkü içlerinde vatanseverlerde vardı, anlasalardı durum çok başka olur, insanlığın kaderi başka türlü yazılırdı vesselam.