Kıymetli dostlar, sizlere önemli olduğu için  Tapınakçıların, Farmasonların okuduğu İncil'de ki (Mason İncili) bir bölümü hatırlatmak  ve Mason nizamnamesini yeniden yazan yeni dünya düzenini tasarlayan sömürge nizamına şeytani aklı ile güç veren Sultan II. Abdülhamid Hazretlerinin baş düşmanı Yahudi para baronlarının küresel veziri  Albert Pike'ın kaleme aldığı (29 Aralık 1809- 2 Nisan 1891) Morals and Dogma kitabının kısaca ne olduğunu yazmak istiyorum.

Mason İncili -132. Bölüm

1- Tanrım, David'i ve onun çektiği bütün acıları gör.

2-Tanrının önünde yemin etti. İsrail'in Güçlü Bir'i için and içti.

3-"Eve gidemem. Kendime dinlenmek için izin vermeyeceğim."

4-İsrail'in Güçlü Bir'i için bir tapınak ve Rab için kutsal bir yer inşa edecek bir yer bulana kadar gözlerimin uyumasına ya da göz kapaklarımın uykuya dalmasına izin vermeyeceğim.

7- Rab için ikamet yerine gidelim, önünden baş eğelim.

8-Yüksel, ey tanrım ve gücünün sembolü olan Ark ile birlikte tapınağına gir.

9-Rahiplerin kurtuluş temsilcisi olacak; sadık hizmetkarlarınız sevinç için şarkı söylesin.

Kıymetli dostlar, adamların kutsal sayıp okuduğu Mason İncili'nin 132. bölümden kısa bir bölüm okudunuz. Şimdi sizlere arz etmek isterim ki, ne zaman gayretten yoruldunuz dönüp bu metni okuyun ve çalışıp çabalamak için güç bulun zira düşman hiçbir zaman boş durmadı, hain planlarına devam etti ve devam edecek. Aslına bakarsanız sizlere belki abartı gelecek ama  insanlığı ve masumiyeti kurtarmak için uyumaya dahi vaktimiz yoktur. Metinden anlaşılanlar ise şudur: Sion Tarikatı Abdülhamid'in Akıl Oyunları kitabında da anlattığım üzere Sion protokollerini hayata geçirmek ve sözde Davud A.S soyundan bir kralı Kudüs'te tahta çıkarmak için uğraşıyor. Amerika'nın Kudüs'ü ve Golan tepelerini İsrail toprağı sayma adımı dahi üzerlerine aldıkları bu şeytani vazife gereğidir. Ayrıca yine metinden anlaşılan Mabedi Süleymanı Kudüs'te inşaa etmek için yanıp tutuşuyorlar ve mabedi inşa etmek için de ellerinden geleni yapıyorlar. Dostlar yazının başında isminden bahsettiğim küresel monarşinin veziri Albert Pike'ta yazdığı Morals and Dogma kitabı ile güneşe ve İblis'e tapanların arzularını yerine getirmek için geniş zamanlı, uzun soluklu bir senaryo tasarladı. Kısaca söylemek gerekirse  Morals and Dogma işte sizlere arz ettiğim şeytani senaryonun kitabıdır ve hâlâ da İblis taraftarları tarafından yürürlükte tutulmaktadır. Yazımı kitabın iç kapağında  bulunan ve neden kaleme alındığını da ayan beyan ortaya koyan cümleler ile bitirmek istiyorum.

"Ezoterik kitap, Farmasonların İskoç ayinleri ve Amerika Birleşik Devletlerinin Güney Yargı Mercii için otuzüçüncü derece yüksek konsili tarafindan hazırlandı ve onun otoritesi için yayınlandı."

Dostlar, sakın unutmayın dünyanın herhangi bir yerinde bir ağaçtan tek  yaprak dahi düşse ilahi planda mutlaka sebep olacağı hususlar vardır. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de "O'nun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez." (En'am, 6/59) buyurulmuştur.

Velhasıl tesadüf diye bir şey asla yoktur lakin yine bilmek ve unutmamak gerekir ki geçmişte Mısır firavunu insanları sihir ve büyü ile nasıl kandırdıysa ve yaratıcıdan haşa rol çalmaya uğraştıysa kendisine tabi olanların gözünü boyadıysa günümüzün İblis sistemini, kapitalizmi, sömürge nizamını savunan firavunlarının da  ne dediklerini, nasıl göz boyamak için uğraştıklarını, hangi amaç uğruna çalıştıklarını biliyoruz. Yeni dünya düzeni dedikleri fesat ideoloji iktidar olsun da ne olursa olsun zihniyeti ile yaratıcıdan günümüzde de haşa rol çalmaya devam ediyorlar, yani tanrıcılık oynuyorlar. Kasas Suresi, 38. ayette Rabbimiz kullarına firavun zihniyetini haber vermiştir: "Firavun dedi ki: "Ey önde gelenler, sizin için benden başka ilah olduğunu bilmiyorum. Ey Haman, çamurun üstünde bir ateş yak da, bana yüksekçe bir kule inşa et, belki Musa'nın ilahına çıkarım çünkü gerçekten ben onu yalancılardan (biri) sanıyorum." Firavun ya da firavunlar imtihan vesilesi olsun diye asla bitmez fakat emin olun ki kazanan her daim Rabbimizdir. Zaten Rabbimizin her daim kazanacağı da yüce kitabımız da yazmaktadır. Hazret-i Allah Kuran'da konu ile ilgili firavundan bahis açarak buyurmuşlardır ki Ankebut Suresi, 39. ayet: "Karun'u, Firavun'u ve Haman'ı da (yıkıma uğrattık). Andolsun, Musa onlara apaçık delillerle gelmişti, ancak yeryüzünde büyüklendiler. Oysa onlar (azaptan kurtulup) geçecek değillerdi."  Dostlar, anlattıklarımdan hareketle bizlere düşen kâfir ve zalim düşmanı hiçbir zaman küçümsememek, her daim uyanık ve farkındalık sahibi olmak, düşmanımızı sonuna kadar tanımaktır vesselam.