Ne olacak bu Galatasaray’ın hali…

Ne olacak bu Fenerbahçe’nin hali…

Trabzon’a Allah yardım etsin!

Peki, neler oluyor bu Kahramanmaraş’ta?

Bir şeyler olduğu muhakkak fakat konuşulan hiçbir şey yok. Her sabah şehrin gündemi değişmiş olarak uyanıyoruz. Galiba biz derin bir uykudayız! Yada kulislerde konuşulanları duymuyor. Elbette duymayız. Çünkü kulis nedir bilmeyiz. Şehrin gündeminin bazen günlük bazen aylık bazen altı aylık planlarla şekillendirildiğini düşünür hale geldim.

Dünyanın ve ülkenin akıl almaz şekilde değişen gündemine şehrin de ayak uydurması, bazı önemli gelişmelerin sıradanlaşmasına ve direkt yahut dolaylı yoldan şehrin zarar görmesine neden olduğu kanısındayım.

 Aylar önce yazdığımız bir yazıda; şehrin kültürel ve turizm alanında kalkınması için büyük fırsatlarımızın olduğunu belirtmiştik. Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi’nin kültür ve sosyal faaliyetler konusunda mücadele ettiğini dile getirmiştik. Diğer taraftan Kültür ve Turizm Bakanı’nın bizim şehirden olmasının en büyük fırsatlardan biri olduğunu dile getirmiştik. Yine bu yazımızda Kahramanmaraş Valisi Sayın Mustafa Hakan Güvençer’in mütevazılığından, halk ile iç içe olmasından ve dahi üstün özelliklerinden dem vurmuştuk. Netice itibariyle gelişmeler de gösteriyordu ki bahsi geçen kurum ve kişiler Kahramanmaraş için fırsattı.

Şehrin tanıtımına katkı sağlayacak ve yıllarca ihmal edilen kültür ve turizm alanıyla ilgili Sayın Mahir Ünal’ın çalışmaları tam başlamıştı ki sekteye uğradı. Bakanlık görevinden alındı. Kahramanmaraş adına hazırlanan dosyalar, projeler, planlar… Bir daha gelmemek üzere rafa kalktı. Akabinde şehrin kalbinde, vali yardımcımız (Allah rahmet etsin) intihar etti. Kamuoyu bu olayın nedenini öğrenemedi. Diğer taraftan bugün sabah Sayın valimiz Mustafa Hakan Güvençer Bey’in Manisa’ya atandığını öğrendik. Yarın hangi sürpriz ile karşılaşacağız bilemiyoruz.

Osmanlı Devleti’nin Kuruluş ve yükselme döneminde (yani 1299 tarihinden 1590 yılları arasında) toplam 300 yılda 35 sadrazam değişikliği yaşanmıştır. Fakat duraklama döneminde 54, yine gerileme döneminde 54 olmak üzere 200 yılda 108 sadrazam değişmiştir. Çöküş döneminde de 74 kez sadrazam değişmiştir. 

Bir sonra gelen bir önce gelenin yaptıklarını beğenmemiş yahut engellemiştir. Her gelen kendi kadrosuyla gelmiş, bir önceki dönemin çalışkan kadrolarını da sırf muhalifi olması yahut kendi adamı olmaması nedeniyle görevden uzaklaştırmıştır. Neticede Osmanlı Devleti içerisinde bazı sadrazamlar birkaç gün, birkaç ay görevde kalıp sonra azledilmiştir. Hatta 5 Mart 1656’da sadrazamlığa getirilen Zurnazen Mustafa Paşa, bu görevi ancak 4 saat yapabilmiştir.

Hal böyle iken kadro ve sistem ülkeler kadar şehirlerin kaderini de etkiler. Kahramanmaraş’ı yeni yeni tanımaya başlayan Vali Bey’i, başka bir yere tayin etmek hem bu şehir için hem gittiği şehir için faydalı bir karar olmamıştır. Şehrin en önemli ihtiyaç alanıyla ilgili verilen bakanlığın 6 ay kadar kısa sürede değiştirilmesi de şehrimiz adına kayıp olmuştur. Elbette Sayın Veysi Kaynak Bey ve Başbakan Yardımcılığı görevi çok önemlidir. Kendisini tebrik eder, başarılar dileriz. Fakat mevzu bu değil, mevzu şehrin bu günü ve yarınıdır.

Futbol tarihimizde, Galatasaray ve Fatih Terim uzun yıllar çalışmanın verdiği güç ile çok önemli işler yapmıştır. UEFA, SÜPER KUPA ve hoca farklı olmakla birlikte ekol ve oyuncuların aynı olması nedeniyle 2002 Dünya 3.’lüğü gibi başarıların temelinde süreklilik gelmektedir.  Manchester Unied ve hocası Sir Alex Ferguson da önemli bir örnektir.  Bu sürekliği sağlanamadığı dönemlerde “ne olacak bu Fener’in hali, ne olacak bu Galatasaray’ın hali…”  şeklinde dile düşmüşlerdir.

Son olarak, sevincimizde de üzüntümüzde de abartıya kaçmak doğru değildir. Devrin yahut dönemin adamı değil hakikaten ADAM olmak gerekir. “Kral öldü yaşasın yeni Kral” pespayeliğinden derhal uzaklaşılmalıdır.  Makamlar ve mevkiler hizmet için vardır. Dolayısıyla her kim liyakatinden dolayı bir makama tevdi edilmiş ise hizmet için edilmiştir. Birkaç yıl önceye kadar kimin göreve geldiği hiç önemli değildi. Sisteme güvenilir ve yapılacakların devamlılığına inanılırdı. Kraldan çok kralcıların, güneş nerden doğarsa yüzümü oraya çeviririm diyenlerin, memleketi ben mi kurtaracağım, dün dündü bu gün bu gündür, devletin malı deniz yemeyen d… diyenlerden bir dönem kurtulmuştuk. Lakin son dönemlerde Kahramanmaraş özelinde bu tarz adamların ayak seslerini yeniden duyar olduk. Bu şehrimiz adına kötü bir durum… Umarım makam ve mevki sahipleri bu adamlara itibar etmezler. Aksi halde bunun vebali büyük olur.

Ne olacak bu Maraş’ın hali, çekildik bir kenara izliyoruz. Siyaseti izliyoruz, STK’ları izliyoruz, il ve ilçe belediyeleri izliyoruz en önemlisi de Yerel Basını izliyoruz. Sadece izlemiyoruz elbette, not alıyoruz, fotoğraf çekiyoruz. Yarının hâkimi de sahibi de ancak ALLAH…

Allah’a emanet olun…

 

Yazarın www.maraspusula.com daki diğer yazıları.