Ankara Savcılığı'nın, AK Parti İstanbul Milletvekili Ünal Şirin'in evinde ölü bulunan Özbekistan vatandaşı Nadira Kadirova'nın dosyasına takipsizlik kararı yazmaya başladığı öne sürüldü.

DAVADA TAKİPSİZLİK KARARI

Savcılık, Kadirova'nın kesin ölüm sebebinin açığa çıkması için Adli Tıp Kurumu'ndan rapor istemişti. Adli Tıp, olayın üzerinden 5 ay geçmesinin ardından Kadirova'nın ölümüne ilişkin raporunu geçen hafta tamamlayarak, savcılığa gönderdi. Kadirova'nın "bitişik atış yapmak suretiyle göğüs bölgesinin 5-6 santimetre üzerine isabet eden mermi neticesi öldüğünün", dolayısıyla "olayın intihar olduğunun değerlendirildiği" bilgisine yer verildi. Cumhuriyet'te yer alan habere göre, Savcılığın da rapor üzerine soruşturmada "takipsizlik kararını yazmaya başladığı" öğrenildi.

NADİRA KADİROVA KİMDİR?

Kadirova, 23 yaşında Özbek vatandaşı genç bir kadındı. Dört yıl önce Türkiye'ye yerleşmişti. Yaklaşık bir yıldır AKP milletvekili Şirin Ünal'ın Çankaya'daki evinde bakıcı olarak çalışıyordu. Ünal'ın eşi hastaydı ve Kadirova onunla da ilgileniyordu. Yakınlarının verdiği bilgiye göre Kadirova, Türkiye'de üniversite okuyabilmek için para biriktiriyordu ve yakın gelecekte üniversite sınavına hazırlanmak için kursa başlayacaktı. Hayatının ilerideki dönemlerinde Türkiye'de kalmak ve evlenmek istiyordu. Hakkında bilgi sahibi olanlar genç kadını, "ailesi tarafından çok sevilen, özgüven sahibi ve güzel bir kadın olarak" tanımlıyor.

ÖLÜM OLAYI NASIL YAŞANMIŞTI?

Olay, 23 Eylül Pazartesi akşamı saat 21.00 sıralarında meydana gelmişti.

Emniyet, yaşananı intihar olarak tanımlamıştı ve olayın yaşandığı sırada Ünal'ın, Ünal'ın eşi ile kızının ve evin diğer yardımcısının da evde bulunduğu belirtilmişti.

Açıklamada, "Olay yerinde yapılan teknik ön incelemede intihar harici herhangi bir şüpheli durum müşahede edilmemiş, ayrıca Müntehire'nin odasında intihar eğiliminde olduğuna dair bulunan geçmiş tarihli notlar da dahil tüm bulgular soruşturma dosyasına eklenmiştir" ifadeleri de yer almıştı.

Nadira'nın ağabeyi Muhammet Ali Kadirova, çeşitli medya kuruluşlarına yaptığı açıklamada, olaydan beş dakika önce Şirin Ünal'la görüştüğünü belirtmişti:

"Olay olmadan beş dakika önce milletvekili Şirin Ünal beni aradı. Bana 'Silahım kayboldu' dedi. Şirin Ünal Bey, 'Kız kardeşin alıp sana mı götürdü' diyecek sandım. O sırada tabancayı almış, odasına kilitlemiş. 'Açmaya çalışıyoruz' dedi. O esnada Şirin Ünal Bey'in kızı Duygu Ünal, kapıya vuruyordu, bağırış, çağırış ses geldi. O esnada telefon kapandı.

"Hemen taksiye atladım, olay olan eve geldim. Olay olmuş ateş atılmış. Polis ekipleri beni içeri sokmadılar. 'Kardeşim nerede' dedim. 'Hastaneye götürüldü' dediler. Taksiye atladım, Bilkent Şehir Hastanesi'ne geldim. 'Beni içeri sokun, ben onun ağabeyiyim' dedim. Beni içeri sokmadılar. Sonra içeriden doktorlar çıktı 'Başınız sağ olsun' dediler, orada bittim ben." ifadelerini kullanmıştı.