Dört yıl önce Ankara’da bir plazanın 20. katından düşerek hayatını kaybeden Şule Çet için verilen adalet mücadelesini hatırlatan Ersoy; Şule Çet’in intihar ettiği öne sürülse de katledildiğinin verilen mücadele ile ortaya çıkarıldığını ifade etti. Ersoy; Şule Çet davası sürecinin şüpheli kadın ölümlerinin araştırılması gerekliliğini gözler önüne serdiğini belirtti.

Yüzlerce kadının silahla intihar ettiği, yüksekten düşerek hayatını kaybettiği söylenerek, gerçeğin izinin sürülmediğini ve otopsi yapılmadığını ifade eden Ersoy; düşme öncesi bedende darp izinin bulunup bulunmadığının ortaya çıkarılmaması için otopsi yapılmadan dosyaların kapatılmaya çalışıldığını dile getirdi.

Faillerden hep aynı savunmayı yapıyor!

Kadınların şüpheli ölümlerinin araştırılmasına dair sürece ilişkin bilgi veren Avukat Selin Nakıpoğlu, kadının ölmeden önce yalnız olup olmadığının araştırılmadığını ve soruşturma aşamalarının hızlıca kapatıldığını dile getirmiştir. Nakıpoğlu; faillerin, ölen kadınlar hakkında verdikleri “ruhsağlığı bozuktu, intihara meyilliydi” savunmasında ortaklaştıklarını, dellillerin hızlıca ortadan kaybedildiğini ve ölen kadın aleyhine tanıklıkların yapıldığını aktardı.

Bu tip cinayetlerde soruşturma süreci detaylı olarak ilerletilmeyip intihar ettiği kabul gördüğü için kadın katilleri bu tip cinayetlerden rahatlıkla sıyrılabilmektedir.

Bakanlıklar şüpheli kadın ölümlerine ilişkin verileri açıklamıyor!

Ersoy; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı’nın kadına şiddet verilerini açıklamadığı gibi şüpheli kadın ölümlerine ilişkin verileri de açıklamadığını ifade etti. Ersoy; verilerin sistematik bir biçimde tutulmamasının, cinayetlerin engellenmesine karşı planlama yapılmamasına neden olduğunu belirtti. Ersoy; bu konuda önlem alması gereken kurumların, bu tip şüpheli ölümleri görmezden gelmediğini dile getirdi.

Ersoy ayrıca şu sözleri ekledi:

“Kadın cinayetlerinde yürütülen cezasızlık politikası, kadın katillerini cesaretlendirmekte ve cinayetlerin artmasına sebep olmaktadır. Katiller, kadınların ölümüne intihar süsü vererek neredeyse hiç ceza almadan hayatlarına devam etmektedir.

İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede tek taraflı çekilme kararı ve 6284’ün etkin bir şekilde uygulanmaması kadın katillerine uygulanan cezasızlık, kadın cinayetlerinin artmasına yol açmaktadır. Şüpheli biçimde öldürülen kadınları korumak, faillerin cesaretlenmesini engellemek için etkin soruşturma ve kovuşturma yapılmalı, dosyaların üzeri örtülmemelidir. Son yıllarda artan şüpheli kadın ölümlerinin araştırılması TBMM’nin görev ve sorumluluğundadır.”

Ersoy Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na şu soruları yöneltti:

1.      2002-2022 yılları arasından yüksekten düşerek hayatını kaybeden kadın sayısı kaçtır?

2.      2020,2021 ve 2022 yıllarında kaç kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetmiştir?

3.      Şüpheli şekilde hayatını kaybeden kadınlardan kaçı için etkin soruşturma ve kovuşturma süreci işletilmiştir?

4.      Şüpheli şekilde hayatını kaybeden kaç kadının öldürüldüğü ortaya çıkmıştır?

5.      Şüpheli kadın ölümlerinin önlenmesine ilişkin Bakanlığınızın bir çalışması bulunmakta mıdır?

6.      Bakanlığınız kadınların şüpheli şekilde ölmesine ilişkin kaç davaya müdahil olmuştur?