Raporda 2019 yılı itibarıyla 2 milyar insanın güvenli, besleyici ve yeterli gıdaya düzenli olarak erişemediği belirtilirken açlıktan etkilenen insan sayısının 2030 yılına kadar 840 milyonu aşacağı tahmin ediliyor.

Yaşanan bu ürkütücü gidişin önüne geçebilmek içinse tüm dünyada sürdürülebilir gıda ve tarımsal üretimi hedefleyen sistemler geliştirilmeye çalışılıyor.

“2050’ye kadar %60 daha fazla gıda üretimi gerekecek”

Dünyadan ve Türkiye’den İyi Tarım Uygulamaları hakkında bilgi veren Altınbaş Üniversitesi Dr. Öğr.Üy. Füsun Zehra Özkan, küresel gıda güvenliğini sağlayabilmek için FAO verilerine göre 2050 yılına kadar tahminen yüzde 60 daha fazla gıda üretilmesi ve bu üretimin de doğal kaynakların korunarak yapılmasının gerekli olduğunu söyledi. Suyun tarımsal üretimin en temel girdisi ve üretimden tüketime tarım-gıda zincirinin tüm aşamalarında büyük öneme sahip olduğunu belirten Özkan, ancak su kaynaklarının hem talebin artması hem de iklim değişikliği, çevre kirliliği, yönetsel hatalar gibi sebeplerle giderek artan tehditler altında bulunduğuna dikkat çekti.

FAO rakamlarına göre 2025 yılına kadar, 1.800 milyon insanın mutlak su kıtlığı olan ülke veya bölgelerde yaşaması beklendiği bilgisini paylaşan Özkan, “Su kıtlığının temelde üç boyutu olduğu görülüyor: Bunlardan ilki basit fiziksel su kıtlığıdır ve talebe göre yeterli kalitede tatlı suyun olmaması söz konusudur. İkincisi, sorumlu kuruluşların kullanıcılara güvenilir su teminindeki başarısızlığı sebebiyle oluşan suya erişimdeki kıtlık, üçüncüsü ise su kaynaklarının mevcut olmasına rağmen mali kısıtlar nedeniyle altyapı ve kapasite eksikliğinden kaynaklanan kıtlık olarak özetlenmektedir.Yaşanan küresel su kıtlığı tehlikesi, su kullanımının çok önemli olduğu ve suya doğrudan bağımlı olan tarımsal üretimde alternatif yöntemlerin geliştirilmesini zorunlu kılmış durumda” dedi. Bu zorunluluk karşısında günümüzde tarımda suyun verimli kullanımını sağlayacak pek çok yöntem ve yeni teknolojinin uygulandığını belirten Özkan, küresel su kıtlığına karşı Topraksız Tarım, Susuz Tarım, Dikey Tarım vb. uygulamaların dikkati çektiğini söyledi. Özkan, topraksız ve güneş görmeyen kapalı alanlarda çok az su kullanılarak yapılan tarımla Türkiye’de susuz ve çok az su ile yetişebilen çeşitlerin üretilmesi için üniversiteler ve araştırma kuruluşları tarafından çalışmaların yürütüldüğünü hatırlattı.

“26 Kontrol ve Sertifikasyon kuruluşu, İyi Tarımı belgelendiriyor”

Depremlerin merkez üssü Kahramanmaraş'ta yerinde dönüşüme 35 bin 395 başvuru Depremlerin merkez üssü Kahramanmaraş'ta yerinde dönüşüme 35 bin 395 başvuru


Sürdürülebilir tarım sistemlerinden biri olan İyi Tarım Uygulamalarının insan sağlığına ve çevreye zarar vermeyen tarımsal üretimin yapılmasına odaklandığını belirten Dr.Füsun Zehra Özkan şunları söyledi: “Ülkemizde İyi Tarım Uygulamaları belgelendirmesine ilişkin ilk mevzuat 08.09.2004 tarihli İyi Tarım Uygulamalarına İlişkin Yönetmelik’tir. Yönetmelik kapsamında yürütülen belgelendirme programının sahibi de Tarım ve Orman Bakanlığıdır. Bakanlık ilgili yönetmelik kapsamında, tarımsal üretim sırasında yapılan bütün işlemlerin çiftçiler tarafından kayıt altına alınması ve daha sonra yapılacak kontroller için muhafaza edilmesini ve bu kayıtların; ürün çeşidi, ürünün bulunduğu coğrafi bölge, gübre uygulama zamanı, uygulama nedeni, teknik izin, kullanılan kimyasalın ismi ve miktarı, uygulama aleti, operatörün ismi ve uygulama zamanından kaç gün sonra hasat yapılması gerektiği, sulama zamanı, sulama yöntemi ve miktarı gibi tüm bilgileri içermesini talep etmektedir. Ülkemizde Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yetkilendirilen ve Türk Akreditasyon Kurumu tarafından akredite edilen 26 Kontrol ve Sertifikasyon kuruluşu, İyi Tarım Uygulamaları Yönetmeliği kapsamında bitkisel ve hayvansal üretim için belgelendirme faaliyetlerini sürdürüyor.”

“14.000 üretici, 1520 işletme İyi Tarım yapıyor”

Tarım ve Orman Bakanlığı 2020 yılı verilerine göre Türkiye’de bitkisel üretim kapsamında 61 ilde yaklaşık 14000 üretici ve 2.550.000 dekar alanda hayvansal üretim kapsamında yaklaşık 1520 işletmenin İyi Tarım Uygulamaları yönetmeliğine göre sertifikalı üretim yaptığı bilgilerini paylaşan Füsun Zehra Özkan, “Bu işletmelerce yapılan genel üretim miktarını incelediğimizde 2007-2020 yılları arasında 100 kat artış görülüyor. İyi Tarım Uygulamaları yapan üreticiler,üretim kapsamlarına göre Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından desteklenirken, İyi Tarım uygulamalarıyla üretilen ürünlerde gerek ihracat olanakları gerekse yeni pazar imkânlarının artışta olduğu ve kontrollü uygulamalarla güvenli gıda üretiminin desteklendiği görülüyor. Diğer taraftan İyi Tarım Uygulamaları ile çevre bilincinin güçlenmesi, sosyal olarak istihdamın çeşitlenmesi ve bu alandaki eğitim çalışmalarının yarattığı katma değerle ekonomik, sosyal ve çevresel katkılar gelecek nesiller için büyük önem arz ediyor” açıklamasında bulundu.
Tarımsal üretim, güvenli gıda ve güvenli gıdaya erişimin, insan yaşamının sürdürülmesinde vazgeçilmez olduğuna dikkat çeken Dr.Füsun Zehra Özkan, “Su olmaksızın temel tarımsal faaliyetleri yerine getirmek mümkün değildir. Günümüze kadar uygulanan politikaların, alınan tedbirlerin belirli bir seviyeye kadar etkili olduğu ancak tam olarak çözüm üretemediği görülüyor. Suya ve doğaya doğrudan bağımlı olan tarımsal faaliyetlerin öncelikli yaşam gerekliliklerimizdeki önemi dikkate alındığında suyu, toprağı ve diğer doğal kaynakları verimli kullanan, yenilenebilmesini sağlayan, kirlilikten koruyan yeni teknik ve teknolojilerin desteklenmesi ve öncelikle uygulanması için gerekli yasal şartların sağlanması çok önemli” ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilişim