Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde 1968 yılında ailenin tek çocuğu olarak dünyaya gelen Orhan Kıran, doğuştan engelli. Babasını küçük yaşta kaybeden Kıran' uzun yıllar annesi tek başına baktI.

1989 yılında Darülaceze'ye yerleşen Orhan Kıran, burada çeşitli görevleri üstlendi. 90'lı yıllarda santralde çalışan Kıran, yakalandığı hastalık nedeniyle ara vermek zorunda kalsa, son olarak aldığı ahşap yakma eğitimiyle yeniden hayata tutundu.

Kıran hayata tutunma serüvenini şöyle anlatıyor: "Darülaceze'de dile kolay tam 30 yıl oldu. Burada ilk 2 yılım misafir gibi durdum. Çok sevdim burayı. İnsanları sanki daha önceden tanıyormuşum gibi hissettim. Hiç sıkıntı yaşamadım. 91'den 93'e kadar rehabilitasyon birimine geldim. Burada öyle ufak tefek işler yapmaya başladım. O zamanlar iş yapabilecek hastalara iş imkanı sağlıyorlardı. Bana;"Orhan, bizim santral bilgisayar sistemine geçti. Sen böyle konularda yeteneklisin. Orada çalışmak ister misin?" dediler. Ben de "olur" dedim. 99'a kadar santralde çalıştım. Çok da hoşuma gidiyordu. Fakat "kolit" hastalığına yakalanınca ara vermek zorunda kaldım. İyileştikten sonra tekrar rehabilitasyon birimine döndüm. Bir gün kurumumuza pyrography yani ahşap üzerine yakma sanatı öğreten bir hoca geldi. Açtığı atölyede verdiği derslere 15 kişi katıldık. Benim dışımda kimse devam etmedi. Bu çok hassas ve sabır isteyendir sanat. Ben çok sevdim ve hocam da 6 ay boyunca beni eğiterek ustalığımı verdi. O zamandan beri bu sanatı devam ettiriyorum. Zaman zaman hastalığım nüksedince ara vermek zorunda kalıyorum. Yaptığım eserlerin beğenilmesi ve alıcı bulması beni çok mutlu ediyor. En son Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın tablosunu yaptım. Kendisine hediye edeceğim inşallah. Bizi ziyarete gelen insanların, gazetecilerin ilgisini gördükçe memnun ve mesut oluyorum. Bize bu imkanları sağlayan herkese çok teşekkür ederim."