Araba satıyorsun, hesabında parayı görmeden noterde imza atamıyorsun,

Mal alıyorsun, ürünü gözlerinle görmeden parasını ödemek istemiyorsun,

Veresiyenin adı kalmadı, hiç kimseye güvenemiyorsun,

Tapusu olan araziyi alıyorsun, sana gösterilen yerle tapudaki yerin farklı olduğunu görüyorsun,

“Yanıma parayı almadan çıkmışım, bir saat sonra veririm” diyerek malı alıp gidiyor, bir daha görebilene aşk olsun,

Sözler veriliyor, ahkâm kesiliyor, uygulamaya gelince her şey yalan oluyor,

Doğru dürüst usta, zanaatkâr ve işinin erbabı kalmadı,

Kitap okuyan, düşünen, fikir üreten yok denecek kadar az,

Ünlü şair, yazar, mütefekkir yetişmez oldu,

Din, iman, İslam, maneviyat camilere saklandı,

Hepimiz, güçlülere göre hareket ediyoruz. Onların istediği şekilde konuşuyoruz ve davranıyoruz. Misafirlerimizin onlardan olmasına özen gösteriyoruz. Daha sonra da çok rahat arkalarından konuşuyoruz.

Herkes birbirini en küçük fırsatta satar hale geldi,

Hakiki dost, kaliteli insan mumla aranır oldu,

Dedikodu, gıybet, iftira çok büyük günahlar iken, sıradan işler haline geldi,

Namus anlayışı çok değişti, eşini, kızını, kardeşini teşhir etmekten gurur duyan insanların sayısı her geçen gün çoğalıyor,

Adam olsun diye mekteplere gönderdiğimiz çocuklarımız, dejenere oluyorlar ve atalarına, asıllarına, kültürlerine soğuk bakıyorlar.

Ne konuştuğu belli olmayan, sözünde durmayan Trump’a çok kızıyoruz ama çoğumuzun ondan farkı kalmadı, bir dediği diğerini tutmayan insanlar haline geldik.

Bu konunun, iktidarla, tahsille, varlıkla, güçle ilgisi yok. Sağcı, solcu, ateist fark etmez, her akımın içerisinde adam gibi adamlar bulabilirsin. Veya gece gündüz namaz kılan fırıldaklar görebilirsin.

Vesselam, zamanı, dünyayı, teknolojiyi ve başkalarını bahane ederek yoldan çıkmak, sele kapılmak kimseyi kurtarmaz.

Şahlanacaksak, güçleneceksek, önce evlerimizde, ailemizde dirilmeliyiz. Dünya yansa veya önüne dünyalar serilse, doğrudan taviz vermeyen nesiller yetiştirmeliyiz.