“Kanser dünya genelinde önemli bir toplumsal sağlık sorunudur. Dünyadaki en önemli kanser istatistiği kaynağı olan GLOBOCAN verilerine göre 2018 yılında dünyada toplam 18,1 milyon yeni kanser vakası gelişmiş ve 9,6 milyon kansere bağlı ölüm olmuştur. 2025 yılında ise yeni kanser vaka sayısının yaklaşık 22 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir. Ülkemizde ise 2018 yılında 210 bin yeni kanser vakası ve 116 bin kansere bağlı ölüm olduğu bildirilmiştir.

Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde en sık görülen kanser türleri erkeklerde sırasıyla akciğer, prostat ve mesane kanseri; kadınlarda ise sırasıyla meme, tiroid ve kolorektal kanseridir. En sık ölüme neden olan kanser türleri ise erkeklerde sırasıyla akciğer, prostat ve kolorektal kanserler iken; kadınlarda sırasıyla akciğer, meme ve kolorektal kanserlerdir. Görüldüğü üzere akciğer kanseri her iki cinste de en öldürücü kanser olarak ilk sırada yer almaktadır. Bugün için dünya genelinde saptanan 9.6 milyon civarındaki kansere bağlı ölümün yaklaşık 1.8 milyonu akciğer kanserine bağlı ölümlerdir.

Kanserin gelişme sürecine ve etki eden faktörlere de dikkat çeken Prof. Dr. Kadir Güzin, Sigara kullanımı başta olmak üzere kötü alışkanlığın kansere yol açtığını söyleyerek, “Tüm kanserlerin yaklaşık %5-10’u gibi küçük bir kısmı genetik anormalliklere bağlı olarak gelişirken, geri kalan %90-95’lik kısmı ise çevresel faktörlere ve yaşam şekline bağlı olarak gelişmektedir. Bunlar arasında başta tütün mamulleri olmak üzere fiziksel ve kimyasal karsinojenler, radyasyon, beslenme şekli (lifli gıdaları az tüketme vb), fiziksel hareket azlığı, obezite ve alkol sayılabilir. Kansere yol açan nedenler arasında çevresel faktörlerin ve yaşam şeklinin önemli ölçüde yer tutması nedeniyle yaşam tarzında yapılacak düzenlemeler riskin azalmasına ciddi katkılar sağlamaktadır. Bu anlamda sağlıklı normal kiloyu korumak, obeziteden kaçınmak, dengeli sağlıklı beslenmek, tütün ve alkolden uzak durmak, düzenli olarak yeterli düzeyde fizik aktivite yapmak, güneş ışınlarının dik geldiği zamanlarda güneşten korunmak, çevresel hava kirliliğini azaltmak başlıca korunma yöntemlerini oluşturmaktadır.

Sigara kullanımı, hareketsiz yaşam, yanlış beslenme gibi nedenler, kanser dâhil birçok hastalığın oluşumunu tetikleyebiliyor. Kanser tedavisi zor olmasının yanı sıra zaman gerektiren, hastayı hem psikolojik hem de fizyolojik olarak yıpratan bir süreç olarak tanımlanıyor. Ancak kanser riski, yaşam tarzında yapılacak küçük değişiklikler ile büyük oranda azaltılabiliyor.

Doğal ve katkısız gıdaları tercih edin; yanlış ve yetersiz beslenme kanserin önemli tetikleyicilerinden biridir. Bu nedenle olabildiğince hazır besinlerden uzak durmalı, doğal ve çeşitli vitaminleri barındıran besinler tüketilmelidir. Mevsimine göre meyve ve sebze tüketimi de ihmal edilmemeli, günde en az 2,5 litre su tüketilmeli, balık ve baklagiller sofradan eksik edilmemelidir. Tuzdan olabildiğince uzak durulmalı, sağlıklı beslenme yaşam tarzına dönüştürülmelidir. Hareketsiz yaşam kanseri tetikleyen etkenlerden biridir. Özellikle hazır gıdalarla beslenen, hareketsiz bir yaşam tarzı olan ve daha çok masa başında zaman geçirenler; liften zengin, doğal beslenen, hareketli bir yaşamı benimseyen, düzenli spor yapan kişilere göre kansere yakalanma riskleri daha yüksektir.

Sigarayı hayatınızdan çıkartın; her beş akciğer kanseri vakasının dördü sigaradan kaynaklanmaktadır. Akciğer kanseri tüm kanser türleri içerisinde ölüm oranı en yüksek olanıdır. Aslında bu tablo sigaranın vaktinde bırakılması ya da sigaraya hiç başlanılmaması ile önlenebilir. Sigara kullanmanın ayrıca yumurtalık kanseri ve bazı lösemi türlerinin yanı sıra; ağız, larenks (gırtlak), farenks (üst yutak), burun ve sinüsler, özefagus (yemek borusu), karaciğer, pankreas, mide, böbrek, mesane, serviks ve bağırsak kanserleri de dâhil olmak üzere bir çok kanser türünü tetiklediği bilinmektedir.

Düzenli yürüyüş yapın ve hobi edinin; yine birçok hastalığın oluşmasında başrol oynayan stresin, kanseri de tetikleyebileceği bilinmelidir. Stresi kontrol altına almak ya da azaltıcı etkinliklerde bulunmak bu tehlikeyi azaltabilir. Stres yükü ağır olan kişiler doğa yürüyüşleri yapabilir, sevdikleri sanat dallarına odaklanabilir, çeşitli sosyal etkinliklere katılabilir. Bu sayede stres yükü azalacaktır ancak daha ağır tablolarda mutlaka psikolojik destek için bir uzmana başvurulmalıdır.

Sağlık kontrollerinizi ihmal etmeyin; özellikle anne, baba, kardeş gibi yakınlarına kanser teşhisi konulmuş olanlar mutlaka doktora başvurmalı, gerekli kontrolleri yaptırmalıdır. Belirli süreler dâhilinde bu kontroller ihmal edilmemelidir. Ailede kanser öyküsü olmasa da, doktorun önereceği yaştan sonra kanser taramaları yapılması önemlidir.

Her 8 kadından birinde meme kanseri görülmektedir. Bundan dolayı tüm kadınların 40 yaşından sonra meme kanseri açısından taramaya girmesi çok önemlidir. Menopoza girmiş tüm kadınların herhangi bir şikâyetleri olmasa da yılda bir kez rahim ve yumurtalık kanserinin erken teşhisi açısından jinekolojik muayene olmaları önemlidir. Rahim ağzı kanserinin neredeyse tamamının sebebi olan HPV virüsünün engellenmesi için tüm genç kızların ve erkeklerin aşı olması gerekmektedir.

Erken teşhisin tedavinin başarısı açısından hayati önem taşıdığı bilinmelidir. Kanserin erken tanısı ile ilgili olarak yapılan tarama programları ülkemizde yaygın olarak uygulanmaktadır. Bu anlamda KETEM adı verilen kanser erken teşhis tarama ve eğitim merkezleri tüm ülkede yaygın bir şekilde hizmet vermektedir. Tanı ile ilgili olarak gerek radyoloji ve nükleer tıp alanlarında gerekse genetik ve patoloji alanlarında en güncel yöntemler kullanılmaktadır.”

Kahramanmaraş’ta Hırsızlık Şüphelisi 3 Kişi Tutuklandı Kahramanmaraş’ta Hırsızlık Şüphelisi 3 Kişi Tutuklandı

Editör: TE Bilişim