Son günlerde ülke genelinde meydana gelen depremlerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Onur Köse, Türkiye’de depremlerin meydana gelmesi, azalması veya artması, bazı vatandaşların beklentilerinden anlaşıldığı üzere yakın veya uzak gelecekte tükenmelerinin mümkün olamayacağını tamamen doğal süreçler ile gerçekleşmekte olduğunu söyledi.

Son birkaç ayda meydana gelen depremlerin olağan karşılanması gerektiğini söyleyen Öğretim Üyesi Onur Köse, şunları ifade etti: “Sayıca artış göstermesinden vatandaşlarımızın kaygı duymaya başladığı son birkaç aydaki depremler de olağan karşılanmalıdır. Bu depremler olası bazı büyük depremlerin habercisi olabileceği gibi, özellikle plaka sınırlarındaki kıtasal karşılaşmalardan kaynaklanan gerilim birikimlerinin olağan şekilde depremlerle boşaltılması anlamı da taşımaktadır. Son bir kaç aydır meydana gelen depremlere bakıldığında, Kuzey Anadolu Fay Zonu üzerinde Tekirdağ açıklarında ve Ege Denizi içerisindeki devamında Gelibolu ve Larissa arasında deprem etkinlikleri çizgisel bir dizilim göstermektedir. Benzer bir dizilimle birlikte deprem sayısında önemli bir yoğunlaşma Kuzey Anadolu Fayı’nın en doğu kesiminde Karlıova ile Yedisu arasında da görülmektedir. 2020 yılı başlarında 6.0 ve 5.8 büyüklüğündeki İran depremleri öncesi ve sonrasında Van’ın Başkale İlçesi ve Qotur çevresindeki yoğunluk gösteren ve halen devam eden deprem aktiviteleriyle birlikte, Güneydoğu Anadolu Bölgesi üzerinde Arap Plakası’nın Hakkari’den Hatay’a kadar uzanan kuzey sınırı boyunca dizilen depremlerde artış meydana gelmesi, Arap Plakası’nın dönemsel bir hız farklılığıyla veya bu hat üzerinde gerilimlerin yeterince birikmiş olmasıyla ilişkili olabilir.”

‘ARAP PLAKASI YIKICI BİR DEPREMİN YAKLAŞMAKTA OLDUĞUNUN GÖSTERGESİ’

Arap Plakası’nın ülkemiz üzerindeki kuzey sınırı boyunca yıkıcı bir depremin yaklaşıyor olduğuna gösterge oluşturabileceğini anlatan Öğretim Üyesi Onur Köse, şöyle konuştu: “Van’ın güneyinde Çatak ve Bahçesaray ilçelerinde orta büyüklükte meydana gelen depremler ile 20 gün kadar önce meydana gelen 5.2 büyüklüğündeki Siirt’in Kurtalan ilçesindeki depremi ve bunların yanısıra, Elazığ ve Malatya güneyinde Sivrice – Pütürge arasında yoğunlaşmalar, Arap plakasının batı sınırını teşkil eden ve İsrail’den Kahramanmaraş’a kadar uzanan Ölüdeniz Fayı üzerinde de 4’ün üzerindeki büyüklüklerde depremlerin dizilim vermesi, Arap plakasının ülkemiz üzerindeki kuzey sınırı boyunca yıkıcı bir depremin yaklaşıyor olduğuna gösterge oluşturabilir. Bu çerçevede ele alındığında ve tarihsel depremlerle birlikte değerlendirildiğinde, başta Antakya çevresi olmak üzere, Hatay, Kahramanmaraş, Malatya ve Elazığ illerindeki fay hatları yıkıcı bir deprem açısından sinyal veriyor olabileceği gibi, bu kuşak üzerindeki gerilimlerin olağan bir şekilde boşaltılması anlamını da taşıyor olabilecektir. Bu nedenle vatandaşlarımızın gereksiz bir kaygıya kapılmak yerine, sadece bölgede değil, tüm Türkiye’de her zaman yıkıcı depremlere karşı tedbirlerini alarak hazırlıklı olmaları gerekmektedir.”