Bir insanın herhangi bir maddeye maruz kaldığında o maddeye karşı hassasiyet geliştirmesi ve aynı madde ile daha sonra karşılaştığında vücut savunma mekanizmasının bu maddeye karşı aşırı tepki göstermesi durumun Alerji olarak tanımlandığını anlatan Sevgi Sevmez şunları kaydetti;

''İnsan vücuduna çeşitli yollarla giren ve kanda kendine özgü karşıt immün yanıt oluşturan yabancı maddelere antijen, oluşturduğu karşıt maddeye ise antikor denir. Bu antijen bir alerjiye yol açarsa o zaman bu antijen alerjendir. Alerjenler, ısı uygulandığında veya asit ortam oluşturulduğunda genel olarak denatüre olmazlar. Depolama, pişirme, marinasyon ve sindirim alerjeninin yapısını değiştiremediği için alerjen özellik ortadan kalkmaz.''

''Besin alerjileri bebeklik çocukluk döneminden ve hatta anne karnından başlayarak insan hayatını etkilemektedirler. Besin alerjilerinin sıklığı genelde çocuklarda %2-8 arasında iken yetişkinlerde %1 civarındadır. Genel nüfusta ise %2 oranında görülmektedir. Besin alerjileri sadece besi­nin tüketimi ile değil dokunma ve hatta kokusunun solunması ile de ortaya çıkabilmektedir.''

Bebeklikte yaygın olarak süt, yumurta; Çocuklukta yaygın olarak yumurta, fındık, fıstık, çapraz reaksiyonlar; yetişkinlikte ise çapraz reaksiyonlar, fındık, fıstık alerjisi sık görülmektedir.

Ülkemizde genel nüfusta ise sık saptanan besin alerjileri ise sırası ile şöyledir:

1.grup:%78 yumurta, fıstık, süt, balık, baharat

2.grup:%11 Fındık, buğday, baklagiller, soya, fasulye, mercimek, karides, kivi

3.grup:%8 susam, badem, biber, maydanoz, elma, muz, ceviz, sarımsak, ördek ve tavuk eti, keçi sütü

4.grup:%2.5 Hindi, patates, kestane, şeftali

Bebeklere (1 yaşına kadar) inek sütü verilmemelidir çünkü alerji sıklığı %3’tür.

İnek sütünün içerdiği yirmiyi aşkın proteinden özellikle beşi alerjik niteliktedir. Bunlar:

‘Alfa laktoglobulin, Kazein, Gamma globülin, Albümin, Beta laktoglobulin’dir.

İnek sütü alerjisinde ailesel geçmişin rolü çok önemlidir. Böyle çocuklarda diğer bireylere göre %60 oranında inek sütüne karşı duyarlılık gözlenebilir.

Sağlıklı olan bir bebekte inek sütü verilmeye başlandıktan sonra ishal ve kusma gözlenirse, bazen dışkısında kan varsa ve çocukta sancılanmaya bağlı huzursuzluk ve ağlama inek sütü alerjisi akla gelmelidir

Süt alerjisi tedavisinde ortak nokta; bebeklerin olabildiğince uzun süre anne sütü almasıdır. Anne sütü alamayan bebeklerin beslenmesi daha da zordur. Alternatif olarak önerilen mama, amino asit bazlı mamalar ve tam hidrolize mamalardır.

Çapraz alerji; proteinleri birbirine benzediği için, vücudun temelde alerji olduğu maddelerle diğer besinlerde olan proteinler arasında bir fark görmediği ve o besinmiş gibi alerji göstermesidir.

Besin Alerjileri Kalıcı mıdır?

Besin alerjileri çocuklarda ve erişkinlerde düzelme eğilimi gösterir.

Süt, yumurta, buğday ve soya alerjileri yıllar içinde çoğunlukla düzelir.

Kuruyemiş, balık ve kabuklu deniz hayvanları alerjilerinin düzelmesi beklenmez.

Süt, yumurta, soya ve buğdaya bağlı alerjik reaksiyonlar genellikle 1-2 yaşından sonra kaybolur.

İnek sütü alerjisi ilk 1-2 yaşta kaybolurken, deniz ürünlerine ve fındık-fıstığa karşı duyarlılık yaşam boyu sürebilir.

3 yaşından sonra süt alerjisinin, 10 yaşından sonra da yumurta alerjisinin %80’i kaybolur.

İlk yaşta fıstık alerjisi olanların %80’inde, 5 yaşında hala fıstığa alerjisi olanların hepsinde alerji devam etmektedir.

HABER: ÖMER FARUK SALMAN