AFAD'dan 64 il için meteorolojik uyarı AFAD'dan 64 il için meteorolojik uyarı

Ülkemizde özellikle CHP’nin iktidar olma korkusu yaşadığına inandığını söyleyen Basın Konseyi eski Genel Sekreteri ve ünlü reklam filmi yönetmeni Abdullah Ekşioğlu, muhalefet bloğunun 2014 deneyiminden ders almamış olmasına ve düşük profilli bir çatı aday ile kazanma ihtimali olduğunu düşünebiliyor olmalarına inanmakta zorlandığını ifade etti.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine normal takvime göre iki yıla yakın süre olmasına karşın muhalefette aday öneri ve tartışmalarının ardı arkası kesilmiyor. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in cumhurbaşkanı adayı olmayacağını ve parlamenter sistemin ilk başbakanı olacağını açıklamış olmasıyla bir kez daha alevlenen aday tartışmalarında çatı aday formülünün özellikle Millet İttifakı’nın ana bileşenleri tarafından kabul gördüğü anlaşılıyor. Seçime iki yıla yakın süre olmasına karşın erken seçim ihtimalinin siyasetçiler ve seçmen tarafından satın alındığını ve artık her an bir seçim olabilir ihtimaliyle seçim sathı mahalline girildiğini belirten Basın Konseyi eski Genel Sekreteri ve ünlü reklam filmi yönetmeni Abdullah Ekşioğlu, erken seçimin olup olmamasından bağımsız olarak bundan sonra siyasi gündemin seçim atmosferi altında şekilleneceğini savundu.

Cumhurbaşkanının değil TBMM’nin yetkisinde.

Millet İttifakı ve çoğunlukla muhalefet bloğunun propagandalarını iyileştirilmiş ya da güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş üzerine kurduğuna dikkat çeken Ekşioğlu, demokrasideki yıpranmanın kafa karışıklığına neden olduğunu iddia ederek, “muhalefetteki parti liderleri yüzde 50 + 1 oy alarak cumhurbaşkanlığını kazanıp sistemi değiştireceklerini öne sürüyorlar, oysa bu doğru değil, ülkemizde her ne kadar yetkiler tek bir elde toplanmış olsa da bir sistem değişikliği halen cumhurbaşkanının değil TBMM’nin yetkisidir. Cumhurbaşkanı, iktidar bloğundan da olsa muhalefet bloğundan da olsa TBMM’de 360 milletvekilini bulabilirseniz Anayasa değişikliğini referanduma taşıyabilirsiniz, aksi halde cumhurbaşkanının sizin partinizden olması bir Anayasa değişikliği yapabileceğiniz anlamına gelmez. Ayrıca sorunu iyi teşhis etmeden çözüm önermek de gerçekçi değil. Türkiye’deki sorun başkanlık sistemi ya da parlamenter sistem değil, yetkilerin tek elde toplanması sorunudur. Güçlü bir başbakan ya da tarafsız da olsa halkın seçeceği bir cumhurbaşkanı sistem ne olursa olsun tıkanıklık yaratmaya devam edecektir. Çözüm kuvvetler ayrılığının tamamıyla sağlanacağı ve kimsenin bir faninin elinde olmaması gereken yetkilere sahip olmaması, ortak aklın ve yetki paylaşımının tesis edilebilmesidir. Bunu sağlayabilirseniz sistem başkanlık olmuş, parlamenter olmuş fark etmez, sağlayamazsanız tüm çabalar boştur.” dedi.

CHP iktidar olma korkusu mu yaşıyor?

Ne zaman bir seçim yaklaşsa CHP’nin mutlaka elindeki avantajı yok edecek bir hata yaptığını iddia eden Ekşioğlu, CHP’nin iktidar olma korkusu yaşadığına inandığını belirterek, “Ak Parti’nin iktidar olmak için çok kuvvetli iki motivasyonu var. Birincisi elde ettikleri kazanımları kaybetmek istemiyorlar, ikincisi ise tek başlarına güçlü iktidarları sırasında çok cüretkâr ve fütursuz adımlar attıkları için bunların hukuki bir hesap verme süreci olacağı korkusunu taşıyorlar. CHP ise muhalefetteki pozisyonundan memnun görünüyor, iktidara Ak Parti kadar mecbur değil ve bence iktidar olmanın getireceği ek sorumluluklardan da bir miktar korkuyorlar. Bunun için bilinçaltındaki bu korku her seçim sürecinde bir hata olarak yüzeye çıkıyor.” dedi. 2014 yılında Ekmeleddin İhsanoğlu’nu cumhurbaşkanı adayı çıkaran muhalefet bloğunun amacının seçimleri kazanmak değil, Recep Tayyip Erdoğan’ı cumhurbaşkanı seçtirerek, Ak Parti’nin başından uzaklaştırmak olduğunu da iddia eden ünlü reklam filmi yönetmeni Abdullah Ekşioğlu, “2014 seçimlerinde amaç Ekmeleddin İhsanoğlu gibi değerli ama düşük profilli bir adayla seçimleri kaybederek Recep Tayyip Erdoğan’ı cumhurbaşkanı seçtirmek ve Ak Parti’nin Genel Başkanlığı’ndan uzaklaşmasını sağlamaktı. Daha önce ANAP örneğinde olduğu gibi genel başkanın partisinden ayrılmasının Ak Parti’yi eriteceği düşünülmüş ve bu yanlış strateji ile seçimleri kaybetmek hedeflenmiş ama seçmene bu strateji açıklanamadığı için Recep Tayyip Erdoğan’ın yenilemez imajına katkıda bulunulmuştu. Seçmen bugün bile Ekmeleddin İhsanoğlu’nun aslında kazanmak değil kaybetmek için aday yapıldığını bilmiyor. Maalesef CHP muhalefet bloğunun en büyük partisi olmasına karşın muhalefeti bloke etmeye bugün de devam ediyor.” dedi.

Çatı aday çözüm mü?

Muhalefet bloğunun 2014 deneyiminden ders almamış olmasına ve düşük profilli bir aday ile yüksek profilli Recep Tayyip Erdoğan karşısında kazanma ihtimali olduğunu düşünüyor olmalarına inanmakta güçlük çektiğini ifade eden Ekşioğlu, CHP’nin kazanma korkusu nedeniyle böyle bir hatayı yinelediğini düşündüğünü ama bu korkuyu yaşamayan ve iktidar olmak isteyen İYİ Parti’nin bu formülü kabul etmesini mantıksız bulduğunu ilave ederek, “Çatı aday seçmende memnuniyetsiz gruplar yaratıyor ve seçime katılımı düşürüyor. Bir adayı muhalefet bloğunu oluşturan herkesin beğenip kabullenmesi mümkün değil, çatı aday bu nedenle heyecanı düşürüp katılımı azaltıyor, üstelik kararsız birçok seçmenin kerhen yine iktidara oy vermesine neden oluyor. Çatı aday ile kesinlikle kazanılmaz demiyorum ama en azından kazanma ihtimalini düşüreceğini çok rahatlıkla söyleyebilirim. Ayrıca bu çatı adayın parlamenter sisteme geçişte engel çıkarmayacak biri olması gerekiyor yani muhalefetin adayı “beni seçin yetkilerimi kullanmayacağım” diyecek, iktidar adayı ise “beni seçin sizi zenginleştireceğim” diyecek kimin daha avantajlı olduğunu söylemek için allameyi cihan olmaya gerek yok.” diyerek, kimseye saygısızlık yapmak istemediğini ama Meral Akşener’in “Ben başbakan olacağım” açıklamasını her duyduğunda Nasreddin Hoca’nın borcunu isteyen alacaklısına ben yolun kenarına diken ektim, koyunlar oradan geçerken tüyleri takılacak, ben de onları alıp iplik yapıp satacak ve borcumu ödeyeceğim dediği fıkrayı hatırladığını, böyle beş kademeli hedeflerin özellikle seçim ortamında seçmende bir karşılığı olduğunu düşünmediğini söyledi.

Yeni kurulan partiler umut olabilir.

Tüm bu olumsuz değerlendirmelerin bu iktidarın değişmesini umut eden seçmende bir umutsuzluk oluşturmaması gerektiğini de kaydeden Ekşioğlu, Muharrem İnce’nin Memleket Partisi, Ümit Özdağ’ın Zafer Partisi gibi yeni kurulan partilerin bir sürpriz yaparak muhalefetin büyük partileri şekline dönüşebileceğini, seçimler yaklaştıkça bu yeni partilerin bugün muhalefetin büyük partileri olarak görünen partilerin yerini alarak yeni bir umut oluşturabileceklerini iddia ederek “daha önce Türk seçmeni birçok büyük partiyi sandıkta cezalandırarak, küçük olduğu varsayılan partilere teveccüh etti. Kimse kimsenin oyunu çantada keklik görmemeli, seçmen her an umut gördüğü yeni adreslerin çatısı altında toplanarak denklemi tamamen değiştirebilir. Memleket Partisi ve Zafer Partisi siyasi hayatımızın yeni büyük aktörleri olarak her an karşımıza çıkabilirler.” şeklinde konuştu.

Editör: TE Bilişim