Nasıl ki hastalık vücudu ele geçirmeden tedavi edilmeliyse hukuki uyuşmazlıklar da başlamadan çözümlenmelidir.

Hukuk dünyasında kanunu bilmemek mazeret sayılmıyor. Bütün bir ülkenin hukuk eğitimi alması imkânı bulunmadığına göre biliyor sayıldığımız kanunlara uygun olarak nasıl işlem yapacağız.  

Doğru olarak yaptığımızı düşündüğümüz işlemin kötü bir sürpriz olarak karşımıza çıkması durumunda “bu nasıl kanun” tepkisi vermemek için ne yapmalıyız?  

Örneğin uzun süre para biriktirdiniz ve bir yükleniciden, daha bilinen ifadesiyle müteahhitten bir daire almak istediniz. Sizin müteahhitle yaptığınız sözleşmeye yüklediğiniz anlam ile ileride uyuşmazlık konusu olduğunda hâkimin yükleyeceği anlam aynı mı?

Bir başka ifadeyle dava sonunda “bu nasıl kanun”, “bu nasıl adalet” tepkisi mi vereceksiniz yoksa müteahhit evimi vermedi ama mahkeme karar verdi, “adalet yerini buldu” mu diyeceksiniz?  

Bu, parayı verirken yaptığınız hukuki işleme bağlı. Ya hukuki işlem yaptığınızı zannediyorsanız, yani aslında belge zannettiğiniz kâğıt size hiçbir hak vermiyorsa?

Hangi hastalıktan nasıl korunacağınızı bilirseniz daha hasta olmadan yenersiniz hastalığı.

Yapacağınız işlemin de ne anlama geldiğini, hukuki bir anlam taşıyıp taşımadığını, ödeyeceğiniz para karşılığında nasıl bir belge almanız gerektiğini bilirseniz daha başlamadan kazanırsınız davanızı.

Başlamadan kazandığınız davanın ne zaman biteceği sizin sorununuz olmaz. Bu nedenle davaları başlamadan kazanmayı öğrenmek zorundayız. Bundan sonra bu köşemizde birlikte öğreneceğiz davaları daha başlamadan kazanmayı. Kalın sağlıcakla ve haklarınızla.