FETO Şantaj ve terör Hareketi nedeni ile açığa alınma, tutuklama ve ihraç sisteminde kurunun yanında yaşın da yakıldığı konusu gündeme gelmektedir. Terör, Şantaj hareketi havuzunda yeni bir Sosyal Fay Hattı inşa etmenin anlamının ne manaya geldiği anlaşılmalıdır. Ne yazık ki, medyaya yansıyan insan unsurları “Paralelci”-Fotocu”-Gülenci” havuzuna atılmakta ve aynı muameleye tabi tutulmaktadır.

Açığa alma ve tutuklama ve ihraçlarda “ Teori ile Pratik birbirini tutmamaktadır. 01-08-2016 tarihinde Başbakan Sayın Yıldırım, “Açığa alınanlarla ilgili titiz bir çalışma yürütülüyor. İntikam duygusuyla değil, adaletle hareket edeceğiz. Darbecilere hesap soracağız. Burada FETÖ’ YE katılan, onlarla birlikte olanların tespitinde kılı kırk yaracağız. Bir sürek avına çıkmayacağız. Elimizdeki sağlam verilerle hareket edeceğiz. Yaşla kurunun yanmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Bu bir titiz çalışma gerektiriyor. Bu dönem bir karmaşa dönemleridir. Birbirlerine karın ağrısı olanlar piyasaya çıkar, haksızlığa neden olabilirler. Bu nedenle Başbakanlıkta bir kriz masası kurduk, Bakanaklıklarda kurullar oluşturuldu. Haksız yere işlem görmüş olanlar olabilir, yoktur diye iddia etmiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızda, At İzini, İt İzine karıştırma durumunda endişelerini dile getirmektedir.

Açığa alma, tutuklamalar ve ihraçlarda;

1. Elinde silah olan güvenlik mensupları,

2. Yargı Mensupları,

3. Eğitim Camiası,

4. Devletin değişik Kurumundaki Personel,

5. Değişik STK Üyeleri

6. Özel Sektör Mensupları yer almaktadır.

Bunlardan darbeye fiilen iştirak edenler ve belgelenmiş insanlar varsa, bunlar tutuklanarak yargılanmalıdır. Fiilen Darbeye iştirak etmemiş makul şüpheli konumundaki Silahlı Polis, Asker tedbiren açığa alınarak, tutuklanarak etkisiz hale getirilip yargılamak Adil bir yaklaşımdır. Ancak bu durumdaki İnsanların, mahkemeye çıkarılmadan ihraç etmek Adil bir yaklaşım değildir. Elinde Silahı olmayan Yargı mensuplarını, karar verme sürecinde etkili olabilecekleri düşüncesiyle, Merkez Valileri gibi kızağa çekerek, karar verme sürecinde etkisiz hale getirip, sonra yargılamak gerekmektedir. Elinde Silahı olmayan Akademisyenleri, Öğretmenleri ve diğer Sivil Devlet görevlileri ise tedbir olarak, her türlü idari görevden alınıp, (diğer görevlerine devam etmesini sağlamak daha uygun olacaktır.)  Bunlar haklarında sağlam deliller elde edilinceye kadar Yargının önüne mutlak çıkarılmalıdır.

Ne yazık ki, bugün işin pratiği böyle olmamaktadır. Sosyolojik Savaş Ajanları devredene yazık ki ülkeyi bir kaosa doğru sürüklemeye çalışmaktadırlar.

15 Temmuz 2016 İhanet Hareketinden sonrasında 2400 civarında Akademisyen, binlerce Öğretmen, Memur, Emniyet Mensubu, Asker, genel olarak istisnalarda olabilir, suçlananlara hiçbir şey sorulmadan, savunma hakkı verilmeden, yargı önüne çıkarılmadan, hatta ne ile suçlandıkları gerektiği gibi anlatılmadan, herkese gönderilen tek tip yazıya göre, MİT, istihbarat Raporları ve İdari Amirlerin görüşlerine dayanılarak ihraç edilmişlerdir. Açığa alınanların durumlarda şu anda ne olacağı belirsizdir.

İzlenen bu yol yanlıştır ve yargısız infazdır. Dolaysıyla bu durum iyi bir örnek teşkil etmeyecektir. OHAL’e dayanılarak yapılacak uygulama geleceğe iyi bir örnek olmayacaktır. Geçmişte Müslüman Halk, İstiklal Mahkemeleri ve Takriri Sükûn Kanunu uygulamalarını yıllarca tenkit etmiştir.

28 Şubat Post modern Darbe unutulmamalıdır.

Öyleyse, Ey Allaha ve Ahiret gününe inanan, temiz akıl, Salih amel sahipleri, sorumluluğunuzu yerine getirin. Kur’anı Kerim Sad 26-38 ayetinde; Siyasal Partinin, Cemaatin, tarikatın, mezhebin yâda bir dinin ve ya kavmin mensupları arasında “Hak İle Hükmedilmesi” istenmektedir; tüm insanlar arasında Hak ile hükmedilmesi istenmektedir. Bu konuya ateistler, komünistler ve dinsizlerde dâhildir. Yapılacak adaletsizliğin hesabı, ahrette verileceği unutulmamalıdır.

O nedenle; ey iman edenler, adil şahitler olarak Allah için, Hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi Adaletten alıkoymasın. Adalet yapın. O,Takvaya daha yakındır. Allahtan korkun sakının Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır. (5 Maide 8)

Öyleyse; Ey Allaha ve Ahirete iman eden “temiz akıl” ve “Salih amel sahipleri” sorumluluğunuzu yerine getirin.

(8 Enfal27) Hak ile hükmetmeyip, heva ve hevese uymak “Hesap gününü unutmanın bir sonucu ortaya çıkan sapma olup Allah Resulüne ihanet etmek demektir.”

Öyleyse “Ey iman edenler, hepiniz topluca Islama girin ve şeytanın adımlarını izlemeyin”(2 Bakara38)

Ey İman edenler, Allaha, Resulüne, Resulüne indirdiği Kitaba ve bundan önce indirilen kitaplara iman edin (4 Nisa 36)

“Unutulnmamalıki, Adaletin Olmadığı Yerde Barış Olmayacaktır.”

 

Maraş Pusula Haber www.maraspusula.com / Ahmet Emiroğlu