Filistinin Akkama şehrinin Elcabra köyünde 1937 yılında dünyaya geldi. İlk Öğrenimini 1952 yılında yaptığı sırada yüzme esnasında geçirdiği bir kazada felç oldu ve tekerlekli sandalyede mücadelesine ömür boyu aksatmadan devam etti.

1967’den itibaren mücadelesine Filistin’de bir İslam Merkezi kurarak başladı. 1954 yılında tutuklandı. 13 yıl hapis hayatı yaşadı. Bir tutuklu mübaledesi neticesinde serbest bırakıldı. 1985-1987 yıllarında Hamas Lideri olarak mücadelesine devam ederken birçok suçlardan (15 adet) ömür boyu hapisle yargılandı.   22 Mart 2004 yılında bir hava saldırısında şehit oldu. Onun bu cihat şuuruyla ölünceye kadar mücadele etmesi bütün Müslümanlar için bir örnek ne zaman teşkil edecek. O mübarek insan bütün Müslümanları uyarma yönündeki mesajını sizlere aktarmayı görev addediyorum. Umarım bütün Müslümanların uyanmasına vesile olur İnşallah. Mekânı ALİİİ olsun.

“Allah’ım Ümmetin suskunluğunu sana şikâyet ediyorum! Ben ki kocamış bir yaşlıyım. Kurumuş iki elim; ne kalem tutuyor nede silah! Sesimle yeri inletecek güçte bir hatipte değilim! Benki saçları ağarmış, ömrümün son demlerinde, türlü hastalıkların yıktığı ve üzerinde zamanın belalarının estiği biriyim! Tek isteğim, benim gibi Müslümanların zaaf ve ecrinden müteessir olanların yazmasıdır! Siz ey Müslümanlar! Suskun ve aciz, helak olmuş ölüler! Halen kalpleriniz sızlamıyor mu, başımıza gelen bu acı felaketler karşısında Bir halk yokmu?  Hiçmi kimse yok, Allah için Ümmetin namusu için kızacak? Şerefli Direnişçilerken, bizleri katil terörist olarak ilan edenlere karşı duracak! Bu Ümmet utanmazmı şerefi çiğnenirken? Omuzlarımıza el verecek ve gözyaşlarımızı silecek bir bakış! Bu Ümmetin kurumları, sivil güçleri, partileri teşkilatları ve bari şahsiyetleri, Allah için kızmazmı, tümü birden sokaklara dökülüp, bizim için dua etmeye; “Ey Rabbimiz! Gücümüzü topla, zaafımızı gider ve Mümin kullarına yardım et.”! Diye çağırmazmı? Buna damı gücünüz yetmiyor? Yakında bizim büyük ölümlerimizi duyacaksınız, O zaman alınlarınızda şu yazılacak: “Bizler direndik! İleri atıldık ve kaçmadık!” Ve bizimle birlikte çocuklarımız, kadınlarımız, yaşlılarımız ve gençlerimiz ölecek! Onları bu sus pus ve bön Ümmete yakıt yapacağız!  Bizden teslim olmanızı ve beyaz Bayrak dikmenizi beklemeyin! Çünkü biz, bunu yapsakta öleceğimizi biliyoruz. Bırakın savaşçı onuruyla ölelim! Dilerseniz bizimle olun, elinizden geldiğince; öcümüzü sizden her biri boynuna taksın! Dilerseniz bize acıyarak ölümümüzü izleyin! Temennimiz Allah’ın,  emaneti savsaklayan herkese kısas almasıdır! Umarım bizim aleyhimize olmazsınız! Allah aşkına, bari aleyhimize olmayın! Ey Ümmetin Liderleri! Ey Ümmetin Halkları! Allah’ım! Sana şikayette bulunuyorum…Sana şikayette bulunuyorum… Gücümün azlığını,imkanımın yetersizliğini ve İnsanlara karşı zaafımı  sana şikayet ediyorum. Sen Mustafazafların Rabbisin… Sen bizim Rabbimizsiniz…Bizi kime bırakıyorsun? Bize cehennem olacak uzaklara mı? Veya düşmana mı? Allah’ım!  Akıtılan kanlar,dokunulan ırzlar, çiğnenen hürmetler, yetim bırakılan çocuklar,oğlunu yitirmiş Anneler, dul kalmış kadınlar, yıkılmış evler ve ifsat edilmiş ekinler aşkına sana şikayette bulunuyorum…Sana şikayette bulunuyorum…Sana şikayette bulunuyorum! Gücümüz dağıldı…Birliğimiz bozuldu…Yollarımız ayrıldı…Halkımızın zaafını  ve Ümmetimizin bize yardım edip, düşmanı yenmede aczini SANA ŞİKAYET EDİYORUM….”

 

 

Maraş Pusula Haber www.maraspusula.com / Yazar Ahmet Emiroğlu