Ağıtını hangi dilden yaktın be annem?
Sütü bozuğa bayram oldu, sana mâtem.
Arap, Kürt, Türk, İngiliz, Hindu ya da Acem,
Babaları değil miydi hepsinin Adem? 

M.Ali (30.03.2015)

Geçenlerde 10 dakikalığına özel bir TV kanalından haberleri izledim;
- Bursa'da canlı bomba, panik, korku, gerginlik
- Gaziantep'te DEAŞ bombası, panik, korku, gerginlik,
- Kilis'te korku, panik ve gerginlik devam ediyor.
- Anayasa komisyonunda kavga, gürültü, gerginlik,
- Eskişehir'de 1 Mayıs afişi asan öğrencilere bıçaklı saldırı.
- Mecliste "terörist" kavgası çıktı.
- Hakkari’de PKK bombası, ölü yaralı yok, panik, gürültü, gerginlik.
- Sessiz durdukça 13 yılda neler oldu; Kur'an kurslarında yaş sınırı kalktı, 4+4+4 ile 66 aylık çocuklar okula alındı, uygulamalı namaz öğretildi, seçmeli dersler adı altında bilimsellikten yoksun doğmalarla dolu dersler müfredata alındı, ne yapmak istiyorlar?
- Meclisteki kavga herkesi etkiliyor, halk tedirgin.

Arkasından peş peşe şehit haberleri, hem de dokunaklı bir dille.

Bu haberleri verdikten sonra, bu kanalların yorumcularının söyledikleri ilk cümle;
- Gerginlik istemiyoruz, sükûnet istiyoruz.
Helal olsun sonuçta gerginlik istemiyorlarmış. Gerginliği dindirecek binlerce güzel haber var ama her nedense bu haberler tercih edilmiş.

Televizyon kanalının adını yazmasam da, hangi kanal ya da kanallar olduğu herkes tarafından tahmin edilebilir. Halkı devlete düşman eden ve bölünmeye zemin hazırlayan bütün yayınlar, şehit haberlerinden nemalanmaktadır.

Devlet, şefkatli davranıyor. Doğrusu da bu. Operasyon yapacağı yerin önce ilanını yapıyor, sonra mühlet veriyor, daha sonra yavaş yavaş ilerlemeye başlıyor. Masum bir vatandaş içerde kalmışsa çıksın, pişman olan varsa teslim olsun diye yapıyor tüm bunları. Şehitler bu yüzden veriliyor. Çarpışarak şehit olan yiğidimiz çok az. Kararlı olduğunu, ihanete tahammülünün olmadığını, hainlerin hiç bir zaman başarılı olamayacaklarını bölgeye, ülkeye ve dünyaya ilan ediyor. Bu arada teröre destek olan dış güçlere uyarılarda bulunuyor. Satılmış insan o kadar çok ki. Kalemiyle, silahıyla, vaazıyla, kamerasıyla, parasıyla, dersiyle ülkemi bölmeye çalışanların ardı arkası kesilmiyor. Vatana ihanetin diğer suçlar gibi değerlendirilmesine karşıyım. Vatana ihanet edenlere İDAM cezası geri gelmeli. Öldürülen hainler, sahiplerine teslim edilmemeli ve leş oldukları ilan edilmeli. Leşlere sahip çıkanlar, taziyede bulunanlar, terörü destekleyenler vatandaşlıktan çıkarılmalı ve istedikleri topraklara sürgün edilmeli.

Çünkü vatan olmadan namus, iman, yuva, evlat, ekonomi, siyaset vs. olmaz. Bu sebeple vatanımızı korumak için gereken önlemleri almak zorundayız.

Halk olarak bize düşen birinci görev; tahriklere kapılıp yollara dökülmemek ve haberlerden etkilenip halkımızdan, devletimizden soğumamak.

İkinci görev de, eller karıncalansa da duaya devam etmek. Güvenlik güçlerimize, şehitlerimize, yakınlarına, halkımıza, birliğimize, kardeşliğimize, kurtuluşumuza dua etmeye devam edeceğiz. Üzerimizde oyunlar oynayan zalimlerin ve piyonlarının helâkı için dua edeceğiz. Sebatımız ve sabrımız için duaya ihtiyacımız var. Bu topraklarda yüz yıllardır şehit siz yaşanmadığını bileceğiz ama daha büyük belalardan kurtulmak için duaya devam edeceğiz. 
Ey Allah’ım, hainlerden, münafıklardan, kalleşlerden, zalimlerden, satılmışlardan sana sığınıyoruz. Hepsini kahhar sıfatınla kahr-u perişan eyle.

 

Yazarın www.maraspusula.com daki diğer yazıları.