Bizler her şeyi çok iyi bildiğini ve her konunun uzmanı olduğunu sanan bir toplum haline geldik. Her konuda bir fikrimizin olduğu gibi hiçbir fikri de beğenemez olduk…

Söyleyeceğimiz bir çift sözümüz hep oldu.

Anlamadan dinlemeden at gözlüğü takmış misali, önümüzdeki birkaç kelime ve orijinalliği bozulmuş fotoğraf, tamamıyla taraflı yancı yalamacı tv programları, saçma sapan diziler den arta kalan kırıntılar ile bilmişlik taslar olduk.

Bizim talihsizliğimiz daha çocukken başlıyor aslında. Hep söylenir çocuğumuz okusun iyi bir yerlere gelsin yok olmadı en azından okumuş olsun diye… Aslına bu mantıkla okumanın da çare olmadığını bile bile. Anlamıyoruz anlayacak kadar tahammülümüz yok, herşeyi çok iyi biliyoruz, o yüzden anlatanın ne anlattığı çokta önemli olmuyor…

Biz toplum olarak bu çokbilmiş tavrımızdan uzaklaşıp, karşımızdaki kişiyi dinlememiz, anlamamız, konuyla ilgili ilk fırsatta küçükte olsa araştırma yapmalıyız.

Bulunduğumuz  her ortamda devlet nasıl yönetilir, siyaset nasıl yapılır, hasta nasıl muayene edilir, pantolon nasıl dikilir'i kanıtlamaya çalışıyoruz. Her konuyu bildiğimizi sanıp bunu kanıtlamak için kendimizi parçalamaktansa, alanımızda kendimizi yetiştirip bu anlamda  insanlara ve  topluma daha fazla nasıl yarar sağlarım çabası içerisinde olsak çok daha iyi olmaz mı?

Her şey kendi elimizde aslında, olmasını istediğimiz her konuya  yorum katmaktansa, olması için elimizden gelen gerçek katkıyı sunsak, herşeyi çok bilmesek, daha güzel olmaz mı?

****