Kahramanmaraş'ta faaliyet gösteren Güneş Kişisel ve Sosyal Gelişim Merkezi Kurucusu ve Profesyonel Yaşam Koçu Rabia Yurtsever Sosyal Medyanı kullanımının olumlu ve olumsuz etkileri konusunda önemli açıklamalar da bulundu.
Sosyal medya kullanımında da her alan da olduğu gibi denge halinin önemli olduğunu belirterek bağımlılık halinin tehlikelerine değindi.
Kişisel ve Sosyal Gelişim Uzmanı Rabia Yurtsever, Sosyal gelişimin insanın ruh sağlığı açısından önemli olduğunu ancak sosyal medyanın aşırı kullanımının hem Sosyal hem de Ruhsal gelişime olumsuz etkiler oluşturduğunu söyledi.
Sosyal medyanın hem mutluluk hem mutsuzluk nedeni olduğunu dile getiren Yurtsever , “Her şeyi kontrol etme güdüsünü ve egoları kamçılayarak kişinin ruh sağlığının bozulmasına ve bir bağımlı haline gelmesine neden olur. Belirli ölçülerde kullanıldığında yararlı iletişimi artırarak fayda sağlasa da fazla kullanan kişiler zamanla bunun sanal bir dünya olduğunu unutmaya başlar. İnternetteki ilişkilerini zamanla gerçek hayatın yerine koymaya başlayan bağımlıların genellikle normal hayatlarında insan ilişkileri berbat duruma gelir. İnternette olduğu gibi gerçekte de her şeyin telafi edilebileceğini düşünmek büyük tehlikedir. Durumumuzu erken fark etmeliyiz”
Sosyal medya yoluyla insanların olmadıkları kimliklere büründüklerini söyleyen Yurtsever , “Kişi sahte bir dünya yaratıyor. Bazen bunu başka bir kimlikte de yapıyor. Gerçekte olmayan fotoğraflarla kendini o kişi gibi gösteriyor. Hiç gitmediği yerlerde kendini etiketliyor. Sahte dünyalar kuruluyor. Sonra kişi kurguladığı hayatı yaşamadığı için kendiyle bir çelişkiye düşüyor. ‘niye böyle bir hayatı yaşamıyorum’ diyor. Ciddi anlamda depresyon sebebi çünkü kurguladığın hayatı yaşamıyorsun. Bu durum hem akıl hem ruh sağlığını olumsuz etkiliyor. Elimizdeki telefonlar bir o kadar renkli aynı zaman çok da tehlikeli kime ne yapıyor, hiç belli olmuyor” diye konuştu.
Toplum yapısına bakıldığında evliliklerde aldatmaların, boşanmaların çoğunlukla da sosyal paylaşım sitelerinden kaynakladığını belirten Yurtsever , “Sosyal paylaşım siteleri aldatmaların en hızlı artma nedeni oldu. Kişi oradan tanıştığı fakat hiç yüz yüze görüşmediği birine rahatlıkla kendini sorunlarını anlatabiliyor. Bir arkadaşlık içerisine girebiliyor. Aynı zamanda merak duygumuz azaldı. Çünkü mahrem olan her şeyimiz paylaşabiliyoruz. Herkes birbirinin özel hayatını takip ediyor. Düşünün kişi en yakınını kaybediyor. Sosyal paylaşım sitesine girip cenazenin nereden kalkacağı bilgisini paylaşıyor. Yani kişi o acının içinde bile oraya girip bunu yazabilir hale geliyor. Bu da ekmek su kadar gerekli olduğu gösteriyor” dedi.
Sosyal medya bağımlılığı tedavisinde danışanlarında öncelikle irade ve özgüveni güçlendirmeye çalıştıklarını ifade eden Yurtsever , “Daha sonra telefonlardaki uygulamalara sınır getiriyoruz. Kişi güçlendikçe bağımlılığı da azalıyor. Bunun yanı sıra zamanla artık evde akşamları internet kullanmamasını öneriyoruz. Eve geldiğinde mutlaka aile içinde sohbet edilmelidir. Telefonlar sessize alınmalıdır. Elbette uzak kalınması mümkün değil. Zaten gün içinde telefonlarımızdan ya da ofislerde bilgisayardan girip vakit geçirebiliyoruz. Dolayısıyla evde internet bağlantısının bulunmaması doğru bir adım olacaktır
Yurtsever Çocuklarların Fecebook üzerindeki etkisine değinerek şunları söyledi Çocuğunuzun kişisel güvenliği için aile hayatınızın tüm detaylarını sosyal medyada paylaşmayın. Çocuğunuzun oyun oynadığı parkı, okulunu ve vücudunu açıkta gösteren fotoğrafları sosyal medyada paylaşmayın sahte profiller oluşturarak çocuk avına çıkan pedofillere karşı çocuğunuzun çıplak fotoğraflarını paylaşmaktan kaçının. Arkadaş listemde sadece ailem var diye bu tedbiri almamazlık etmeyin. Böyle olaylarda çocuklar en çok yakınları tarafından istismar edilmekte olduğunu söyledi.
Evinizde asla check-in yapmayın: Hem kendi güvenliğiniz, hem de ailenizin güvenliği için evimizde check-in yapmayın ve evinizde çekilmiş fotoğrafları sosyal medyada paylaşmayın. Hırsızlar ve art niyetli kişiler için hedef olabilirsiniz.
Çocuğunuzun okulda kazandığı başarılar sizi gururlandırabilir ancak bu sevinci paylaşırken çocuğunuzun okulunun ismini paylaşmaktan kaçının. Kendini savunamayacak yaşta olan çocuğunuzu bu şekilde tehlikelere açık hale getirebilirsiniz.
Çocuğunuz 13 yaşın altındaysa Facebook kullanmasına izin vermeyin: Eğer çocuğunuzun Facebook hesabı varsa, sayfasını arkadaş listesini sık sık kontrol etmekten kaçınmayın... Neler yazmış, hangi fotoğrafları paylaşmış dikkat edin... Ama tabii her şeyden önce onu, Facebook ya da bu gibi sosyal paylaşım sitelerinde karşılaşabileceği tehlikelere karşı bilinçlendirin, uygun bir dille uyarın ve çocuğunuz 13 yaşın altındaysa Facebook kullanmasına izin vermeyin.
Sonuç olarak; sosyal medyadan korkmadan, teknolojik gelişmelere kayıtsız kalmadan ve en önemlisi bu gelişmeleri çocuklarınızdan yasaklamadan tavsiyeler eşliğinde bir strateji belirlemeniz sizin ve ailenizin yararına olacaktır. Sosyal medyada yer alan yenilikleri an be an takip etmeye ve gelişmelere ayak uydurmaya gayret edin.
İnternetin artık yaşamamımızın ayrılmaz bir parçası olduğunu kabullenerek bu tavsiyeleri incelemeniz ve ona göre önlemlerinizi almanız kritik bir öneme sahip. Eskiden de bugün de ebeveyn olmanın büyük ve zorlu sorumlulukları bulunuyor. Bu gerçek, hiçbir zaman değişmeyecek. Buna göre hayatınızın akışınızı belirlediğiniz zaman mutluluk ve huzur kendiliğinden gelecektir.