Bugün Kahramanmaraş’ın en yüksek yerini gezdik…

Üçkuyular mevkisinde keçi peynirinin lezzetini tattık…satın aldık…

Rabbim emeklerinin karşılığını versin…

İbolar obasının peyniri ;keven,kekik ve kengerden beslenerek meydana geliyor…
Reyhası,lezzeti,doğallığı parayla satın alınamaz …
Nasip meselesi…

Allah’a binlerce kere hamdolsun…

Rızık yaylalarda…

Dağ çayı…
Sünbüller…
Çiğdemler…
Salepler…
Laleler…
Kantaron…
Kekik…
Peynir…
Tereyağı…
Yayla yumurtası…
Hepsi oralarda…
Tam bir zenginlik…

Şehirden dağlara doğru bir yaşamı yönlendirmek lazım…

Hem ruhen,hem de bedenen güçlü olmanın yolu…

Özgürlüğün ve sağlığın adresi;yaylalar…

Bu sebeple kamu kurumlarımızın yaylalara yönelik,yayla turizmini artıracak projelere hızlı bir şekilde yönelmeleri lazım…

Orman bölge müdürlüğümüzün dağlara yaptıkları hizmetlere şahit olduk…

Dağların her yerine badem ağaçları dikmişler,
Kamalak ağacı dikmişler…

Yedi kuyuların güzelliği apayrı idi…
Büyükşehir’in yaptığı yolların genişliği ve diğer hizmetler dikkat çekiciydi…

İnşallah aynı hızda hizmetlerin devamını diliyoruz…

Yaylalarda hayvancılığın gelişmesi için acil ve hızlı desteklerin geliştirilmesi lazım…

Devletimizin parasal desteği devam ediyor ama yerel desteklerinde;barınma yerlerininin ve tanıtım faaliyetlerinin tamamlanması gerekmektedir…

Kahramanmaraş’ın geleceği ve kalkınması bu yaylalara bağlı diye düşünüyorum…

Kahramanmaraşlı olarak ne kadar şükretsek azdır…

Hazır ürünleri tüketmek yerine,kendi insanımızın ürettiği ürünleri tüketmenin lezzetini ve güzelliğini asla unutmayalım…

Selam ve dua ile kalın…