Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde saat 4.17'de 7,7; Elbistan ilçesinde saat 13.24'te 7,6 büyüklüğünde deprem olurken, Gaziantep'te de büyüklükleri 6,4 ile 6,5 olan iki deprem meydana geldi. Depremler, Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Adıyaman, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Malatya, Kilis ve Adana'da yıkıma yol açtı. 2 bin 921 kişi hayatını kaybetti, 15 bin 834 kişi yaralandı. Hürriyet'in haberine göre, uzmanlar, 10 ili yerle bir eden depremin ivmesinin, yerçekimi ivmesinin 2 katı büyüklüğünde olduğunu söyledi. Bu yıkıcı etkinin 'anormal büyük' olduğuna dikkat çeken uzmanlar, "Pazarcık’ta böyle bir deprem 1500'de oldu. O zaman 'kozmik afet' denmişti. Bu depremler de tam anlamıyla öyle. 500 yıldır stres biriken fay parçaları kırıldı" yorumunu yaptı. "Sanki Türkiye hareket etti" İtalyan Ulusal Jeofizik ve Volkanoloji Enstitüsü’nün (INGV) başkanı Carlo Doglioni, depremle ilgili İtalyan gazetesi Corriere della Sera’ya konuştu. Fay hattının bulunduğu Anadolu levhasının, Arap levhasına göre kuzeydoğu-güneybatı yönünde en az üç metre hareket ettiğini düşündüklerini belirten İtalyan bilim insanı, bu hareketin sadece 30-40 saniyede gerçekleştiğine dikkati çekti. Bölgede tarih boyunca sismik hareketliliğin çok yüksek olduğunun altını çizen İtalyan bilim insanı, "Sanki Türkiye hareket etti" ifadesini kullandı. "İstanbul'u tetiklemez" Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi, Afet Yönetimi Uzmanı Doç. Dr. Bülent Özmen, Doğu Anadolu fayı üzerinde saatler mertebesinde aralıklarla iki büyük deprem yaşanmasının pek görülen bir durum olmadığını belirtti. Özmen, deprem fırtınası şeklinde, çok çok az rastlanacak bir olayın yaşandığını belirterek, "Türkiye'de deprem üretme potansiyeli olan 550 diri fay var. Ne zaman hangisinin kırılacağını bilmiyoruz. Bu deprem Pütürge segmentinin sağ ve solundaki fayları etkiledi. Hatay ve Elazığ'a doğru uzanan fayı tetikledi, bunlar haricinde olan fayları tetiklemez. Yani İstanbul ve çevresi Kuzey Anadolu Fayı üzerinde, bu depremin o fayları tetiklemesi söz konusu değil." dedi. "Ülkenin en tehlikeli fayı" Gazi Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Kurucu Başkanı Prof. Dr. Süleyman Pampal, Pazarcık depreminin, 1999 yılındaki Gölcük depreminden daha büyük olduğunu aktararak, bu depremin daha büyük, daha yıkıcı, daha uzun süreli bir deprem olduğunu söyledi. Bölgede 1530 civarında meydana gelen depremde 200 ile 300 bin civarı insanın can kaybı yaşadığına dair bilgiler olduğunu ifade eden Pampal, "Bunu yazan tarihçi olayı 'kozmik felaket' olarak adlandırmış. 1820 yılında ise yine Hatay civarından benzer bir deprem olmuş. Burası 3 levhanın kesiştiği yer. Ülkenin en tehlikeli fayı. Kuzeyden başladı kırılmaya ve güneye doğru gidiyor." dedi. "Deprem ivmesi yerçekimi ivmesinin 2 katı" Pampal, "Kahramanmaraş’ta deprem danışma kurulu bir arkadaşımız ivme değerleri gönderdi. İvme değeri olarak 2G bilgisini verdi. Bu çok nadirdir. Yani deprem ivmesi yerçekimi ivmesinin 2 katı. Bu yıkıcı etkinin anormal büyük olduğu anlamına gelir ve bu durum yönetmelikteki beklenen ivme değerlerini çok aşmış." diye konuştu. "500 yıldır stres biriktiren fay parçaları kırıldı" İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir de ilk depremin 1939 yılında 7,9 büyüklüğünde Erzincan'da yaşandığını söyledi. O günkü depremde, 52 saniyede 33 bin kişinin hayatını kaybettiğini belirten Sözbilir, şöyle devam etti: "Bu deprem, Doğu Anadolu Fayı’nın güney kolları üzerinde, Malatya ile Hatay arasındaki fay parçalarının kırılması sonucu gerçekleşmiş olmalı. Depremin geliştiği Doğu Anadolu Fayı, Türkiye’nin ikinci büyük fayı. Bu fay boyunca son deprem, 2 yıl önce Elazığ-Sivrice merkezli 6.8 büyüklüğünde gerçekleşmişti. Bugünkü depremin olduğu bölgede 500 yıldır stres biriktiren fay parçaları kırıldı. Bu fayların deprem üretme aralığı da 400-500 yıl olduğundan bilimsel anlamda bu büyüklükte bir deprem bekleniyordu." "300 kilometreye yakın bir hat boyunca artçılar devam ediyor" Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Fadime Sertçelik, depremlerin çok geniş bir alanda etki yarattığını aktardı. Ana şokla birlikte Doğu Anadolu Fayı üzerinde 150 kilometreye yakın bir kırık oluştuğunu ifade eden Sertçelik, "300 kilometreye yakın bir hat boyunca artçılar devam ediyor. İlk ana kırığın olduğu yerin dışında da muhtemelen bölgedeki farklı faylar da harekete geçti. Depremin meydana geldiği yer ilginç, çünkü yolların birleştiği bir kavşak var. Bu depremin meydana geldiği yer de hem Maraş’ta iki kola ayrılan Doğu Anadolu Fayı’nın hem de o bölgede yer alan Ölüdeniz Fayı’nın her birinin kesiştiği yer gibi görünüyor. Bu faylar arasında 2 kilometrelik bir aralık var. Dolayısıyla buraya denk gelen bir yerde ilk deprem meydana geldi." dedi. "Artçıları en az 2 yıl sürer" Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şeref Barış, "Hiçbir yerbilimci bu kadar büyük bir deprem beklemiyordu. 7.7 moment büyüklüğüne sahip bir deprem ancak iki fayın kırılmasıyla olur. 7.7’nin bu enerjiyi yeterince karşılayamayacağı düşüncesindeyim. Daha büyük olma ihtimali var. 7’den büyük bir depremin artçı depremleri en az 2 yıl sürer." ifadelerini kullandı. İlk anlarda 3 tane 6'dan büyük artçı depremin olmasının önemli bir avantaj olduğunu dile getiren Barış, "Bugüne kadar beni şaşırtan diğer olaylardan bir tanesi de şu, Türkiye'de son 123 yılda olmuş bütün büyük depremlerin en büyük artçısı 6,3'tü. Ama bu depremde en büyük artçı 6,6 oldu." dedi. "Bu bölgedeki hareketlenme ve etkileşim devam edecek" Altınbaş Üniversitesi’nden Deprem Mühendisliği Uzmanı Prof. Dr. Zeki Hasgür ise 2020 Elazığ’daki depremin Doğu Anadolu Fayı olarak adlandırılan sol, yanal atımlı fayda gerçekleştiğini aktardı. Yaşan depreme bu fayın sebep olduğunu belirten Hasgür, şunları söyledi: "Bu fay, İskenderun Körfezi’nden geçerek güneyde Lut Gölü’ne uzanır. Bunun üzerinde de önemli depremler bekliyorduk. Her ne kadar Elazığ, Kuzey Anadolu Fayı’nın kavşak bölgelerine yakın olsa da güneyde, Hatay ve İskenderun bölgesinde de deprem olacağını 2 sene önce İzmir Depremi sonrasında değerlendirmemde belirtmiştim. Bu bölgede geçmişte de küçük depremler oldu ama İskenderun ve Hatay’a bağlı büyük bir deprem gerçekleşmemişti. Dolayısıyla bu bölgedeki hareketlenme ve etkileşim devam edecek."