O dönem kıdemli pilot yüzbaşı olan ve olaydan 2 yıl sonra istifa ederek sivil havacılık sektöründe görev yapan Mehmet Öksüm, 5 Eylül 1975 saat 21.00’de Kayseri’den havalanan C-47 tipi askeri nakliye uçağının kaptan pilotu iken, aynı uçaktaki 7 kişi ile birlikte şahit olduklarını belirttiği UFO ile ilgili olarak, “Silahlı kuvvetlerde hava bombardıman pilotu olarak göreve başladım. Bir kaza sonrasında nakliye uçaklarını kullanmaya başladım. Şahit olduğum olay da nakliye uçağı kullandığım dönemde geçiyor. Ordu mensubu olup da halüsinasyon görecek bir pilot düşünemiyorum. Bizler devamlı doktor kontrolü altında olan insanlarız. Düzenli olarak sağlık kontrolünden geçeriz. Her gün televizyonlara çıkıp sürekli UFO görenler, işin ciddiyetini sulandıranlar nedeniyle bizler bugüne kadar kendimizi hep sakladık” dedi.

Söz konusu UFO’yu Nurhak Dağı üzerinde gördüğünü kaydeden Öksüm, şöyle devam etti:

“Kayseri Erkilet havalimanından saat 21.00 civarı Diyarbakır’a gitmek üzere C-47 tipi askeri nakliye uçağıyla havalandık. Uçak Amerikalıların meşhur C-47’si. Ben uçak komutanıyım. İçeride bir ekip daha taşıyoruz. Arkada bulunan yardımcı pilot, filo komutanı ve uçakları arızalanan başka pilot arkadaşlarla birlikte toplam 8 kişiyiz. 13 bin fite yükseldik. Hava pırıl pırıl. Yıldızlar avizeler gibi.

Bir dolunay yukarıda, bir dolunay da aşağıda Nurhak Dağları üzerinde. Allah Allah dedim. Hani deniz olsa aksiseda dersiniz ama deniz de yok. Aynı üstümüzdeki dolunay büyüklüğünde bir cisim Nurhak Dağları civarında 4-5 dakika yalnız başıma inceledikten sonra yardımcı pilot arkadaşımı çağırdım. O zamanlar daha UFO kelimesini pek bilinmiyor. Gel sana uçan daire göstereyim dedim. Arkadaş geldi gözleri fal taşı gibi açıldı. Arka tarafa haber verdik. Sekiz kişi birden izledik.”

Yaklaşık 20 dakika birlikte uçtukları cismin, 30-40 katlı apartman büyüklüğünde olduğunu ifade eden kaptan pilot Mehmet Öksüm, “Karşımızdaki cisim bizim irtifamızın altında. Şekil, uzaktan beyaz bir tabak gibi görünüyor. Fakat bu büyümeye başladı. Karşılıklı gidiyoruz. Yaklaştıkça büyüdü ve 30-40 katlı apartman boyutunda ulaştı. Cisim yaklaşmaya başlayınca bizde telaş oluşmaya başladı. Ben sağa, Maraş‘a doğru yolumu değiştirdim. Işıkları kapattık, radarı açtım. Radara önümüzde bir trafik var, teşhis edebiliyor musunuz dedim. Hayır efendim. Önünüzde bir trafik yok dediler. Acayip büyüklükteki cisim üzerimize doğru geliyor. Süratimiz düşük, malum kargo uçağı. Rüzgarı söyler misiniz dedim. Rüzgar arkamdan geliyor. Yani cisim rüzgara karşı ilerliyor. Pırıl pırıl bembeyaz söylediğim büyüklükte bir kütleyi düşünün. Biraz sonra yön değiştirdi ve elips görmeye başladım. Elips ortadan açılmaya başladı. Bu olay yaklaşık yirmi dakika karşılıklı devam etti. Solumuza geldiği vakit tam bir daire görüyoruz. Saat akşam 10.00 10.30, kütle solumuza geldiği vakit üç dört kilometre yarıçapında tam bir daire gördük. Ortasından yıldızları görebildiğimiz tam bir daire. Bir bisiklet tekerleği gibi. İç kısmında seçemediğimiz karartılar var. Yanımızdan geçti” ifadelerini kullandı.

Öksüm, son olarak, “ Malatya kontrol sahasına girmek üzere müsaade almamız lazım. Malatya kule, ‘Efendim havada bir gök cismi gördünüz mü?’ dedi. Elazığ’dan, Mardin’den, Erzincan’dan valiler, kaymakamlar telefon ediyor. Buralarda tanınmayan bir gök cismi rengarenk ışıklar saçarak geçmiş, halk heyecan içinde haber bekliyor dedi. Yarım saattir o cisimle kol uçuyoruz diye espri yaptım ve olayı anlattım. Diyarbakır hava sahasına girince aynı soruyu onlar da sordu ve anlattım. Diyarbakır’a indim, burada da aynı konuşmalar oldu. Efendim bu olayı rapor edelim Hava Kuvvetlerine gönderelim dedim. Bize ne ya dediler. Tamam, efendim siz bilirsiniz dedim” ifadelerini kullandı.