Verilen ve sunulan desteklerin sözde kaldığını, gerçek çiftçiye ulaşamadığını ve verilen desteklerin de denetlenmediğini savunan Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu, “Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre, Türkiye'de 2009 yılında 1 milyon 16 bin 692 çiftçi varken, bu sayı 2021'in Haziran ayı itibarıyla 541 bin 346'ya düştü.” dedi.

“Çiftçi kaybettikçe ülke ekonomisi kaybediyor” diyen Yardımcıoğlu şunları söyledi:

*Çiftçilikte veriler ürpertici hatta korkutucu boyutlara geldi. Yüzde 60 üzeri çiftçi, çiftçiliği bıraktı. Bu durum ise Tarım ve Orman Bakanlığının desteklemelerinin içinin boş olduğunu gösteriyor. Yapmacık destekleme mi yoksa denetimsiz destekleme mi?

*Çiftçiler bu konuda ise kredi borcu olmayan çiftçi yok diyor. Ve girdi maliyetleri karşısında kazançlarının kredi karşısında da bir direniş gücü olmuyor.

*Üretim noktasında yaşanan sorunlar aşılmaz ve girdi maliyetleri karşısında çiftçi beklediği desteği göremezse gıda zincirinin kırılması da kaçınılmaz olacak.

*Maliyetini dahi karşılamayan çiftçi üretimden de vazgeçiyor. TÜİK verilerine dahi bakılarak çiftçinin yüzünün gülmediği gerçeğini gizlemeye çalışmak ve göz boyama sözlerle destekler açıklamanın da güven ortamının zedelediğini göz ardı edemeyiz. Güven ortamının olmadığı yerde yatırımdan bahsetmek de imkânsızdır.

*Türkiye'de çiftçiler bu yıl tüm zamanların en yüksek seviyesini gören tarımsal girdi maliyetleriyle mücadele ederek üretim yapmaya çalışıyor.

*İklim değişikliği ve kuraklığın yanı sıra dövizdeki dalgalanmayla birlikte artan maliyetlerin altında ezildiklerini söyleyen çiftçiler, her geçen gün daha fazla çiftçinin tarımsal üretimden vazgeçtiğini söylüyor.

*Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre, Türkiye'de 2009 yılında 1 milyon 16 bin 692 çiftçi varken, bu sayı 2021'in Haziran ayı itibarıyla 541 bin 346'ya düştü.

*Üretim yoksa tüketim de enflasyonun önünde hiç bir güç duramaz. Bu da halkın daha fazla fakirleşmesine neden olur. Çözüm ise bir an önce ithal ve ihracat ürünlerinin dengesini sağlamak, verilen desteklerin de mutlaka denetiminin yapılması gerekiyor. Koltuktan bakınca tarladaki durum gözükmüyor sanırım. Ve desteklerin gerçek çiftçiye ulaşmasını sağlamak gerekiyor.

*Çiftçi kaybettikçe ülke ekonomisi kaybediyor.

*Çiftçi ve Tarım bugün ekonomik bir değer taşımasının dışında dünyanın en stratejik alanıdır ve hayati öneme sahiptir ve gittikçe hayati önem olarak değeri artmaktadır.

*Bu sahaya verilen tüm destekler hayata verilen destektir. Karşılaştırmalı üstünlükler teorisi esas alınarak bakılmamalıdır; Aşa dökülen yağın zararı olmaz diye düşünülerek desteklenmelidir.