Anadolu Halk Mutfakları Dernek Başkanı ve Yazar Adnan Şahin’in geçtiğimiz günlerde geldiği Kahramanmaraş programı sırasında aralarında geçen sohbeti anlatan Başkan Balcıoğlu, Anadolu coğrafyasında ilk müzenin Konya'da, ikinci müzenin Kahramanmaraş kurulduğunu söyledi.

Dulkadiroğlu’ndan Yaşlı Dinlenme Ve Hanım Konağı Dulkadiroğlu’ndan Yaşlı Dinlenme Ve Hanım Konağı

Kahramanmaraş’ın tanıtımı için bu bilginin çok faydalı olacağını düşündüğünü kaydeden Başkan Balcıoğlu, şunları söyledi: “Geçen hafta sonu ülkeler arasında çekim yapmak üzere Kahramanmaraş’ı da 50 ülkenin arasını alan bir programda tanıtım için buraya gelen Adnan Şahin ile çekimler arasında sohbetler ettik. Eshab-ı Kehf’de çekimler oldu. Çok farklı bir bilgiyi bize aktardı. Ben bugüne kadar duymamıştım. Hiçbir yerde de böyle bir bilgi görmemiştim, ulaşmamıştım merak ettim. Dedim ki, bu çok müthiş bir bilgi. O da güldü. ‘Kahramanmaraş'ın her şeyi çok özel, bu da onlardan bir tanesi’ dedi. Kaynağını sorduğumda Kültür Bakanlığında bunun kaynağının olduğunu söyledi. Anadolu coğrafyasında ilk müzenin Konya'da kurulduğunu ve sonra ikinci müzenin Kahramanmaraş kurulduğunu, bu kadar eski olduğunu, ilk olduğunu söyledi. Bu beni çok mutlu etti. Ben de ondan rica ettim. Belgesi nerede vardır? Bir şeye dayanır konuşmamız lazım, ‘Kültür Bakanlığında var’ dedi. Kültür Bakanlığı Müzeler Genel Müdürlüğünde böyle bir bilgi olduğunu söyledi ve gönderdi.

Ben de bu bilgiyi sizinle paylaşmak istiyorum. Burada yorum yapmadan paylaşmak istiyorum. “Kültürel değerlerin korunmasında ve geleceğe taşınmasında önemli rol oynayan müzecilik olgusu tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de koleksiyonculukla başlamıştır. Ünlü tarihçi Heredot'un ‘gök kubbenin altındaki en güzel coğrafya yeryüzünün en güzel iklimine sahip’ olarak tanımladığı ülkemiz coğrafyasında Türk Müzeciliğinin ilk izleri, Selçuklu Dönemi'nde (13.yy) eski Konya'nın bulunduğu höyüğü çevreleyen ve günümüze hiçbir izi kalmayan sur duvarlarının etrafına ellerine geçen çeşitli dönemlere ait eserlerin nizami ve düzgün bir şekilde dizilmesi ile karşımıza çıkar. Daha sonra Dulkadiroğulları Beyliği Dönemi'nde de Kahramanmaraş Kalesi etrafında Geç Hitit eserlerinin biriktirildiği bilinmektedir. Osmanlı Dönemi'nde ise ata yadigarı kıymetli eserler ve savaşlarda elde edilen ganimetler sarayların hazine dairelerinde korunmaktaydı. İstanbul'un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet zamanında sarayın bir bölümünün hazine dairesi haline getirilmesi, özellikle Yavuz Sultan Selim'in doğu seferinden sonra halifeliğin Osmanlılara geçmesi ile birlikte başta kutsal emanetler olmak üzere çok değerli kültür varlıklarının Osmanlı sarayına taşınması zengin bir koleksiyon oluşmasını sağlamıştır. Bu koleksiyonlar ve zengin Anadolu tarihi Türk Müzeciliğinin başlamasına öncülük etmiştir” diyor.

Bende çok heyecanlandım. Yalnız burası değil. Bizim bir de Adnan Bey, Eshab-ı Kehf’de Külliyesi’nin ön tarafında bir mescit daha önce kilise olarak yapılmış 1400 yıl önce yapılmış bir yapıdan bahsetti. Daha sonra cami olmuş. Daha sonra değiştirilmiş, başka şeyler olmuş ama aslı ne yakın bir şekilde muhafaza edilen orada bir eserimiz daha var. Yaş olarak da aşağı yukarı Ayasofya’yla aynı yaşlara ait olan orada da başka bir eser var. Bugün Ayasofya bizi ne kadar heyecanlandırıyorsa, yapıldığı tarih, yapıldığı dönem ve bugünkü uygulamalardaki muazzam eser burada bir benzeri daha var. Ama biz maalesef Eshab-ı Kehf Külliyesini ziyaret edip, orayı çoğu zaman üstünkörü bakıp geçiyoruz. Orada çok kıymetli bir hazine daha var. Burada böyle bir müzecilikle ilgili Anadolu coğrafyasının ilk 2. müzesi olma özelliği olan bir Kahramanmaraş var. Bu tabii yalnızca müzecilik yada müze kavramının ötesinde bir şey. Müze nedir? Basit ifadeyle elinizde olan değerli ve kıymetli şeyleri saklamaktır, kültürel varlıkları saklamaktır. Demek ki, burada çok ciddi bir kültür vardı. Orada gelişmiş bir yapı vardı ve bu yapıdan arta kalanlar bizi mutlu ediyorduk ya da müzecilik yapmaya, saklamaya ihtiyaç duyuyorduk. Dolayısıyla böyle bir bilgiyi Adnan Şahin gibi bir üstattan alıp bize hatırlattığı için teşekkür ediyorum. Bu güzel bilgi bundan sonra biz çalışacağız, zaman zaman her kültür bakanlığımızla, hem diğer arşivler araştıracağız zamanda sizlere bu konuda bilgi vereceğiz. Şuraya geldik, şunlar da varmış diye ki, arada çok daha güzel farklı bize göre çok enteresan olan bilgiler çıkacağına eminim. Umarım Kahramanmaraş’ın tanıtımına bir nebze de bu yönden faydalı olacaktır. “

Editör: Ömer Ömer