Darbe sürecinin hafızalarda bıraktığı izleri ve o dönem yaşananları, dönemin Kahramanmaraş Belediye Başkanı Ali Sezal'a sorduk.

Türkiye siyasetinde “post modern darbe" olarak geçen ve toplum ile siyaset üzerinde derin postal izleri bırakan 28 Şubat süreci ile ilgili olarak, dönemin Kahramanmaraş Belediye Başkanı Ali Sezal, ''Hasbelkader 28 Şubat'ı bende yaşadım. Refah Partisinden Belediye başkanıydım. Bu benim şahsi görüşüm, belki yanlışım olabilir'' dedi ve darbe günü yaşadıkları bir anıyı anlattı.

Ali Sezal, ''Akdeniz, Güneydoğu bölgesine bakan bir bayan vardı. 15 günde bazen Ayda bir gelirdi. Bir gün bana, 'Çok enteresan bir belediye başkanısın' dedi. Bende hayır, ben sıradan bir belediye başkanıyım. Öyle enteresan bir tarafımız yok. Sonra bu beni Amerika'ya davet etti. Bende gelirim dedim ve sözleştik. Uçak biletlerimiz ayarlandı. Havaalanına gittim ki bir kaç kişi hariç bütün Refah Partili Belediye Başkanları orada... Bizim dışımızda Ana Vatan Partisinden İskenderun Belediye başkanı vardı. 20-30 kişi civarındayız. Amerika'ya gittik ve sıradan 3-5 İl gezdirdiler daha sonra bizi gönderdiler. Refah Partili Belediyeler Amerika’da iken 28 Şubat darbesi oldu. Bu benim içimde bir uktedir. Belediye Başkanlarını yurttan dışarıya çıkarttılar. Bugün ki olduğu gibi halk meydanlara çıkabilir, belediye başkanları öncülük yapabilirdi'' dedi.

Kendilerine 68 kuşağı denildiğini söyleyen Sezal, ''Üniversite yıllarımda 20-25 kişi Ankara'da, 20-25 kişi İstanbul'da Mili Görüş çizgisi, vatan millet Sakarya çizgisinde mücadele veren insanlarız. 50 seneyi aşkın süreden beri siyasetin içerisindeyim. Demirel'i Ecevit’i, Erbakan’ı, Tansu Çilleri, Mesut Yılmazı gördük. Şimdikileri zaten görüyoruz. Türkiye'yi, Türkiye idare etmiyor. Yok, böyle bir şey. Biraz önce Televizyon ‘da Afşin’i gördüm. Yer altına tüneller açılmış.  1 metrelik beton tünellerle örülmüş ucu bucağı yok. Bizim burada devlet vatandaşın hizmetine tüneller açıyor. O kadar iş makinası, projesi, diğer tarafa bakıyorsun adamlar bizimkinden daha fazla tüneli kazma kürekle yapıyorlar. Yani bu vatandaş işi değil. Biz devlet olarak çok büyük yatırımlar yapıyoruz. İçinden Tır Konteyner gidiyor ama bu adamlar dağın başında o tünelleri açıyor. Kaç seneden beri açıyor? Nasıl bir oyun oynuyorlar? dedi ve bu oyunun içerisinde Türkiye'nin bulunduğu konuma şöyle değindi;

Türkiye ayrı bir konumda... Konumu şu; bu coğrafyada yüzlerce, binlerce yıldan beri hâkimiyeti İslam coğrafyasında muhafaza etmiş. Bizim inancımızda ırkçılık yoktur.  Eğer Âlim olan Türk’se Türk,  Kürt’se Kürt, Arap’sa Arap isterse dışarıdan gelsin. Osmanlı Padişahları ekseriyete yabancı kadınlar ile evlenmiş. O zaman şöyle söylemek lazım, Şehzadelerin kanının yarısı da Türk değildir. Bunu söylemek lazım. Türkiye ortadoğu’ya abilik yapabilecek konumdaki tek ülkedir. Bu Suriye'den olmaz.  Arabistanlılar para derdin de, Petrol çıksın satalım ailecek yaşayalım derdinde. Mısır'ı Libya’yı parçaladılar. Benim bir ara bir sözüm var. Buraya Amerika gelene kadar Saddam'da, Kaddafi'de burada kalsın diye... Onlara sözümde gücümde yeter. Ama Amerika’ya yetmez'' dedi.

Fetullah Gülen ile ilgili konuşan Ali Sezal, ''Bu FETÖ denen adamın suratına baksan, İslam’ın nuru yok. Ben bunun algılayıcısı değilim ama tavırlarına bakarsan, akıllımı delimi oda belli değil. Şimdi bakıyorum şu kadar asker tutuklanmış, karar ne bilemem. Bu kadar Genel Müdür müsteşar tutuklanmış. Peki, böyle bir adamın buna gücü yeter mi? demek ki bunun arkasında büyük devletler var.

Refah Partili Belediyelerin 28 Şubat sürecinde Amerika'da değil de, Başkanlar görevlerinin başında olsaydı Darbe engellenebilir miydi? sorusuna ise Sezal şöyle konuştu;

Yaparız, Yapamayız ayrı bir olay fakat adam tedbirini alıyor. Bizim o zaman 5 belediye ile başladık, Milletvekilimizde yoktu. 5 Fatih derlerdi bize. Ordan aldık ve bu belediyelerin başarısını gören diğer illerden birçok belediye çıkardık. Birçok ili çıkardık. Adam tedbirini alıyor işte pusuya yatıyor. Dünyayı Amerika İsrail, Almanya İngiltere götürüyorlar. Rusya ne kadar işin içinde? Dünyayı devamlı sömürüyorlar.

Necmettin Erbakan’ı o kararları almaya götüren olayların nasıl başladığını anlatan Sezal, ''Tanklar yürüyor. Asker şunu yaparsanız bunu yaparım diyor. Evvela bir hükümet kuruluyor. DYP ve ANAP hükümeti daha sonra Tansu Çiller, Erbakan Başkanlığında Refah Yol kuruluyor. Erbakan hocanın üzerine sürekli gelip sıkıştırıyorlar bir sürü o mahkeme bu mahkeme derken Erbakan hocanın birşey demesi lazım. Çok derin düşünen ve merhametli bir insandı. Ayaklanın da diyebilirdi ama çekildi.

Erbakan hoca Uçak sanayisi olsun birçok alanda ilkleri söyleyen bir insandı. Ben profesörlüğü üniversitede yapardım ama Türkiye bu halde iken siyaset yapmam gerekiyor diyerek piyasaya çıkmış bir insandır. Ülkenin o dönemki babası idi. Bugün görüyorum ki Türkiye’nin büyük babası imiş.

Erbakan hoca çekildiğinde, Hükümetin Doğal olarak Tansu hanıma verilmesi gerekiyordu ancak Mesut Yılmaz'a verdiler. Yani demek ki işin arkasında başka güçler var. Demirel diye bir adam var. Şapkamla gelirim, giderim dedi. Böyle siyaset yapılmıyor, yaptırılıyor. Buna ilk direnen Milli görüş zihniyetindeki insanlar oldu. Mesela, zannediyorum oda bir hatıradır. Beni tutuklamaya da yukardan geldiler. Kudret Cengiz Paşa müsaade etmedi. Böyle vatansever bir insan tutuklanmaz dedi. Direk kulağımla duymuş değilim ama göz önünde....

Allah selamet versin çok kıymetli bir insandı, Milli görüşçü değildi. Nurhak’ta teröristler önünde kendisi tek gitti ve efsane komutan oldu. Biz Amerikancı değiliz, İsrailci hiç değiliz. İsrail emrediyor yukarıdaki üç beş devlet yapıyor. Rezalete bakın, Suriye’de karşı taraf öldürüyor, Alllahuekber diye bağırıyor, bizim yanımızdaki Suriye’nin ÖSO güçleri de öldürüyor oda Allahuekber diye bağırıyor. Arkadaş siz kurban mı boğazlıyorsunuz, Allahuekber diye kurbanını kesersin Allah’ın emridir, ya öldürdüğün insan. İki tarafta Allahuekber diye bağırıyor. Ve bizi tarih boyunca birbirimize düşürmüşler, Alevi-Sünni. Alevi dediğin kimdir, Hazreti Ali’yi sevendir, benim dedemin adı Ali, kayınpederimin adı Ali, damadımın adı Ali, benim adım Ali, ailede 7-8 tane Ali var. Ali’yi bizim kadar seven olur mu? Mehmet’te, Hasan’da, Hüseyin’de öyledir. Bizi bir takım oyunlarla birbirimize düşürüyorlar. Bu milletin akıllı olması lazım. Arap’ın, Çerkez’in herkesin bütün Müslümanların akıllı olması lazım. Mısır gitti böldüler, Suriye’yi de bölecekler. Cumhurbaşkanımız Tayyip Bey, kafaya taktı akan sel gibi geliyor. Allah sonunu selamet eyleye, bunun sonunda her şey var ama eğer biz sonunda başarılı olamazsak, kölelik var. Tayyip beyin yanlışları var mı, kuldur, yanlışı da olur, doğrusu da olur. Ama böyle bir lider çıkmış, elinden tutup yanlışını arkadaş burada yanlışsın diyebilecek adamlara ihtiyacı var. Özellikle tartışacak insanlara ihtiyaç var. Yanlışına yanlış, doğrusuna doğru diyecek, yağ yakmayacak düzgün adamlara ihtiyacı var.

28 Şubat’ta, 15 Temmuz’da Hepsi Dışarının Oyunu

Sezal, 28 Şubat'ında, 15 Temmuz'unda dışarının oyunun olduğunu anlatarak, ''Bana göre hepsi oyun, adam kafasına yeşil takkeyi, sarığı sarıyor çıkıp Allahuekber diye bağırıyor. Allah, gizli yerde zikredeni sever. Ama bu şekildeki Allahuekber diye sarığı sarıp, cübbeyi giyip meydana çıkmak, tabi İslami kıyafet olabilir ama bunu malzeme olarak kullanmak doğru değil. Sincan’daki tankı yürüten komutan ne kadar suçlu ise, çıkıp öyle bağırmak da o kadar suç'' dedi.

Sezal, ''Maraş olaylarında hiç Maraşlı yok, içindeydim ben o zamanın. Rahmetli ağabeyim de CHP milletvekiliydi o zaman. 6-7 tane kapıya kırmızı çarpı koyuluyor, onları öldürenler öldürüyor, sonra da çıkıyorlar meydana Ulu Cami’ye bomba koydular, bilmem ne yaptılar diyerek Maraş’ı ayaklandırıyorlar. Ne Sivas olayları halkın yaptığı bir şeydir, ne Maraş olayları halkın yaptığı bir şeydir. Hepsi, batının, dışarının, fitnecilerin bir oyunudur'' diyerek Akıllı olup gürültüye patırtıya pabuç bırakılmaması gerektiğini söyledi.