Ayşe Sofioğlu, 1994'te girdiği Erzurum Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde 3. sınıftayken başörtüsü yasağının okullarda uygulanmaya başlamasıyla kınama, uyarı ve uzaklaştırma cezası aldı. Mezuniyetin ardından yüksek lisans yaptığı fakülteden 2000'de atılan Sofioğlu, AA muhabirine, 28 Şubat 1997'de Milli Güvenlik Kurulu toplantısından çıkan karar sonrasında tüm baskılara rağmen başörtüsünü çıkarmayı asla düşünmediğini belirtti. Sofioğlu, 28 Şubat'ta ilk muhtıradan sonra üniversitelerde psikolojik baskıların arttığını ifade ederek, "Çok büyük problemler yaşadım. Çok başarılı olmama rağmen çok iyi notlar almama rağmen stajım onaylanmadı. 1 yıl kaybım öyle oldu. Devlet Memurluğu Sınavı (DMS) çıkarıldı, o sınavdan çok yüksek not almama rağmen o dönemde benim gibi dünya kadar genç kız bu şekilde şeylere maruz kaldı. Okul dereceliydim kürsüye çıkarılmadım hatta incitildim, rencide edildim. Haklarımız elimizden alındı. DMS'den çok yüksek puan aldım ama atamam yapılmadı. Aynı dönemde hem sınava girmemize izin verdiler hem de 'sınavı kabul etmiyoruz' dediler. Ardından 2000 yılında da yüksek lisans sıralarından kovuldum." Üniversitede yaşadığı sıkıntıları üzülmemeleri için ailesine anlatamadığını belirten Sofioğlu, hayallerinin ve umudunun elinden alındığını söyledi. - "O günler bir daha ne olur gelmesin" İki çocuk annesi 45 yaşındaki Sofioğlu, başörtülü oldukları için birçok kızın çok ağır şekilde psikolojik baskıya maruz kaldığını belirterek, şunları kaydetti: "Bir grup genci çağırdılar 'başınızı açacak mısınız, açmayacak mısınız' dediler. Bazıları yola devam edebilmek için 'açacağız' dedi. Bir kısmımız da 'açmayacağız' dedik böylece kovulduk. Başını açan arkadaşlar da hedeflerine ulaşamadı. Maalesef hayal, umut her şey elimizden alındı. Başörtüsünü çıkaran arkadaşlar başka sıkıntılar yaşadı. Psikolojik olarak altüst oldular. Başörtüsünü çıkarmayan bizler de çok çeşitli sıkıntılara maruz kaldık. Evlerimize dönemedik, ailelerimize durumu söyleyemedik. Sonra bir gün birileri başörtünüz var diye 'sen bu devlet için zararlısın' diyor ve zulüm ediyor. Bu bizim için çok acı bir şey. Gönül isterdi ki kimsenin evlatları acı, sıkıntı yaşamasın. O dönemde başörtülü olamayan arkadaşlarımız bizimle selamlaşmaya korkarlardı. Çok şükür bu dönemde öyle bir şey yok. Allah devleti muhafaza etsin. Bu yüzden sahip çıkmak lazım. Bugünün kadrini, kıymetini çok iyi bilmek lazım. O günler bir daha ne olur gelmesin." Mezun olduktan 10 yıl sonra İmam Hatip Lisesi meslek dersleri branş öğretmeni olarak atandığını anlatan Sofioğlu, "92 puanla atanamadığım öğretmenliğe 69 puanla atandım. 10 yıl sonra aldığım 69 puanla öğretmen yetersizliğinden birinci tercihime atandım. Birkaç yıl öğretmenlik yaptım. Ardından kurumlar arası geçiş yaparak pansiyon idareciliği yaptım. Üniversiteli öğrencilere her zaman yurt ortamı ve pansiyon ortamı oluşturmaya çalıştım. 3 yıl önce de Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesinde Aile ve Kadın Şube Müdürü olarak göreve başladım. 2 yıl sonrasında da Kütüphaneler Şube Müdürü olarak atandım. Allah devlete, millete zeval vermesin. Birbirimize sahip çıkalım." diye konuştu.