Virüsün varlığına itiraz etmiyorum. Ancak proje olduğunu, dünyanın ekonomik dengesini sarsmak ve bazı ülkelere gözdağı vermek için hazırlandığını düşünüyorum. Virüs tespit edilenlerin, ölenlerin, yayılan bölgelerin özellikle dünyaya duyurulmasını istiyorlar. Bilerek yaygara koparıyorlar. Yapılan araştırmalar, bu virüse yakalananların en az yüzde doksan yedisinin hayatta kaldığını gösteriyor. Sars virüsünde bu oran, yüzde seksen yedilerdeydi. Bütün hastalıklarla ilgili benzer araştırmaların sonuçlarını insanlar bilseler, nutukları kesilir.

Dünya kamuoyu; savaşı, göçmenleri, terörü unuttu, virüs geldi, virüs gitti demeye başladı. Bazı açıkgözler de fırsatı değerlendirerek, sınırsız kazanç elde etmenin peşine düştü. Yeni bir sektör oluştu. Kolonyalar, maskeler, dezenfekteler vs. havalarda uçuşuyor.

Maalesef, ülkemde bu türden haberleri dört gözle bekleyen başka birileri daha var. Şehit sayısında ve istihbaratçı şehitlerin deşifre edilmesinde yaptıkları gibi, ortalığı velveleye verecekler. Birkaç gün içerisinde virüse yakalananların sayısını yüzlerle ifade etmeye başlarlarsa ve her geçen gün akla hayale gelmeyecek paylaşımlarda bulunurlarsa hiç şaşırmayın. Gayeleri halkı galeyana getirerek, iktidardan soğutmak ve parçalanmaya hazır hale getirmek. Kimler mi? Muhalefetten durması gereken çizgiyi unutup her şeyi fırsata çevirmeye çalışanlar, FETÖ den, PKK dan kuyruk acısı olanlar, partiye küsenler, ajanlar, taşeron dernek, medya ve kuruluşlar vs. Bunlar sayesinde dert bir ise bin görünür.

Ülkeme çok geç geldi bu hastalık. Bunda sağlık bakanlığının aldığı önlemlerin, halkı sürekli rahatlatmasının, nüfusun genç olmasının, ılıman iklimin ve gıda alışkanlıklarının etkisi çok büyük. Bizim insanımız, her eti, her yiyeceği yemez, seçici davranır. Özellikle helal olmayan gıdaların satıldığı markete, servis edildiği lokantaya dahi girmek istemez.

Dünyayı kasıp kavuran koronavirüsün antivirüsünün olduğundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Her şey hazır, zamanını bekliyorlar. Yakında büyük ilaç firmaları, okyanus ötesinden yükledikleri tonlarca ilacı dünyaya dağıtmaya başlarlar.

Daha bu sabah, ülkemizde binlerce insan, hastalık, kaza, musibet gibi çeşitli nedenlerle vefat etti. Bunların içerisinde koronavirüsten ölen çok büyük ihtimalle yoktur. Ama bu, olmayacağı anlamına gelmez.

Hastalığın bulaşarak yayıldığı biliniyor. Bu sebeple bizler de gereken önlemleri almak zorundayız. Ölüm ihtimali yüzde bir bile olsa, ihmal nedeniyle olmasın.

Hiçbir şey yokmuş gibi günlük hayatı devam ettirmek yerine, dikkat edilmesi gereken konuları öğrenmekte fayda var.

Kahramanlık göstermeye, hamasi nutuklar atmaya gerek yok.

Paniğe kapılıp markete, manava koşmaya da gerek yok.

Zaten temiz bir milletiz. Alınacak önlemlerin tamamına yakını temizlikle ilgili. Ellerimizi her abdestte sabunla yıkayacağız. Henüz namaza başlayamadıysak, sık sık ellerimizi sabunlayacağız. Çok sevdiğimiz tokalaşma ve kucaklaşmayı bir müddet erteleyeceğiz. Elimizi kalbimizin üzerine koyarak selamlaşacağız.

Bütün önlemleri aldıktan sonra, her türlü beladan, kazadan, musibetten, görünür görünmez düşmanlıklardan bizleri koruması için Allah'a dua edeceğiz.