Kıymetli dostlar, Vatikan dünyayı yönetme iddiasında bulunan aileler ve deccaliyet sistemine hizmet eden sapkın bilim adamları yani genetikçiler, antropologlar, arkeologlar ile kadim kara büyüyle uğraşan okültistler geçmiş dönemlerde de uğraştıkları hâşâ sözde "Nebî" yaratma projesine 2007 yılından beri hız vermişlerdir. Dostlar bilmenizi isterim ki maalesef, şeytanî küresel örgüt, önemli tarihî kişilerin çeşitli eşyalarını (sakal, mumya, kafatası, kemik vs.) toplayarak onları klonlama ve insanlığı aldatma ve bu şekilde de yönlendirme maksatları var. Yine onlara hizmet eden bir başka ekip de gözümüzün bebeği sevgililer sevgilisi Efendimizin (S.A.V) Sakal-ı Şerif’ine ve diğer kutsal emanetlerine zatını (S.A.V) haşa klonlayabilmek için göz dikmiştir. Tabii ki bu onların sapıkça, alçakça planlarındandır. Hazret-i Allah habibini (S.A.V) korur; böyle bir sapıklığa alet etmez lakin bendenize ve bu işlerle, bu tür konularla ilgilenenlere düşen toplumu aydınlatmak ve uyarmaktır. Kıymetli dostlar, şu anda ABD'de, Vatikan ve İbrani kökenli ailelerin desteklediği The Second Coming (İkinci Geliş) adlı gizli bir tarikat, klonlama teknikleri kullanarak Hz. İsa'yı ve nebîler nebisi Efendimizi (S.A.V) kendilerince modern dünyada yeniden "yaratmayı" planlıyorlar. Amaçları ise sözde "İslam'ın lideri" ile Müslümanları yönetmek, baskı altına almak, önce dini tamamen yozlaştırmak sonra da bir emirle tüm Müslümanları tamamen imha edecekleri savaşa yollayabilmek. İkinci Geliş Cemiyeti oluşturdukları sözde Hazret-i İsa'yı da Hristiyanların komutanı ve kralı yapmak ve böylece Hıristiyanlardan ateşli bir ölüm ordusu oluşturmak niyetindeler. Söz konusu tarikatın üyeleri hâşâ klonlanarak üretilmiş İsa ceninini, gönüllü bir kadının rahmine yerleştirerek tamamen doğal bir doğum neticesinde Hz. İsa'yı yeniden "yaratmanın" planladığını biliyorlar ve bu sapıkça duruma da maalesef iman etmiş durumdular. İsa doğduktan sonra normal bir bebek gibi yaşayacak. Büyüdüğünde ise Mesih niteliğinin öne çıkması için propaganda ve beyin yıkama faaliyetleri neticesinde ona inananlar ile birlikte insanlığı kurtaracak. Kimlerden mi? Tabi ki Müslümanlardan. Klonlama için gereken DNA, Hz. İsa'ya ait olduğu ileri sürülen kan, saç gibi organik numunelerden temin edilecek. Dünyanın çeşitli yerlerinde Hz. İsa'ya ait olduğu söylenen ve kutsal olduğuna inanılan birçok saç, sakal ya da kandamlası örneği bulunuyor. Ancak bu örneklerin hiçbiri Hazreti İsa'ya ait değil. Peki, olan nedir diye soracak olursanız derim ki deccal sisteminin saf ve masum insanları kandırmasıdır o kadar. Dahası Hristiyanların sahte emanetleri meselesi Müslümanlara ait olan gerçek kutsal emanetlere karşı da bir meydan okumadır. Hz. İsa Efendimizin gerçek emanetlerinin nerede olduğunu ise inşallah ileride yeni kitabımda söyleyeceğim. Şeytaniler de Hazret-i İsa Efendimizin gerçek emanetleri nerede biliyorlar lakin alamıyorlar çünkü çok şükür önlerinde aşmaları gereken pek çok engel var. Hristiyan dünyasında ki bazı dini kesimler projeye sonuna kadar karşılar. Mesela Southern Baptist Birliği'nden Bill Merrell söz konusu projenin "aptallığın ve ihanetin doruk noktası" olduğunu söylüyor ve böyle bir şeyin ne din ne de bilimsellik açısından hiçbir etik tarafı olmadığını da etrafına anlatıyor. İnşallah insanlığın hakiki manada koruyucusu olan güçler aklı başında Hristiyanları yönlendirirler ve Hristiyanların sapkınların önüne daha güçlü bir şekilde çıkmalarını sağlarlar. Sizlere bendenizin merakını uyandıran ve kışkırtıcı bir soru sormak istiyorum: “Sözde çarmıha gerilen Hz. İsa’dan alınacak sözde doku veya kan örneğiyle klonlanacak kişi sizce kim olurdu? Hz. İsa mı, yoksa hain havari Yahuda İskariyot mu?” Bendenizce tabi ki Yahuda İskariyot olurdu ve hainliğine kaldığı yerden devam ederdi. Bu seferde "otuz gümüşe" (otuz gümüş para, metafor, dünyalık demek istiyorum) insanların özgürlüğünü satardı. Kıymetli dostlar, işin daha da tuhaf yanları var. Yahuda İskariyot bazı Hristiyan mezheplerce hain olarak görülmez ve aziz bilinir, İncil’i de kutsal olarak kabul edilir. Ayrıca Yahuda İskariyot Tapınakçılar için de çok kıymetli bir kişiliktir. 1958 yılında, İsrailli arkeolog Yardena Alexander Kubbetüssahra’da ki kazı çalışmalarının sonunda, Kutsal Kâseyi bulduğunu iddia etmiştir. Anlattığına göre de sözde kâsenin içinde M.S. 33’te Golgota tepesinde çarmıha gerilen kişinin kanı vardır. Yani, Hıristiyan öğretisine göre Hz. İsa’nın; İslam inancına göreyse böyle bir şey mümkün değildir. O kişi hâşâ Hz. İsa olmayıp Allah katından bir ilimle yüzü ona benzetilen şahıstır. Mesih’in klonu, Kutsal Kâsedeki sözde kan tortusundan alınan DNA ile klonlanacak. Yani anlayacağınız şeytanilerin sanal ve sahte kıyametine geri sayımın başladığı zaman diliminde olduğumuz şu günlerde saf insanları kandırmaya yönelik hikâye de hazır. Şu anda maalesef dünyada olup bitenlerin, dönen dolapların farkında olmayanlar Deccal’i farkında olarak ya da olmayarak kutsuyor ve onun safındalar. Deccal kitlelerce kutsanıyor onun yani sahte İsa’nın, peygamberliği kabullenilerek izinden gidilecektir. Hatta öyle ki sapkınlara göre haşa İslam ve Muhammediler tamamen yok edilecek, insanlık onu binlerce yıl dilinden düşürmediği gibi iki sıfatla anacaktır: Tanrı, Mesih! Suudi Arabistan ile Vatikan arasında imzalanan iş birliği anlaşmasının detayları da gün yüzüne çıkmış bulunmaktadır. Konunun Hazret-i Peygamber Efendimizi hâşâ klonlamak istemekle çok yakından ilgisi var. Buna göre Vatikan, Suudi Arabistan'da kilise inşa ettirecek. Yani Medine’de kilise mevzusu her ne kadar olmaz bir iş olsa da ve canımızı yaksa da asıl bilmemiz gereken husus bu kilise mevzusunun Medine'ye, Ravza’ya çok rahat sızmak ve Hazret-i Nebî Efendimizin (S.A.V) mübarek naaş-ı paklarını ele geçirmek için düşünüldüğüdür. Yani Medine’de kilise Hristiyanlar için değil ajan, papaz ve keşişler, İsviçreli muhafızlar Ravza’da rahatça iş görsün diye açılmak istenmektedir. Hazret-i Allah iki cihan güneşini efendimizi (S.A.V) korur, buna şüphemiz yok lakin yine de bu melun planı ifşa etmek ve duyurmak durumundayız. Suudi Arabistan'da bu kilise mevzusu için Vatikan'ın Dinler Arası Diyalog Konseyi ağırlandı, o hain görüşmede iş birliği anlaşması imzalandı. İmzalanan anlaşmanın bizleri çileden çıkaran detayları da her ne kadar saklanmak istense de gün yüzüne çıkmıştır. Buna göre Vatikan eliyle, Hz. Muhammed Efendimizin (S.A V) kabri şerifinin bulunduğu kent olan Medine'ye kilise inşa edecek. “Ilımlı İslam’a dönüyoruz. Aşırıcılığı yok edeceğiz.” mottosuyla yola koyulan Suudi Arabistan maalesef ihanet yolunda ilerliyor. İnşallah bu yanlış ve hatalı sevdadan vazgeçerler. Mısır basınının Vatikan News'e dayandırdığı haberde kilisenin Medine'nin hangi bölgesine yapılacağına ilişkin resmi bir açıklama henüz gelmedi, ibadethanenin bizzat Vatikan'ın eliyle yapılacağı belirtildi lakin papa hain emellerine ulaşabilmek adına kilisenin olabildiğince Ravza’ya yani Mescidi Nebi'ye yakın olması gerektiğini emretmiş. Vatikan’da Dinler Arası Diyalog Dairesi’nden Fransız Kardinal Jean-Louis Tauran, kilise inşa projesinin de başında ki isim, konuyla ilgili Vatican News’e, “Suudi Arabistan ziyaretimde yüksek seviyeli yöneticiler ve Suudi Kral Selman bin Abdülaziz ile görüştüm. Yakınlaşma sürecinin başlamasından memnuniyet duyuyorum. Suudi yetkililer ülkeye yeni bir imaj kazandırmaya hazır olduklarının işaretini verdi.” diyerek memnuniyetini de göstermiştir. Harem bölgesi olan bu topraklar, geçmişten bu yana Hristiyan ve gayrimüslimlerin girişine, yerleşmesine kapalı durumda. Vatikan-Riyad hattındaki bu anlaşma ile Medine Hristiyanların giriş-çıkışlarına da maalesef açılmış olacak. Amerikalı Subay Steve'de Amerika hükümeti adına klonlama ve kilise projelerini denetlemek ve yönlendirmekle yetkili kılınmış durumda. Hiç tanımadığımız birileri yani şeytaniler yani küresel kraliyetçiler, Antro-genetik adlı bilimi kullanarak kutsal değerlerimize savaş açtılar, bizlere zarar vermek değil bizleri yok etmek istiyorlar. Efendiler efendisinin (S.A.V) adını anarken bile yüreğimizde ılık bir sevgi hemencecik oluşuyor. Yüceler yücesi sultanımız (A.S) ülkemizin, milletimizin ve medeniyetinizin geleceğini karartmak için korkunç bir suikastçı yapılmaya çalışılıyor ve bunu öğrendiniz, tepkiniz ne olurdu? Uyumaya, gaflete devam mı ederdiniz yoksa dininizi yaşar, araştırır Hazret- i Peygamber Efendimizin kutsal emanetlerinin isimlerini ezberler, suretlerini hafızalarınıza mı kazırdınız? Ona sahip mi çıkardınız? İnsanlara sevgi ile yaklaşır, adalet ve merhameti emreder, keşif ve bilim mi üretirdiniz? Karar sizlerindir vesselam.