(Okumayan Çok Şey Kaybeder& Deccal Aramızda) 

Kıymetli dostlar, öncelikle Deccal nedir sorusu ile yazıma başlamak istiyorum zira Deccal mevzusu çok  konuşulduğu halde hakkında hiçbir şey  bilinmiyor. Deccal yalancıdır, sihirbazdır, illüzyonisttir, illüzyonun kendisidir. Hakikatleri örtendir, elinde ki gücü zulüm ve kaos için kullanandır, kötüyü iyi, iyiyi kötü gösterendir. Zulüm ehlinin tamamının lideridir, siyonist İbranilerin ve Gül-haç tarikatının, Tapınak şövalyelerinin, Illuminatinin kralıdır. İblisin yol arkadaşıdır, İblisin sistemini idare edendir hatta bizatihi sistemin kendisidir. Sapkınlıkları insanoğluna öğretendir ve dahi  yayandır. Negatif enerji, negatif bilinçtir. Dostlar, Deccal hakkında yaptığım tanımlama eminim sizleri şaşırtmıştır yani şimdi haklı olarak soruyorsunuzdur, "Deccal sistem mi, bilinç mi, varlık ya da bir çeşit yaratık mı?" Hemen sorunuza cevap arz edeyim: Deccal hem bilinç ve sistem hemde bir çeşit varlıktır.

Bazı kitaplarda onun insan kılığına girdiği ve başka insanların yani istediği şahısların suretine de girebilen bir canlı olduğu anlatılmaktadır. Hadisi şerifleri inkar edenlere göre Deccal diye bir şey yoktur zira Deccal Kur'an'ı Kerim'de geçmemektedir. Aslında bu iddia onların cahilliklerinden veya yalanlarından kaynaklanmaktadır çünkü Deccal'e Kur'an'ı Kerim'de işaret edilmektedir. A'raf suresinde 167. ayette buyurulmaktadır ki: "Ve Rabbin, onları en kötü azaba sürükleyip-düşürecek kimseyi kıyamet gününe kadar üzerlerine mutlaka göndereceğini ilan etti. Şüphesiz ki Rabbin (ceza ile) sonuçlandırması pek çabuk olandır ve gerçekten O Gafur'dur (çok bağışlayandır), Rahim'dir (rahmetiyle çok esirgeyendir). (7-A'raf 167)" Dostlar, bu ayet-i kerime, ahir zamanda insanları kitleler halinde ebedi cehenneme sürükleyeceği bildirilen Deccal ile ilgili Nebevi haberleri doğrulayan bir ayet-i kerimedir. Dolayısıyle ayet-i kerimede bildirilen kişinin çağdaş bir Samiri olan Deccal olduğunu düşünebiliriz ki zaten bu yorumu yapan müfessirlerde bulunmaktadır. Kıymetli dostlar, Abdülhamid'in Akıl Oyunlarını okuyanlar hatırlayacaktır ki kitabın başında İbrani kralların yazdığı 24 maddelik protokolden bahsetmiştim. Orada ki maddelerde Yahudilerin dünya hakimiyeti için tek devlet projeleri ve tek devletin başına da bir Yahudi'yi kral yapmak istedikleri yazıyor. Bu manada Peygamber efendimiz (S.A.V) Deccal'in Yahudi oluşu ile ilgili olarak hadislerinde buyurmuşlardır ki: "Deccal, Yahudi'dir ve onun çocuğu olmaz, Allah ona Mekke ve Medine'ye girmesini de yasak etmiştir. Deccal'e Yahudilerinden yetmiş bin kişi tabi olacaktır. Onların omuzlarında ve başlarında miğfer vardır. Deccal'in tek gözü kördür, onun cennet dediği ateşin ta kendisidir." Efendimizin (S.A.V) mübarek kelamları bir çok hakikati ortaya koymaktadır. Şimdi Deccal'in Yahudi oluşu ile alakalı daha derin bir inceleme yapalım. İcraatları dikkate alındığında, onun bir Yahudi oluşu, insana hiç de şaşırtıcı gelmez. Yahudiler de zaten bunu övünelecek bir davranış olarak görürler ve bu durumdan da çok mutlu olurlar. Alûsî tefsirinde anlatıldığına göre bir gün Yahudiler, Resulullah'a (A.S) gelmiş, "Âhir zaman Deccal'i bizden olacak, şöyle yapacak, böyle yapacak" demişlerdi. Cenab-ı Hak bunun üzerine Mü'min suresinin 56. ayetini göndermişti.(Ayeti yazmadan önce tam da burada iki önemli hakikatı sizlere arz etmek isterim. Birincisi hadisi şerifleri inkar edenlerin muradı dini daha iyi öğrenmemiz değil Kur'an'ı Kerim'den istifade etmemizi engellemektir zira ayetlerin sebeb-i nüzulu yani iniş sebepleri hadisi şerifler de yazmaktadır tıpkı deccal örneğinde olduğu gibi. İkinci arz edeceğim husus ise şudur, hani Deccal Kur'an'ı Kerim'de yoktu. Aksine Deccal Kur'an'ı Kerim'de açıkça yazmaktadır. Sebebi nüzulu bildiğimizde bu hakikat ortaya çıkmaktadır.) Mü'min suresi 56. ayet: "Kendilerine gelen hiçbir delil olmadığı halde Allah'ın ayetleriyle mücadele edenler, hak dini söndürmek gibi, aslâ erişemeyecekleri büyük bir hevesi gönüllerinde taşıyorlar. Sen Allah'a sığın. Muhakkak ki O, her şeyi hakkıyla işitir, herşeyi hakkıyla görür." Kıymetli dostlar, Ebu's-Suud tefsirinde belirtildiğine göre Yahudilerin, Resulullah'a şöyle dedikleri bildirilir: "Bizim Tevrat'ta zikredilen sahibimiz sen değilsin. Davud'un oğlu Mesih'tir. Yani sizin Deccal dediğiniz. O, âhir zamanda çıkacak, bütün dünyaya hâkim olacak, artık mülk ve saltanat da bize geçecek." Bilgilerden anlaşılan odur ki  adamların amacı dünya,  mülk ve saltanatını tamamen ele geçirmek, tüm insanlığı köle yapmak ve Yahudi kralı, Deccal'i, tek dünya devletinin hükümdarı yapmaktır. Deccal'in sözde kıyamına iblis ve hizmetkarları son hızla  hazırlanıyorlar. Kendilerince tek gözlü kafirin çıkışına dünyayı hazır hâle getirmek istiyorlar. Öyle ki dünyayı ve insanlığı kaosa sürüklemek için ellerinden geleni yaptılar ve yapmaya da devam ediyorlar. Kaynaklardan anladığımız Deccal'in çıkış zamanı yaklaştığında insanlar açlıktan ve kuraklıktan ölecekler. Fitneler çoğalacak, öldürmeler fazlalaşacak, insanlar birbirlerini öldürecekler. İnsanlar kendiliklerinden çıkacaklar, bela bütün yeryüzünü saracak. Maalesef dünyanın ve insanlığın hali de şu anda budur ve yeni sistem kurmak, yeni model yazmak lazım dememin sebeplerinden biri de budur. Yani tek gözlü kafirin çıkışını engellemek için yeni bir iktisadi sosyal sistem tüm dünyada uygulanmalıdır. Eğer Allah korusun tam manası ile şartların oluştuğuna şeytani sistem karar verirse işte o zaman o melun Deccal masum insanlığa karşı ordusu ile harekete geçecektir. Allahualem (yani doğrusunu Allah bilir) ahir zamanda yaşanacak olaylarlar yaklaştı. Deccal’in kendisini göstermesine de çok az bir zaman kaldı, maddi manevi tedbirler alınmaz ise Allah korusun yakın bir zamanda tüm dünya kendisini görecek. Peki, Deccal şu anda nerede? Buraya kadar anlattıklarımdan sonra bu soru çok önem kazanıyor. Hadislerde Peygamber (S.A.V) Efendimiz  Deccal’in nerede saklandığını şöyle tarif ediyor: “Deccal'in karargahı güneşin batım tarafında bir adada bulunacak.” (Suyuti, Dibac ale’l-Müslim, 6/261; Müslim, hadis no: 2942; Avnu’l-Mabud, 11/317; Es-Sünen el Varide Fi’l-Fiten, 6/1149.) Deccal fikri, tarihin çok eski devirlerinden, yani insanlara peygamber gönderilmeye başlandığı devirden beri vardır. Bu yüzden her dinde, ülkede veya her toplumda bir Deccal çıkması söz konusu olabilir. Yani Deccal'in temsilcileri, komutanları Deccal adına vazifeler alabilirler. Bizlere düşen uyanık olmaktır, gafil olmamaktır. Hz. Adem’den beri her peygamber kavmini ve kendisine inananları, gelecek tehlikelerle birlikte, ahir zamanda çıkacak Mesih, Deccal ve fitnelerden gerek kendileri adına gerekse gelecekte çıkacak iman ve din kardeşleri adına uyarıp onun şerrinden ve fitnesinden Allah’a sığınmaları konusunda uyarmıştır. Yani anlayacağınız Deccal meselesi şaka değildir ya da hafife alınacak bir konu hiç değildir. Özellikle Hz. Nuh ile tufanı yaşayanlar da, kendi zamanlarına göre gelecek sayılan tufan için önceden uyarılmışlardı. Bu konu Kur’an-ı Kerim’de genişçe, hatta Hz. Nuh’un, “Allah’ım ben mağlup oldum, yardım et…” diye hıçkırıklarına karışan dua ve niyazları da konu edilerek anlatılmaktadır. Bu insanlar, tufanın sebeplerinden biri sayılan fitneler konusunda da önceden kendi peygamberleri tarafından uyarılmıştı. Lakin onlar gafil kalmayı ve anlatılanlara kulak tıkamayı tercih ederek (kulak tıkamak tabiri Kur-an kelamıdır) helak olmuşlardır. Bilimsel gelişmelere de bakarak biz de kıyametin yaklaştığını yani ahir zamana girildiğini söyleyebiliriz. Bu konuda bendenizi destekleyen çokça bilim adamı ve araştırmacı mevcut. Çünkü buzulların erimesi, ekvatorun kayması ve iklim değişiklikleri, ozon tabakasının delinmesi ve dünyaya sera etkisi yapması gibi olaylar ya da katledilen masum insanlar, açlık, kıtlık ve kaos bizi mecburen bu sonuca götürmektedir tabiki en doğrusunu Allah bilir. Kıymetli dostlar, ABD'nin Florida eyaletinde "Army National Guard" isimli askeri bir tesis bulunmaktadır ve bu tesiste Armegeddon için çalışmalar yapıyorlar. Armegeddon sırasında ABD kendini nasıl savunur onun planlarını yapıyorlar, programın adı ise Temple. Temple tapınak demek. Teksas'ta da bir askerlik şubesi olarak Army National Guard'ın üssü bulunmaktadır ve bu ikinci üs Florida'da bulunan tesise yardımcı olarak çalışmaktadır. Deccal ise adada tapınaktadır. Bu tesis ve üssün düşmanı ise Christ the Redeemer, Mehdi ya da kurtarıcı İsa'dır. Siz bu adamların Hazreti İsa Efendimize gerçekten  inandıklarını mı sanıyorsunuz? Hristiyanlık sadece elitlerin, küresel baronların yaptıkları işleri gizlemek için başvurdukları paravandır. Asıl amaçları ise Deccal'i savunmak ve korumaktır. Deccal'in bulunduğu ada ile ilgili kuvvetli iki iddia bulunmaktadır. Birinci iddiaya göre Deccal San Juan Adalarındadır. San Juan, Amerika Birleşik Devletleri'nin Washington eyaletinin kuzeybatısı ile Kanada'nın Vancouver Adası arasında bulunan takımadalardır. Adalar, yaklaşık 400 ada ve kayalıktan oluşmakta olup idari olarak ABD'nin Washington eyaletine bağlıdır. Bermuda Şeytan Üçgeni diye geçen, Atlantik Okyanusu'nda bulunan adanın içindeki tapınakta Deccal'in oturduğu söylenmektedir. Tapınağa ise asla yaklaşılmamaktadır zira   etrafında Amerikan savaş gemileri bekler. Google Earth'te ise bu tapınak karartılmıştır. İkinci iddiaya göre ise Deccal Guyanada'dır. Guyana veya resmi adıyla Guyana Kooperatif Cumhuriyeti, Güney Amerika'da yer alan bir ülkedir. Kıtanın kuzeyinde yer alan ülkenin batısında Venezuela, doğusunda Surinam, güneyinde Brezilya yer alırken; kuzey taraflarının Karayip Denizi'ne kıyısı vardır. Piri Reis'e göre de Deccal işte  burada bulunmaktadır. Zira Piri Reis'in haritasında Deccal'in yeri çok sırlı bir şekilde gösterilmektedir. İşin daha ilginci dostlar, hadisi şeriflerde bu ada meselesini doğrulamaktadır. Onlardan bir tanesini ve en önemlisini sizlere arz ederek yazıma son vermek istiyorum. Hristiyanların ileri gelenlerinden biri iken, Şam’dan bir heyetle Medine’ye gelip Müslüman olan Temîm ed-Dârî, yolculuk sırasında arkadaşlarıyla birlikte uğradıkları ıssız bir adada, adının “cessâse” olduğunu söyleyen bir hayvanın delâletiyle Deccal ile görüştüklerini, elleri ve ayakları zincirle bağlı bulunan Deccal'in zamanı gelince ortaya çıkacağını kendilerine söylediğini Hz. Peygamber’e anlatmış, o da Deccal hakkında duyduklarının daha önce ashaba söyledikleriyle benzerlik göstermiş olmasından dolayı memnuniyetini ifade etmiştir vesselam. (Müslim, Fiten, 119-121; Ebû Dâvûd, Melâhim, 15)