Her çocuk oyun oynar tabi, oyunlar çeşit çeşit; Mavi Balina da bir oyun, ancak oyuncularını ölüme sürükleyen bir oyun.

‘Ön Ödemeli Konut Satışı’ ile ‘Mavi Balina’ arasında ne gibi bir ilişki var? Bir ilişkisi yok tabi, biri gençlerin oynadığı bir oyun, diğeri ise insanların konut sahibi olmak için seçtikleri bir yöntem. Benzerlikleri şu; denetim eksikliğinin olduğu ortamlarda gençlerin/tüketicilerin bilinçsiz davranışları nedeniyle vahim sonuçların ortaya çıkma riski. Konut alımı, en yüksek meblağlı tüketici işlemi konumunda, burada yaşanabilecek mağduriyetler sadece mali bir kayıpla sınırlı kalmayabilir, geçmişten yaşanan örneklerinden de biliyoruz ki, aile facialarına, boşanmalara hatta intiharlara varan sonuçlar doğurabilir.

Her iki olayda da intiharların önüne geçilebilir, birinde aile bilinçli olur çocuğu dikkatli bir gözle takip eder ve uyarırsa, diğerinde ise ilgili kurumların gerekli denetimleri sağlıklı bir şekilde yaparsa intiharlara varan mağduriyetleri önleyebiliriz.

Ön Ödemeli Konut Satışı!

Ön ödemeli konut meselesi çok kritik. Çünkü genelde arsalar kat karşılığı alındığı için arsa parası ödemeyeceğini, konutlar da inşa edilmeden satıldığı için inşaat için de finansmana ihtiyacı olmadığını düşünen kişiler bu işi yapmaya soyunabiliyorlar, ancak iyi niyetle yola çıksalar bile süreci yönetme becerisi gösteremediklerinden ortaya istenmeyen sonuçlar çıkabiliyor.

Evet, bitmiş konut satın almaktan çok daha cazip, ancak denetimin olmadığı bir ortamda ‘…evdeki bulgurdan olmak.’ da var.

Ne yapılmalı?

1- İlgili kurumlarca yapılması gerekenler var:

Bilindiği gibi, ön ödemeli konut satışları 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda düzenlenen bir konu, bu nedenle konunun muhattabı Gümrük ve Ticaret Bakanlığı. Yasamız, ön ödemeli konut satışı yapan/yapacak olan kişilere bazı yükümlülükler yüklemekte, yükümlülüklerini yerine getirmeyenlere de ağır cezai yaptırımlar getirmektedir. Yaptırımlara baktığımız zaman gördüğümüz şu: yapacak olanlar bu işi ya yasaya uygun yapacak ya da bakanlık cezai yaptırımlarla bu kişileri piyasanın dışına atacak. 

Ancak, ne yazık ki piyasaya baktığımızda denetimden bahsetmenin mümkün olmadığını, bu tür satış yapan firmaların da yasadan bihaber olduğunu görüyoruz. Geldiğimiz noktada bunun sonuçlarına dair işaretler var, tüketicilerin müteahhitlere ulaşamadığına dair haberler kol geziyor, kurum ve kuruluşlar kendilerine düşen görevi yapmadığı için tüketiciler büyük bir riskle karşı karşıya.

Hiç olmazsa bugünden sonra mağduriyet yaşanmaması, yasaya uygun bir düzen kurulması için derhal harekete geçilmeli, risklerin ortadan kaldırılmasını teminen bu alanda faaliyet gösteren tüm firmalar yasaya uygun hale getirilmeli, yasaya uymayan, uymamakta direnen firmalar piyasanın dışına çıkarılmadır.

Tüketiciler ne yapmalı?

Tüketiciler sözleşmeyi dört ayak üzerine oturtmalı, bu ayaklardan herhangi birisinin eksikliği halinde konutu teslim alana kadar tedirgin olmayı göze almalıdırlar.

Yasaya göre ‘Yapı Ruhsatı alınmadan, tüketicilerle ön ödemeli konut satış sözleşmesi yapılamaz.’ Dolayısıyla, yapı ruhsatının alınıp alınmadığı mutlaka araştırılmalıdır.

Satın alınan konutla ilgili Bina Tamamlama Sigortası yapılması ya da teminat gösterilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, bu teminatlar da teminat altına alınmış durumda. Yasaya göre, sigorta kapsamına alınan teminat ve benzeri güvenceler iflas ve tasfiye masasına dâhil edilemez, haczolunamaz, üzerlerine ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz konulamaz.

Her iki şart mevcut ise tüketicimiz artık nihayetinde konutunu teslim alacağından emin olabilir ve bu nedenle çok rahat bir şekilde sözleşmeyi imzalayabilir. Ancak?

Evet ancak…

Çünkü tüketicinin bundan sonraki adımları da en az öncekiler kadar önemli, evet, konutunu almayı garantiye almış oldu ancak şimdi söyleyeceğimiz adımlar da bazı riskleri ortadan kaldırmak için gerekli:

Konut satışının tapu siciline tescil edilmesini istemeli/sağlamalıdır.

Satış vaadi sözleşmesini noterde düzenleme şeklinde yapılmasını istemelidir.

Bu tür satışlarda tüketicilerin sözleşmeden dönme hakkı var mı?

Tüketicilerin bu tür satışlardan hem cayma hem de dönme hakkı var. Tüketiciler;

Ondört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahip.

Sözleşme tarihinden itibaren yirmi dört ay içinde herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı var. Ancak müteahhidin kendisine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmesi kaydıyla satış ya da sözleşme nedeniyle ödenen vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülükler ile birlikte konut bedelinin %2’si kadar tazminat isteme hakkı doğar.