Konuyu bir şikayet üzerinden ele almaya çalışalım.

Tüketicinin ifadesine göre elinden düşen cep telefonunun köşesinde ‘pul atma’ şeklinde bir hasar meydana gelmiş, tüketici halen telefonu bu şekilde kullanmaya devam ediyor. Kısa bir süre sonra cep telefonu (başka bir nedenle) arıza yapıyor ve doğal olarak malı servise götürüyor. Servis görevlisi düşme sonucu oluşan hasarı gerekçe göstererek onarımın ücret karşılığı yapılabileceğini ifade ediyor.

Tüketicimizin burada haklı bir yakınması var:  meydana gelen arıza ile kişisel kusuru nedeniyle oluşan hasar arasında bir nedensellik bağı olmadığına göre ‘ücretsiz onarım hakkı’ neden olmasın!

Soruyu netleştirelim; tüketici mala şöyle ya da böyle bir zarar vermişse ve  bu malda ‘imalat hatası’ndan kaynaklı bir arıza meydana gelirse tüketici ne tür haklara sahip olabilir?

Bilindiği gibi tüketiciler garanti şartlarından faydalanmak için satın aldıkları malları amacına uygun bir şekilde kullanmakla yükümlüdürler. Tüketicilerin garanti süresi içinde olmak ve dahi malı kullanma kılavuzuna uygun bir şekilde kullanmaları kaydıyla malda bir arıza meydana geldiği takdirde dört seçimlik hakka sahip olduğunu artık biliyoruz. Ki ‘Ücretsiz Onarım Hakkı’ da bu haklardan bir tanesidir. 

Garanti süresi ve sonrası olmak üzere iki devre halinde bakacak olursak, Tüketiciler satın aldıkları bir malı;

*Belirlenen garanti süresi içerisinde herhangi bir sorun yaşamadan,

*Garanti süresinin bitiminden sonra da ( yönetmelikte belirlenen kullanım ömrü süresince) oluşan arızaları ücreti mukabili tamir ettirmek suretiyle,

kullanma hakkına sahiptirler.

Ancak hayatın doğal akışı içerisinde düşme, çarpma vb. nedenlerle malda hasarlar oluşabilir ve elbette tüketici kendi kusuru ile mala bir zarar vermişse bu zararı kendisi telafi etmek ya da bu zarara olduğu şekliyle katlanmak durumundadır. Ancak tüketicimizin sorununda olduğu gibi bu tür bir malda (garanti süresi içerisinde tüketicinin kusuru ile bir ilgisi bulunmayan) başka bir arıza meydana gelirse garanti şartlarından faydalanılabilir mi? Diğer bir deyişle, tüketicimizin sorununda olduğu gibi tüketici mala bir zarar vermişse daha önce garanti kapsamında tüketiciye tanınan haklar hak olmaktan çıkar mı? Bu soru önemli bir soru, çünkü benzer uyuşmazlıklarda heyetlerin çoğunlukla talepleri reddettiklerini biliyoruz.

Kusur kime ait ise o kişi zararı tazmin etmekle yükümlüdür

Borçlar Kanununda da çok açıkça ifade edildiği gibi kişiler kusurları nedeniyle oluşan zararları tazmin etmekle yükümlüdürler. Bu genel ilke çerçevesinden baktığımızda sorunun cevabı da kendiliğinden verilmiş oluyor. Tüketici kendi kusuru olmaksızın oluşan bir arızadan sorumlu tutulamaz, olayımızda olduğu gibi oluşan arıza yanlış kullanım nedeniyle oluşan bir arıza değilse bu imalat kaynaklıdır arızanın Ücretsiz Onarımı da imalatçıya düşmektedir.

Hemen burada belirtmek gerekir ki Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununa göre imalat hatası nedeniyle oluşan arızalarda satıcılar da aynen imalatçı/ithalatçılar gibi müteselsil sorumludur, bu nedenle satıcılarda muhattap alınabilir.

Elbette tüketici mala bir zarar vermemiş olsa idi diğer seçimlik haklara gidebilirdi, yani örneğin ‘misli ile değişim’ ya da ‘bedel iadesi’ talebinde bulunabilirdi. Ancak tüketici mala zarar verdiği için Borçlar Kanunun kısaca ‘Kusur kime ait ise o kişi zararı tazmin etmekle yükümlüdür.’ şeklinde ifade ettiğim ilkesi gereği mala verdiği zarara katlanmak zorundadır ve bu nedenle de bu seçimlik hakları kullanması hukuka uygun olmayacaktır.

 

Maraş Pusula Haber - www.maraspusula.com / Yazar, Nesih Tanrıverdi