Sykes-Picot Anlaşması ile Osmanlı İmparatorluğu tasfiye edilip, Filistin’de İsrail devletini kuran irade, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ile yeni bir adım attığını sadece seyretmekle yetiniyoruz. Dahada ileri giderek “Siyonist Haçlı İttifakı” dünyayı görmezden gelerek, ABD Büyükelçiliğinin taşınması nedeni Kudüs’ü İsrail’in Başkenti olarak ilan etti. Buna karşın biz halen meselenin önemini ciddi manada kavramış değiliz. Bundan dolayı yanılgılar sarmalı arasında debelenip duruyoruz.1948 yılından bugüne kadar yayılmacı Politikasını Siyonist Haçlı İttifakını da arkasına alarak, Filistin topraklarını işgal etmeye, çoluk, çocuk ve ihtiyar demeden buna karşı katliamlarına acımasızca devam etmektedirler.

ABD Başkanı Trump, terörist olarak ilan ettiği Hamas ve Hizbullah üzerinden İranı hedef aldığı görünse de asıl hedef Türkiye’dir. Yıllardır stratejik ortağımız dediğimiz ve ağzımızdan düşürmediğimiz ABD’nin açık ve aleni olarak ortaya koyduğu tavır “Küçük Kıyamet” ortaya konulsa da biraz daha alevlendiğinde “Büyük Kıyamet” kopacağı görünmektedir.

Her ne kadarda temel yanılgı sadece İslam Dünyası için değil, Jeopolitik ve stratejik açıdan küresel mücadelenin tanıdığı anlam ve önem farklı aktörlerin sürecin içerisine dâhil olma durumu gözükse de, esas maksat Büyük İsrail Devletini kurmak için bütün İslam Devletlerini işgal edip, İsrail’e vilayet yapmak olduğunu görmemezlikten gelemeyiz. Şu anda bütün oyunlar bu nedenlerle oynanmaktadır.

Büyük Ortadoğu Projesi (BOP), her ne kadarda inanç yönünden farklı iseler de Mesih’in gelmesi için BOP’un uygulanması ve Nil’den Fırat’a kadar bütün İslam devletleri fetih edilecek, güvenliğin sağlanması için ise Afganistan, Pakistan ve Kıbrıs’ta bu oyunun içine dâhil edilecek. İşte tekrar ediyorum, inandıkları Mesih’in gelmesi ile yerde bir Armadagon savaşı olacak, inananlar Mesih’le beraber göğe çekilecek, yerde ise birbirlerini yok edecekler ve onlar burunları kanamadan yere inecek ve ebedi saadeti elde edecekler. İşte şu anda insanlık dışı oyunlar bunun için oynanıyor.1948 yılından beri yayılmacı politikalarına batı bu nedenle göz yummaktadır. İnandıkları Allaha kalırsa asırlar sürer inancıyla Tanrının elini sözüm ona çabuklaştırıyorlar.

Kudüs sadece Filistin-İsrail, Arap-İsrail meselesi değil, bu noktadan bakarsak, bu meseleyi İslam Coğrafyasından soyutlayıp, dar bir çerçeve içerisine almış oluruz. Bu nedenle Cennetmekân Abdülhamit Han Kudüs’ü vermemek için hayatıyla ödedi. Bütün anlaşmaların Kudüs’te yapılması, Doğu Kudüs, Kudüs’ün %15 Filistinlilere, Batı Kudüs ise %85 İsrail’e verilmesi hususunu üzülerek duymaktayız. Bu nedenle Kudüs’ün tamamı İsrail’e verilmiş olmuyor mu? Hâlbuki Kudüs’ün tamamı Filistinlilerindir.

Devlet olarak onur meselemiz olan bu büyük tehlikeye bu gözle bakarsak, yeni yetişen nesle bu sorunun önemli olduğunu anlatamayız. Bu güne kadar olmadı bari bu günden sonra, keşke şöyle söyleseydik temennisinde bulunmayız İnşallah. Ceddimiz”İ’lay-ı Kelimetullah”için mücadele etmiş, bizlerde etmeye devam ederiz İnancıyla, Mübarek Ramazan’ı Şerifinizi ve Bayramınızı tebrik ediyor, sağlık ve afiyetler diliyorum.