Siyaset denilen şey;
- Ülke menfaatini düşünmeden oy toplamak için bütçeyi seçmenlere dağıtmaksa,
- Kendi partisine oy verenleri diğer vatandaşlardan farklı tutarak, adaletli ya da değil, her istediğini yapmaksa,
- Yerine getirmeyeceği vaatlerde bulunarak yalan yanlış konuşmaksa,
- Kendi partisinden başka, hiçbir partinin doğruyu söylemeyeceğine ve yapmayacağına inanmaksa,
- İktidara gelmek için her yolu mübah saymaksa,
- Şahsi menfaat ve güç elde etmek için çalışmaksa,
- Particilik uğruna yapılan bütün çalışmaların adını maneviyat ve dava koymaksa,
- Kaybedeceğini anladıkça, devlete ve millete zarar vermeye başlamaksa,
- Devlet kurumlarında iş ve işlem yaptırmak için dahi milletvekillerini ve diğer siyasetçileri aramaksa,
- Hakkı olan görevde yükselmeyi elde etmek için referans olacak kişi ve kişilere muhtaç olmaksa,
- Sokağında gördüğü su kaçağını, belediyeye yaptırmak için torpil yapacak birilerini ihtiyaç duymaksa,
- Köyünden geçen yolun asfaltlanması için il başkanına, belediye başkanına ya da milletvekiline ulaşmak zorunda kalmaksa,
- Seçim meydanlarında diğer partililere hakaretler etmek, iftiralar atmak ve hiçbir kardeşlik hukukuna riayet etmemekse,
- Muayene olmak için gidilen doktorun daha iyi bakması için aracılara ihtiyaç duymaksa,
- İş arayan kişilerin vasıflarına, yeteneklerine değil, partilerine bakmaksa,
Evet siyasetten anlaşılan bunlarsa, bu ülkede vatandaşların erdemli, dürüst ve omurgalı olmaları çok zor. Maalesef ülkemde, Cumhuriyetten bu yana hemen hemen bütün partiler, siyasetin böyle anlaşılması için ellerinden geleni yaptılar. Siyaseti; ülkeyi güzel yönetmek, kalkındırmak ve adaleti sağlamak için kullanan bir kaç lidere de yaşam hakkı tanımadılar. Ülke menfaatini önde tutan liderler, içerden ve dışardan çok büyük baskılara maruz bırakıldılar. Bırakılmaya da devam ediyorlar.
Ülkemde siyasetin, demokrasinin, particiliğin yeniden şekillenmesi ve vatandaşları bölen, birbirine düşüren yapıdan kurtarılması gerekiyor. Devleti yönetecek kadroyu seçebilmek için bir yöntem olarak demokrasi kullanılabilir. Ancak, sandıkta seçim yapıldıktan sonra, seçilen kişilerin bütün vatandaşların yöneticisi olduğu, yeni bir seçime kadar hiçbir siyasi söyleme gerek olmayacağı bilinmelidir. Maalesef ülkemde, seçim sonrası yeni seçime kadar muhalefetin tek görevi; iktidara hakaret etmek, yaptıklarını kabul etmemek ve bir an önce yıkmaya çalışmaktır. İktidarın görevi de sürekli olarak muhalefeti şamar oğlanına çevirmektir. Milletimiz, birbirleriyle oturup istişare eden, yüzleri gülen, dayanışma içerisinde olan parti liderlerine hasret kalmıştır. Yukardaki ayrılık rüzgarlarının aşağılara yayılması kaçınılmazdır. 
Nitekim, partilerin tamamı ülke menfaati için kurulduklarını söyleseler de, hiçbirisi diğerinin ülke menfaati için çalıştığını ve çalışacağını asla kabul etmez. Dolayısıyla farklı partilerin taraftarları birbirlerini genelde sevmezler.
Bizler, müslümanlar olarak kardeşliği, birliği, beraberliği, samimiyeti, ahlakı, dürüstlüğü, adaleti önde tutacak sistemle çalışmak zorundayız. Ya da mevcut sistemi kendimize uydurarak, düzeltmek zorundayız. Hiçbir müslüman; " Siyaset bunu gerektiriyor." diyerek doğruluktan uzaklaşamaz.