BOĞAZ'ıma ihanet saplandı gecenin bir yarısı.
Koyu yeşildi...
Temmuzun kasvetli havası, nem çekip alev üflememe sebep oluyordu. Bu koyu yeşil ihanet vücuduma sirayet edecek diye endişeleniyor, diğer yandan kan kusacağım diye korkuyordum. Tıpçı değildim ama gündelik bilgiler, eğer kan kusarsam benim için iyi olmayacağını söylüyorlardı. 
Ciğerim parçalanırcasına öksürüyor ve kendimden atmak istiyordum o kirli ihaneti. 
İyi değildim.
Sevgim ve vicdanım arasında çıkan çatışmalar sonucu çok şiirim silindi. Bir şairin evladı şiirdir. 
Çok mürekkep aktı. Destan gibiydi şiirler...
Harabe bir ev iken ruh halim,
Sanki hasta olduğum malum olmuş gibiydi hekime. Heybetli bir sesi vardı.

- Endişelenme! 
Yalnızca daha önce güvendiğin şeyler sana zarar vermeye çalışıyor. Yazdığım reçete de bulunan ikazlara kesinlikle itimat et, aksatma ve bana biraz zaman ver. Seni bu hastalıktan kurtaracağım Allah'ın izniyle. 
Ama sen de yatalak hasta pozisyonundan kurtar kendini. Benim seni iyi edebilmem için bana yardım etmen gerekiyor.

Aradan bir kaç gün geçti. Toparlanmaya başladım. Yaralarımı kendim sardım. Güçlüydüm!

...

Ben de herkes gibi VATANDIM O GÜN!
VATANLA BÜYÜDÜM, VATANLA BÜTÜNDÜM.

İhanet koyu yeşildi!
Havadan ve karadan üzerime gelen; hainlere göre barış güvercini, Salihlere göre şehadet habercisi.
Şerefle yürüdüm koyu yeşilin üzerine. 
Çünkü ben BAYRAKTIM! AL ve AK'tım! YILDIZ ve AY’dım!

Şerefsiz tüm küfürlerini atarken havadan ve karadan
Bundan razı olur muydu YARADAN?

VATAN!

Allah-u Ekber nidaları sağır ediyordu hain kulakları
Akıllarına bile gelmiyordu yedikleri kul hakları

Kim bu kadar kör etti o şeytan gözlerinizi
Ey şerefsizler kaça sattınız özlerinizi!

karakale'm

 

Maraş Pusula Haber - maraspusula.com Ali Rıza Karakale