Savaşsa Savaş !

Abone Ol

Bir de düşman gözüyle bakalım ülkemize. Irak, Suriye, Mısır, Libya vs. tek tek söz dinleyecek hale getirildi. Hem de çok kolay bir şekilde.

Sıra Türkiye'de.

Türkiye çok zor bir ülke. Ancak mutlaka bir yolu vardır; kaleyi içerden vurmak. Bunun için de, yüzlerce yıldır kullanılan oyunu kullanmak ve etnik yapıların aklına iş düşürmek gerekiyor. İllegal yönden PKK, legal yönden HDP ve benzeri partiler, bazı STK lar sürekli olarak bu amaçla çalıştılar. Yardımcı unsur olarak yanlarına; fetöcü subaylar, emniyet amirleri, bürokratlar, bazı milletvekilleri, casuslar ve ajanlar verildi. Dağlar, dereler, ormanlar, metrolar, parklar, yollar her tarafta kaos ve korku yaşatılmaya çalışılarak, bölünmeye zemin hazırlandı.

Ancak bir türlü hedefe ulaşılamadı. Çünkü bağlar çok güçlü. Artık dozajı biraz daha artırma zamanı geldi. Öncelikle islamdaki kardeşlik anlayışının etkisinden ve şemsiyesinden, etnik yapıları uzaklaştırmak gerekiyor.

Nitekim, doğuda araştırma yapan arkadaşlar, halk içerisinde; "bize; - müslümanlar kardeştir, diyorsunuz ama haklarımızı vermiyorsunuz, bırakın bu mavraları" diyenlerin olduğunu ve bunun gittikçe yaygınlaştığını söylüyorlar.

Diğer yandan Kuzey Irak'ta referandum devreye sokuldu. ABD, sözde referandumu desteklemediğini açıkladı ancak bunun yalan olduğunu hepimiz biliyoruz. Avrupa ülkelerinin beyanları da tamamıyla yalandan ibaret.

Binlerce tır silah taşınırken olacaklara hazırlık yapıldı. Referanduma özde karşı çıkan ülkelerin, erde geçte mutlaka askeri güç kullanacaklarını biliyorlar. Bu askeri güçler, karşılarında YPG, PYD gibi maşaları bulacaklar. Tuzağa düşen halk, akın akın bu örgütleri desteklemeye yönlendirilecek. Bir yandan Türkiye'nin içerisinden çatlak sesler çıkmaya başlayacak.

Fırat kalkanı harekatıyla, bölgede söz sahibi olan Türkiye'nin, başı derdine düşmesi ve geri adım atması hedefleniyor. Diğer yandan da referandumun diğer ülkelere hatta Türkiye'ye kaydırılması hesaplanıyor. Böylece yeni haritanın hazırlanması kolay olacak.

Öyle bir oyun ki, yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal. Bu oyunu, her zaman olduğu gibi bizim birlik ve beraberliğimiz bozar. Konuşmalarımıza, söylemlerimize en çok dikkat etmemiz gereken günler yaşıyoruz. Bizi nerden vuracaklarını çok iyi biliyoruz.

Açıktan referandumu destekleyecek olanlar, Barzani'ye övgü yağdıranlar vs. çıkabilir. Bunların amacının ne olduğunu bilmek için allame olmaya gerek yok. Kesinlikle saldırgan dil kullanmayacağız, kızmayacağız. Kürtler de, Türkler de duruşlarıyla, birliktelikleriyle, soğukkanlılıklarıyla devletimizin, askerimizin elini güçlendirecekler. Şehit haberlerimizi hikayelerle süsleyenlerin, suistimal edenlerin yine sahnelere çıkacaklarını unutmayalım.

Şunu iyi bilelim, karşımızdaki düşmanın adı kürt, türk değil; İsrail, ABD ve Avrupa ülkeleri. Eninde sonunda bu düşmanlarla açıkça savaşmak zorunda kalacağız. Bekamız için, varlığımız için buna mecburuz. Çünkü biz de, Irak, Suriye, Mısır vs. gibi olmadan, düşmanlar rahatlamayacaklar. İsrail'in arz-ı mev'ud hedefine ulaşabilmesi için çevresinde hiçbir güçlü devletin kalmaması gerekiyor.

Rabbim, birliğimizi, dirliğimizi daim eylesin. Bozmak isteyenlerin bütün planlarını boşa çıkarsın.

 

Maraş Pusula Haber - www.maraspusula.com / Yazar, Mehmet Ali Öztür