Oruçluyken ağız kokusu kader değil! Oruçluyken ağız kokusu kader değil!

Bunlardan biri de göz tansiyonu... Yaygın bir sağlık sorunu olan göz tansiyonu tedavi edilmediğinde körlüğe yol açabiliyor. Ancak doğru tedaviyle hastalığın tedavi edilebileceğini belirten Avrasya Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Kemal Yıldırım göz tansiyonunu anlatıyor.

İleri yaş grubu risk altında

Göz tansiyonu göz içi basıncının yükselip görme sinirini tahrip etmesi durumudur. Normal bir gözde göz sıvısı sürekli üretilir ve sonrasında dengeli bir şekilde boşaltılır. Bu sayede göz içi basıncı olması gereken seviyede kalır. Göz içi basıncı artarsa göz sinirleri ve damarları üzerinde baskı da artar. Göz siniri zamanla zayıflar ve körlüğe yol açar. 

Göz tansiyonu her yaşta görülebilmekle beraber genellikle 40 yaş üzerinde sıkça görülmektedir. Yaş ilerledikçe göz tansiyonu riski de artmaktadır.

Hangi belirtiler ile ortaya çıkıyor?

Görme duyusunun azalması,

Gözde kızarıklık,

Şiddetli göz ağrısı,

Bulanık görme,

Mide bulantısı,

Kusma göz tansiyonunun belirtilerindendir.

Hastalığı ne tetikliyor?

Özellikle ileri yaşa bağlı olarak ortaya çıkan göz tansiyonu erken yaşlarda da ortaya çıkabilir. İşte göz tansiyonuna neden olan faktörler;

Genetik faktörler,

İnce kornea,

Şeker hastalığı,

Yaşlılık,

Kansızlık,

Miyop veya hipermetrop.

Göz tansiyonunun normal değerleri nedir?

Göz tansiyonunun normal seviyesi 10-20 mmHg arasındadır. Göz tansiyonu sınırı 20'yi geçerse hastalığa dair belirtiler ortaya çıkmaya başlayabilir. En ideal göz tansiyonu değeri ise 17 mHGg olmalıdır.  

Sağlıklı bir tedavi için erken teşhis önemli!

Göz tansiyonuna erken tanı koyulduğunda ilaçla tedavisi mümkündür. Göz içi sinirlerinin fazla zarar görmediği durumlarda sinirleri korumak için damla tedavisi uygulanmaktadır. Damlalar hem göz tansiyonunu düşürür hem de göz içinde üretilen sıvının dengelenmesini sağlar. 

Damla tedavisinin yetmediği durumlarda lazer tedavisine başvurulmaktadır. Lazer tedavisi ile göz tansiyonu dengelenir ve göz içindeki fazla sıvı boşaltılır.

Her iki tedavinin de çözüm olamadığı durumlar da ise cerrahi yöntemlere başvurulmaktadır. Gözde biriken sıvının gözden çıkması için yeni bir kanal açılmaktadır. Göz sinirleri fazlaca tahrip olmuş kişilerde bu yöntem uygulanmaktadır.

Editör: TE Bilişim