Sönmez, saç dökülmeleri kansızlık, beslenme bozuklukları, vitamin eksiklikleri, ağır hastalıklar, hormonal düzensizlikler ve bazı ilaç kullanımlarından sonra görülebilirse de genelde bir nedene bağlanamadığını ifade ederek,” Ailesel yatkınlık, stres, mantar enfeksiyonları ve kalitesiz bakım ürünlerinin kullanılması dökülmeyi etkileyerek arttırabilmektedir. Saç dökülme alanları erkeklerde başının ön, üst ve tepe kısmında görülür ve değişik genişlikte olabilir. Çoğu kişide ileri yaşlara kadar başın her iki yanında ve ensede dökülmeyen alanlar kalır. Kadınlarda ise yaygın seyrelme tarzında dökülmeye daha sık rastlanır bölgesel dökülme nadir olarak görülür.Saç dökülmesi otuzlu yaşlara doğru başlar ve elli yaşın üstünde erkek nüfusunun hemen hemen yarısında görülür. Başlama yaşı ne kadar erken olursa dökülme o kadar fazla ve geniş alanda olur” dedi. FUE tekniğiyle yapılan saç ekimi donör saha olan iki kulak üzerinden ve iki kulak arasındaki saçlı bölgeden saç köklerinin 0,7 ve 0,8 mm çapındaki silindirik ve mikro uçlarla teker teker çıkarılması ile gerçekleşmekte olduğunu belirten Sönmez, “Saç köklerinin çıkarılma işlemi, manuel punch ya da mikro motor adı verilen cihazla yapılmaktadır. FUT tekniğiyle yapılan saç ekiminde ise, kafa bölgesinin arka tarafında iki kulak arasında bulunan genetik olarak dökülmeyen saçlı alandan, cerrahi bisturi ile bir doku şeridinin çıkarılmasıyla yapılır. Daha sonra bu alan dikişlerle kapatılır. Alınan bu doku şeridi, özel yapıdaki büyütmeli stereoskopik mikroskopların altında bisturilerle greft adı verilen parçalara ayrılır. FUE yönteminin yaygınlaşmasından sonra, bu yöntem kullanılmamaya başlanmıştır. İki yöntem arasında, sadece saç köklerinin alınmasında farklar bulunmaktadır. Elde edilmiş olan greftler, saçların olmadığı alana ya da saçların seyreldiği bölgeye ince kanallar açılarak yerleştirilmektedir. Bu yöntemler sırasında, lokal anestezi uygulaması yapılır. Saç ekimi yaptırmayı düşünen kişilerin beklentisi hakkında, saç ekimini yapacak doktorun bunu değerlendirerek, kaç greft ve kaç seans yapılacağına karar vermesi gerekir. Kişinin beklentisine ve ihtiyacına göre 2-3 seans yapılması gerekiyorsa, bu seanslar arasında en az 6 ile 12 ay bir ara vermek gerekir” ifadelerini kullandı. Saç ekimi işleminin, çok uzun süren uygulamalar arasında yer almadığını vurgulayan Sönmez, “Öncelikle, en fazla saç ekimi işlemine karar verme ve görüşme aşamasında vakit kaybı olabilir. Bu aşamada her şey değerlendirildiği için, bu vakit kaybı normal olarak kabul edilmelidir. Saç ekimi işlemi, genellikle günde 6-8 saatlik bir uygulamadır. Bu süreç,greft oranı ve yapılacak işleme göre farklılık gösterebilir. Saç ekimi yapılacak olan alanın tamamen saçsız olması halinde, bu süreç uzayabilir; kısmi olarak biraz saçın olması halinde, bu süre kısalabilir. Ancak yine de saç ekiminin uzun ve zahmetli olduğu söylenemez. FUE yöntemi kullanılarak yapılan saç ekimi uygulaması, son derece kolay, pratik ve acısız bir şekilde gerçekleştirilir. Saç ekimine karar vermiş olan bir kişi, operasyondan önceki yedinci günden itibaren hazır olmalıdır. Saç ekimi yaptıracak kişiler, kan sulandırıcı ilaçları önceden kesmelidir. Sigara alışkanlığı olanların, bunun dolaşım bozukluğuna neden olduğunu bilmeleri ve önceden sigara içmeyi bırakması yada azaltması gerekir. Bu daha sonraki iyileşmeye olumlu etkiler yapacaktır. Sigarayı bırakamayanlar bile, en az 2 gün önceden içmeyi mutlaka bırakmalıdır. Bu sürede alkol alınmamalı ve saç boyası yapılmamalıdır. Saç ekimi yapılacağında saçlarda jöle, sprey gibi kalıntılar olmamalı, saçlar mutlaka temiz olmalıdır” açıklamalarında bulundu.