Bütün İslam Dünyası ve İnsanlık Âleminin huzur ve sükûnu için çalışan ve o yolda çığır açan, her kesimin kalbinde yer alan Milli Görüş Lideri Prof.Dr. Necmettin ERBAKAN’IN (27 Şubat 2011) vefatının dokuzuncu yılı münasebetiyle Yurt içi, yurt dışı ve bütün İslam Âleminde her yıl anma programları yapıldığı gibi, bu yılda yüzlerce programlar yapılarak anılmaya devam ediyor. Mekânı Cennet, makamı Ali olsun.

O bütün yaşamı boyunca; Kapitalizm ve Sosyalizm sistemlerinin dışında İslami Prensiplere dayanan ayrı bir Ekonomik Sistem olarak, 1980,1990 yıllarında uygulanan Rant Ekonomisine karşı; sömürüye müsaade etmeyen, herkese hakkını veren, eşit davranan faizsiz bir üretim ve kar Ortaklığı sistemi yani, ADİL EKONOMİK DÜZEN (AED) uygulanmaya koydu. Mevcut düzene Rant Ekonomisi olarak dile getiren Erbakan, Bu sisteme Sömürü Düzen adını vermiştir. (Erbakan – 2010)

Erbakan’a göre; hâlihazır ekonomik zulümlerden kurtulmak ve bu zulümlere sebep olan mikropları ortadan kaldırmak ancak “AED” ile mümkündür. Milli Görüş Yeniden Büyük Türkiye’yi kurmak için; bu günkü Anayasaya aykırı köle düzenini ortadan kaldıracak, yeniden Anayasa’da sözü edilen herkese refah getiren, herkese hakkını veren, herkese fırsat eşitliği tanıyan bir sistem oluşturacaktır. Dolaysıyla Milli Görüşün kuracağı yeni düzende faiz olmayacak, haksız vergiler kalkacak, paranın değeri hak ölçüsü olarak kabul edilecek, sağlam paraya geçilecek, karşılıksız para basılmayacak, paranın değeri düşülmeyecek, krediler, adil ölçüler içinde faydalı iş yapacak herkese verilecektir. En ucuz üretim Türkiye’den karşılanacak, ihracat artacak, Müslüman Ülkelerle “ORTAK PAZAR” kurulacak, ihtiyaçlar Türkiye’den karşılanacak ve Türkiye çok kısa bir zamanda dünyanın en güçlü Ülkelerden biri olacaktır şeklinde projelerinde yer almıştır ve platformda halka anlatmıştır. (Erbakan – 1991)

Erbakan’a göre (AED) Temel Prensipler itibariyle; kapitalizm ve komünizmin bazı ilkelerini bir araya toplayarak yeni suni bir düzenin kurulmasına çalışılması değil; insanlığın uzun süre kapitalizm ve komünizmi denedikten, bunların zulüm, sosyal patlama ve felaketten başka bir şey getirmediğini gördükten sonra, yozlaşmış, sakat düzenler vasıtasıyla kabul edilmiş olan yanlış, insan tabiatına aykırı prensipleri terk edilerek, zulümden hakka dönerek ve böylece gerçek var olan, hakka dayalı bir düzenin bu günün şartlarına göre yürürlüğe konması gereklidir demektir. (Erbakan – 1991

Hayatı boyunca Siyonizm’in karşısında güçlü olmamız için İslam Âleminin birlikteliğine, kendi meselelerini kendilerinin çözmesini ve buna dış güçlerinin karıştırılmaması gerektiğini sık sık vurgularlardı. Şu anda buna ne kadar ihtiyacımız olduğu ortadadır. Bu birlikteliğin resmileştirilmesi gerektiği için İktisadi, Ticari, Sosyal ve Askeri alanda İş Birliği Teşkilatı olan 8 tane İslam Devletini bir araya getirerek D-8 leri kurdu ve para birimi olarakta “DİNAR” kullanılacaktı. Evet AB liği yerine D-8 aktif olarak yaşatılması için mücadele edilse idi şu anda hiçbir İslam Ülkesinin burnu kanamazdı. O sadece İslam Ülkeleri değil bütün İnsanlığın kurtuluşu için mücadele etti. “ YAŞANABİLİR BİR TÜRKİYE, YENİDEN BÜYÜK TÜRKİYE VE YENİ BİR DÜNYA” kurulmasıyla beşeriyetin huzur sükûna kavuşacağın inanıyordu. 1699 Karlofça anlaşmasından sonra devamlı toprak kaybettik 1974’te Kıbrıs’ı aldı. Bu nedenle kendilerine MÜCAHİT ERBAKAN denildi. Filistin için çok hassastı. Olumsuzluklara karşı Konya’da KUDÜS MİTİNGİ yapıldı. Ne yazık ki 12 Eylül Askeri darbesine gerekçe sayıldı. Yaşanabilir bir Türkiye’nin kurulması için Ağır Sanayi’nin kurulması olmazsa olmazlar arasında idi. Bir TV konuşmasında 1974-1976 yıllarında;

13 Şeker Fabrikası, 18 Çimento Fabrikası, 12 Gübre Fabrikası, 6 Kağıt Fabrikası, 28 Sümerbank,, 27 Et Kombinesi, 7 Demir Çelik Fabrikası, 332 Ağır Makine, 13 TÜMOSAN, 1 TÜSAŞ, 1 Tank, 5 TESTAŞ, ROKETSAN, ASELSAN, GEMİ ve Yurt dışındaki vatandaşlarımızın paralarını korumak için DESİYAP kuruldu.

Evet, Rahmetli Hocam yokluğunu Milletçe hatta Dünyaca çekiyoruz. Yüce Rabbim mekânını Cennet, makamını Ali eylesin.