BEN en azından Kahramanmaraş’ta umudumu kestim artık.

Sanırım biz toplum olarak “biat toplumu”ndan, “bilgi toplumu”na geçişi de hiçbir zaman göremeyeceğiz.

“Siyasetçi amigoları” hiçte azımsanamayacak çoklar.

Biat ettikleri siyasi kişilikler ne kadar hata yaparsa yapsın, bu amigoların kendi doğruları yoktur, hep efendilerinin doğruları, kendi doğrularıdır.

Biat ettikleri efendilerinin de, kendilerinin de eleştiriye hiçbir tahammülleri yok.

Zorda kaldıklarında da ellerindeki tek silahları da, “küfür” ve “şiddet” tehdidi…

Bu “davulcu amigoların” ve “egosu tavan yapmış efendileri”nin olduğu bir toplumda yazsak kaç yazar, yazmasak kaç yazar…

Halbuki bu amigoların tek bir kıbleleri de yoktur!

Güç neredeyse onlar oradadır.

Güç sahibi gücünü kaybettiğinde anında çarkederler ve “kral öldü, yaşasın yeni kral” derler.

KENDİNİZ ÇALIN, KENDİNİZ OYNAYIN!

RUS yazar Gregory Petrov’un Finlandiya’nın kalkınma öyküsünü anlattığı “Beyaz Zambaklar Ülkesinden” adlı yapıtının giriş yazısında şunlar yazıyor:

“Kentlerin kuvvet ve zayıflığı, o kentin insanının yükseliş ve gerilemesi, yalnız idare adamlarının ehliyet ve iktidarından veyahut dirayetsizliğinden ileri gelmez.

İdare adamları, iyi veya kötü, kahraman veya zalim olsunlar fark etmez, onlar kendi milletlerinin bir kopyası aynasıdır!

Onlar, bu halkın içinden doğmuştur. Bir toplum nasılsa, yöneticileri de onlar gibidir. İşte bundan dolayıdır ki, “Her millet, lâyık olduğu idare ile idare edilirler” denilmiştir…”

Başınız göl, ayağınız sel…

Kendiniz çalın, kendiniz oynayın, hadi bana eyvallah…

PEKİ NE YAZACAĞIZ?

KLAVYEYİ parmaklama hastalığı bütün benliğimizi sarmış bir kere.

Hiç yazmadan da duramayız.

Belki belli bir okur kitlemi kaybedeceğim ama bir format değişikliği yapıyoruz el mecbur.

Çiçek mi yazalım, böcek mi yazalım derken ofisin kapısından içeri bizim meşhur Davulcu Tekin girmez mi?

“Aha ben konuyu buldum” dedim…

Artık Davulcu Tekin’den, Albay Muammer Kirişçi üstadımdan, Gazeteci Ali Fahri Şirikçi abiden, PTT’ci Ahmet Bağcı Abiden, İbrahim Dedeoğlu ustamdan, Çalışkan Ahmet’ten vs. vs. Maraş hikayeleri yazarım, konu biterse Neyzen Tevfik, Osman Bölükbaşı, Namık Kemal, Şair Eşref vs. imdada yetişir heyle olsa…

Eh eyi bulduk Sekili’yi, hadi hayırlı olsun bana…

YATACAK YERİ YOK

BU BELEDİYECİLERİN

YAZ mevsimini torbaya koyup saklamışlar gibi bekleyip bekleyip yağmurlar başlayınca asfalt sermeye başlayan bu belediyecilerin…

YATACAK YERİ ÇOK

İNSANLIK DERSİ VERENLER

20 yıldır usanmadan her gün Dereli Köyü civarındaki sokak köpeklerine tavuk kırıntısı götürerek insanlık dersi veren Erkan Şerbetçi’nin…