Arzu Söylüer, Kronik Böbrek Yetmezliği, Yüksek tansiyon ve şeker hastalıkların Ümitsizliğe düşmek yerine hayata sımsıkı sarılmalarını ve bu konuda bilinçlenmesi gerektiğini vurguladı.

Söylüer, “Kronik böbrek yetmezliği denildiğinde akla birçok insana göre hatta buna zaman zaman hastalarda dahil kanser gibi sanki baş edilemeyecek her şeyin sonu gelmiş gibi algılanan bir durum geliyor. Bana göre tam tersi bu hastalar bilinçli bir çevre içerisinde olurlarsa eğer şeker hastalığı, yüksek tansiyon gibi günlük işlerine de zaman ayırabilecekleri hayata aynen devam edebilecekleri bir tablo aslında. Bir dönem bir anket vardı. Bunu hastalarla birlikte soru cevap şeklinde doldurmuştuk o zaman bazı şeyleri çok daha iyi anladım. Düşünceleri şu şekilde" bu hastalığa yakalandığım da kendimi yarım bir insan olarak görmeye başladım. Kimseyle konuşmaz oldum, bir suçlu gibi kenara çekildim. Hatta o dönemlerde ben hanımımı da çok dövdüm, sonra sonra neyin ne olduğunu anlayıp diyalize girip çıktıkça alıştım, şimdi çoğu şeyi kabullendim isimle gücümle uğraşıyorum...

"Bir başka hastanın söyledikleri" Hastalandıktan sonra komsularıma gitmeyi dahi bıraktım, eşimle, çocuğumla bile konuşmaz oldum, benim halimden anlamadıklarını düşündüm. Sadece diyalize girdiğim yerdeki hastalarla konuşur oldum..."Bu konuları konuştuktan sonra buna benzer birçok örnek daha var şunu diyebilirim; ne çalışanlar robot, nede hastalar örneğin mağaza da öylesine müşteri... Ellerinde olmayan bir durum ile karşı karşıya olan insanlar. Son olarak hastamızın birinin de çoğu zaman söylediği gibi "paramız çoktu da bu hastalığı satın almadık, Allahtan geldi, Allahtan gelenin başımızın üstünde yeri var..."hayat yaşamasını bilene herkese güzel ve bir o kadar özel” dedi.

 

Maraş Pusula Haber - www.maraspusula.com / Fazilet Çomruk