Araştırmacı Yazar Abdulkadir Yılmaz, Sosyal medya ve internet bağımlılığı bizlere eş, dost ve akraba ziyaretini unutturdu” dedi.

Yılmaz, “Son zamanlarda gerek teknolojinin insanlarımız tarafından etkin kullanımı gerekse asosyalleşen toplumumuz, giderek örf ve adetlerimizden uzaklaşarak git gide kendi kültürümüze, kendi inancımıza uzaklaşıyor, kendimizden yozlaşıyoruz. Özel günlerde, bayramlarda teknoloji yardımıyla mesajlarla ya da telefonla sevincimizi kederimizi belirtiyoruz, paylaşıyoruz. Hal böyle olunca her şey basite indirgeniyor, saygı sevgi iletişimsizlikten kopuyor, kayboluyor. Örneğin eskiden bırakın sokağımızda, şehrimizde bir cenaze haberi (Sala) verildiğinde şehir adeta sessizliğe bürünür, şehir halkı nefsini sorguya çeker, ölüme ne kadar yakın olduğu düşünülerek feyiz alınır ve kendilerine bir çeki düzen verirlerdi. Şimdilerde camilerden sala verilirken aslen nereli olduğuna kadar dinliyoruz. Semtimizden veya tanıdık biri değilse hiçbir şey olmamışçasına hayatımıza devam ediyoruz. Ölüm semtine kadar gelmiş, bize de uğrayabileceğini düşünmüyoruz bile. Eskiden komşumuzda veya sokağımızda bir cenaze olduğu zaman müzik aletleri kaldırılır, televizyonun üzeri bir çarşafla kapatılır, komşunun sırırı sırrımız, acısı yasımız kabul edilirdi” ifadesini Kullandı.

Mezarlık önünden otobüsle veya arabayla geçerken, saygıdan radyonun sesi kısılır ve yahutsa kapatılır, kuru da olsa bir Fatiha okunurdu diyen Yılmaz, “ Eski yıllarda çeşitli kuyruklar vardı. (Banka- hastane vb) Bu kuyruklarda yaşlılara, hamile kadınlara, hastalara öncelik verilirdi. Ülkede bir şehit haberi alındığında her evde şehidin ruhuna kuranlar okunur ve şehidin hakkını helal etmesi için ahrette şefaatçi olması için dualar edilirdi. Yaşama amacımız her daim hatırlanır ve kimsenin kalbini kırmamaya özen gösterilirdi. Eş, dost ve akraba ziyaretleri ibadet vasfıyla yapılırdı. Günümüzde ise insanlarımız bir yandan, ben kendime yeterim, kimseye ihtiyacım yok derken hem yaratılış amacını unutuyor, bir yandan da insanın insana olan saygısını sevgisini rafa kaldırıyor. Bırakın mezarlık çevresinden geçerken müziğin sesini kısmayı, mezarlık içinden geçerken bir Fatiha’yı bile okumaktan aciz olan insanlarımız var. Toplu taşıma araçlarında yaşlıymış,  hastaymış, ayakta yolculuk yapamazmış, kimin umurunda… Ben parasını verdim oda yer olmadığını bile bile bindi. Binmeseydi diyenler var”dedi.

Yılmaz, “Düğünlerde, cenazelerde yapılması gereken sohbetler yapılmıyor. Herkes elindeki akıllı aygıtı ile ya oyun oynuyor, ya da birilerine laf yetiştirme peşinde…  Telefonları kapatabilseler, sohbetin ve muhabbetin kralı masalarında farkında bile değiller. Her konuda bir şekilde kendimize yalanlar söyleyerek vicdanımızı rahatlatıyoruz. Kimse, bi başkasının yaptığına, başarısına, kısacası insanlığına saygı duymuyor. Her şeyin en iyisini bizler biliyoruz. Bizden daha akıllısı, daha beceriklisi yok ve asla da olabileceğini kabullenmiyoruz. Hatta elimizden gelse yaşam hakkını kısıtlayacağız. Öyle de olunca günden güne saygımızı, sevgimizi, hoşgörümüzü, insanlığımızı kaybediyoruz. En kısa zamanda rafa kaldırdığımız insani duygularımızı hatırlamak, üzeri tozlanan değerlerimizi tekrar gün yüzüne çıkarmamız ümidiyle”şeklinde konuştu.

 

Maraş Pusula Haber - www.maraspusula.com / Fazilet Çomruk