Elizabeth, Neurosist adı verilen bir teknoloji ile karşılaşır. Elizabeth bu teknolojinin ne olduğunu öğrenmek isterken hem kendi beynini hem de bilgisayarlar ile beyninin benzer ve farklı yanlarını keşfetmeye başlar. Neurosist, teknolojinin baskın ve giderek yaşamlarımızı farklı bir boyuta taşıyan gücünün ne kadar ileri gidebileceğini sorguluyor. Koray Karatay’ın akıcı anlatımıyla sinir bilim, teknoloji ve yapay zekânın tüm olasılıkları bir araya geldiğinde öngörülemeyen yaşamlara değinen kitapta, birbirinden özgün karakterler yer alıyor. İnsan varlığını köleleştirmek isteyen ve kendilerine Yeni Düzen adını veren bir grubun yarattığı kaos, sessiz ve sıkıcı bir adadaki tüm akışı bambaşka bir hâle getiriyor. Neurosist, günümüzde hayatlarımıza müdahil olan ileri teknolojinin, kötücül güçlerin elinde kılık değiştirerek âdeta tüm insanlığı tehdit eden yapısını detaylarıyla ele alan bir ilk eser. “…Tabii ki ada sakinleri geldiğim yerdeki insanlar gibi değil. Eğitimsiz, sadece bugün ne yiyeceğini düşünen, sıradan insanlardı buradakiler. Bu adada bilgisayardan başka bir şey kalmadı. Her gün gitgide daha da anlamsız oluyordu benim için. Sonra babam ve arkadaşları da eve gelmemeye, benimle vakit geçirmemeye başladılar. Galiba bu proje… Neyse daha sonra olanları biliyorsun. Galiba istediğimi başardım. Yazar olmak istiyordum ve şu anda hayatım ilginç bir hikâye oluyor. Pekâlâ, benden bu kadar. Senin hikâyen ne?” Koray Karatay, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nde Tıp Fakültesi’ni bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi’nde Sinirbilim alanında doktora eğitimine başladı. Yazardan Direkt Yayınevi’nden yayımlanan Neurosist, yazarın kaleme aldığı serinin ilk romanı olarak bilim kurgu türünü seven okur için yepyeni bir dünyanın kapılarını aralıyor.